İnsanca Yaşamak İstiyoruz şiarıyla İstanbul emek, barış ve demokrasi güçleri 8 Aralık’ta bir miting düzenledi.
Uzun bir süredir ortak bir miting yahut eylem yapılamayan İstanbul’da siyasetler ve sendikalar işgale ortak bir ses çıkaramadı. İşgal devam ederken ve de işgal yokmuş gibi davranılırken “İnsanca Yaşamak İstiyoruz” başlığında bir miting düzenlendi.
Komünistler olarak ezilenlerin sorunlarının ortaklaştırılması ve kadın sorunundan kadınlar bahseder, işçi sorunundan işçi bahseder, Kürdün sorunundan da Kürt bahseder gibi Menşevik bölücü anlayışını mahkum eden ve bunu pratiğe geçiren tek kortej olduk. HDP dahil bütün pankartlar ekonomik krizden bahsedip Kürdün adını anmadan en iyi ihtimalle savaşa değil eğitime bütçe diyebildiler. İnsanca yaşamaktan bahsedenler, her gün bombalanan köylerdeki Kürt halkının yaşam hakkından bahsetmeyi es geçtiler. Komünistler olarak biz ise “Kahrolsun Şovenizm! Kürtlerin zincirlerinden bahsetmeyenler insanca yaşamdan söz etmesin” dedik.
Birçok kurum mitinge katılım gösterirken bir takım kurumların kortejlerin pankartları şu şekilde oldu: BDSP “İnsanca yaşamak için sosyalizm”, DİSK “İnsanca yaşamak istiyoruz”, DAF “Vermeyecekler alacağız” DGD “Geleceksizliğe ve yoksulluğa karşı eşitlik istiyoruz”, Devrimci Parti “Halkların gücü, işçilerin birliği faşizmi ezecek”, EMEP “İnsanca bir yaşam için iş ekmek özgürlük”, Halkevi “Zamlara, vergilere, borç yüküne artık yeter, AKP’yi ve patronları sırtımızdan indirelim”, HDK “Halklarımızı krize karşı birlikte mücadeleye, dayanışmaya, örgütlenmeye çağırıyoruz”, HDP “Savaş sermayeye barış emekçiye kazandırır”, Kadın Savunma Ağı “Şiddetsiz borçsuz, güvenli eşit yaşamak istiyoruz”, Kaldıraç “İnsanca ve onurlu yaşayacağız. direniş öğretir, örgütlü güç kazandırır”, MB “İnsanca bir yaşam için sosyalizm” , SEP “Emekçi baharı için ileri! Vergiden muaf insanca bir asgari ücret, Emekçiden vergi alma serveti vergilendir”, TÖP “Yoksulluğa, yıkıma, intiharlara karşı yaşasın örgütlü mücadelemiz”,
TİP “İşçi Sınıfı İktidara”, UİDDER “Krizin faturası patronlara”, ÖDP “Yoksulluğa, savaşa, baskılara karşı insanca yaşam insanca düzen için alanlardayız”
Dövizlerimizde “Kürtlerin esareti işçilerin esaretidir; Kürtlere özgürlük orta doğuya barış; İşgale karşı mücadele etmeden yoksullukla mücadele edilemez” şiarlarını yazdık. Ajitasyonlarımızda insanca yaşam deniyorsa Kürtlerin yaşam hakkını savunalım dedik. Miting sırasında “Kürtlere Özgürlük Ortadoğu’ya Barış; Özgürlük savaşan işçilerle gelecek; Siyasi İktidar Devrimle Gidecek; Seçimle değil devrimle gidecek; AKP’ye karşı eylemli mücadele; İnsanca yaşam devrimle gelecek; Devrim için Devrimci Parti Parti için Komünistlerin Birliği; Marx Engels Lenin Yolumuz Proleter Devrim; Sendika Sigorta Altı Saatlik İş Günü; Kürtlere Özgürlük- Kurdara Azadi” sloganlarını attık.
Yine ekonomik krizden bahsedenler TC’nin içinde bulunduğu siyasi krizden bahsetmediler. En küçük demokratik haklarımız için bile devrimin gerektiği emperyalizmin en zayıf halkası ayaklarımızın altındayken dünyadaki kitle ayaklanmalarına selam gönderildi lakin yönetenlerin yönetemediği, yönetilenlerin eskisi gibi yönetilmek istemediği Türkiye’den bahseden olmadı. Komünistler olarak “Zayıf halka Türkiye Devrim Güncel Eksik olan Devrimci Parti” pankartını açtık.
Konu ekonomik kriz olunca siyasetler daha çok işçi örgütlenmelerini yahut sendika örgütlenmelerini öne çıkaracak şekilde katılmıştı. Sendikaların katılımı ise oldukça sınırlı idi. Kürsüden işten çıkarmalar yasaklansın, asgari ücret vergiden muaf tutulsun, işsizlik fonu işçilere verilsin, savaşa değil sağlığa ve eğitime bütçe gibi talepler sıralandı. Komünistler Türkiye solunun her bir köşesine sirayet etmiş ekonomist çizgiden kendini titizlikle ayırıp, eylemli bir şekilde siyasal gerçekleri alana taşımış oldu.
İnsanca Yaşam Devrimle Gelecek!
İstanbul’dan Komünistler