KöZ olarak 20 Mart Cuma günü gazete büromuzda “Korona Karşısında Reformist ve Devrimci Siyaset başlıklı bir gazete söyleşisi düzenledik. Korona salgını ile birlikte hükümetin tedbir adı altındaki yasaklarına paralel olarak hatta onlardan bir adım önde “tedbir”lerini sıkılaştıran, tüm eylem ve etkinliklerini iptal eden, hükümete daha fazla tedbir alması için baskı yapan reformist sol akımların tutumu karşısında komünistlerin alması gereken tutumu değerlendirdik.
Söyleşide; 2019 seçimlerinde Millet İttifakı adayını destekleyerek CHP’ye yedeklenen, Erdoğan’a karşı mücadeleyi 2023 seçimlerine erteleyen anlayışın bugün de bugün de her türlü mücadeleyi salgının bitmesine ertelediğini vurguladık. Komünistlerin benimseyeceği siyasi çizginin tam aksi istikamette olduğunun altını çizdik. Devrimin ancak olağanüstü durumlarda yapılacak olağanüstü müdahalelerle başarıya ulaşacağını, kriz anlarında bağımsız bir siyasal hattı bağımsız bir eylem çizgisiyle birleştirerek devletin yasaklarına boyun eğmeden hayata geçirmek gerektiğini belirttik.
Milyonlarca emekçinin servislerde, metrobüslerde işe gidip geldiği, hiçbir hijyen koşuluna sahip olmayan işyerlerinde çalıştığı koşullar altında, “halk sağlığını koruma” kaygısıyla sokağa çıkmayanlar devrimci bir faaliyet yürütemezler. Bu nedenle devrimci bir siyasi faaliyetin birinci şartının sokağa çıkmak, emekçilerle yüz yüze propaganda çalışmasına devam etmek olduğunu vurguladık.
“Seçimleri Beklemeyeceğiz!” kampanyamız emekçilere ve ezilenlere siyaset taşımanın mümkün olmadığını savunanlara, en elverişsiz koşullarda dahi bu doğrultuda bir propaganda ve ajitasyon faaliyeti yapmanın mümkün olduğunu göstermek amacını taşımaktaydı. Emekçilerin önünde duran acil görevin hükümetin devrilmesi olduğunu, hükümet devrilmeden Korona da dahil olmak üzere hiçbir krizin emekçileri uğrattığı yıkımın püskürtülemeyeceğini söylemek bize düşmektedir ve söylemeye devam edeceğiz.
Hükümetin ve hükümetten çok bujuva sosyalistlerinin dayattığı evde kalma, sosyal izolasyon telkinlerine ve olası sokağa çıkma yasaklarına aldırış etmeden devrimci bir çizgide bu mücadeleyi sürdüreceğimizi vurguladık.
Söyleşi, hükümetten türlü taleplerini dile getiren ve karantinayı daha sıkı biçimde uygulamayı benimseyen tasfiyeci tutuma inat bir buluşma olarak gerçekleşti. Ancak elbette benimsediğimiz çizgi gereği yürüteceğimiz faaliyet söyleşi ve panellerle sınırlı olmayacak. “Seçimleri Beklemeyeceğiz” şiarıyla başlattığımız kampanyayı şimdi daha yoğun olarak ayrıcalıklı kesimlerin kendini korumak üzere sokakları boşalttığı alanlarda değil, işçilerin emekçilerin doldurduğu işçi havzalarında, metrobüs girişlerinde, servislere biniş noktalarında yürütmeye devam edeceğiz. Söyleşiyi çalışmanın bu haftaki programının duyurulmasının ardından sonlandırdık.
İstanbul’dan Komünistler