KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak 1 Mayıs öncesi çalıştığımız kurumda bir KöZ sohbeti gerçekleştirdik.
1 Mayıs yaklaşırken Türkiye’de öne çıkan siyasal gündemleri, solun gündemlerini, 1 Mayıs’ta nasıl bir tablo oluşacağını, hangi görüşleri öne çıkartarak hazırlanmak gerektiğini ve bu tabloyu değiştirmek için üzerimize düşen görevleri konuştuk.
KöZ adına söz alan yoldaş şunları ifade etti:
“2021 1 Mayısına giderken Türkiye’de süregiden rejim krizinin sarsıcılığı artıyor. Bu rejim krizini çözmek için iktidarın başvurduğu hiçbir yöntem ise kar etmiyor.
Buna rağmen bu iktidarı alaşağı etmek üzere siyaset yapma iddiasında bulunanlar ise olası bir seçimi bekleyerek, o zamana kadar güya kazasız belasız ilerleyecekleri, siyasetsiz eylemsiz bir hattı benimsiyorlar.
Bu izlenen hattın bir yansıması olarak salgın sürecinin başında geçen sene, milyonlarca işçinin topun ağzına koyulduğu ve ölümüne çalıştırıldığı koşullarda Newroz ve 1 Mayıs’ı askıya alınmıştı. Biz KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bu tutumun, solun devletin “evde kal” ve “gönüllü OHAL” çağrılarına uysalca boyun eğmesinin bir gaflet olduğunu söylemiş ve kendi siyasal faaliyetimize kesintisiz devam etmiştik.
Soldaki hakim tutumun işe yaramazlığı hızla açığa çıktı. 1 Mayıs’ta alanları değil balkonları işaret edenler birkaç ay içinde ABD’deki George Floyd eylemlerine övgü dizmek zorunda kaldılar. Sonrasında Barolar’ın birleştirilmesi planına karşı avukatların eylemi, 25 Kasım eylemleri, Boğaziçili öğrencilerin eylemleri, 8 Mart derken bugün sokakta olmanın gerekliliği ve zorunluluğu daha fazla açığa çıktı.
HDP’nin kapatılmaya çalışıldığı koşullarda Newroz’da Türkiye’de onbinlerin Kürdistan’da milyonu aşkın insanın alanlarda buluşması ise moral verici oldu ve sokakta bulunup bulunmama konusundaki tartışmayı sona erdirdi.
Bugün Cumhur İttifakı bir kriz içinde, fakat nasıl gönderilmesi gerektiğine dair somut bir planı olan yok. Vadesi belirsiz bir seçime kadar onunla karşı karşıya gelmeden onu kuşatmaya çalışan, ABD’nin dümen suyundaki burjuva muhalefet burnundan soluyan on milyonlarca insanı seçimleri beklemeye ikna etmeye çalışmaktadır. Cumhur İttifakı’nın en çok saldırdığı, sınır içi ve ötesi operasyonlarının hedefi Kürtler’e ise “oy ver ortalıkta görünme” denmektedir. HDP, Millet İttifakı’nın bu planına uyumlu bir politika izlese bile, yani eylemsiz siyasetsiz bir hatta ilerlese bile, Cumhur İttifakı’nın karşısındaki bloku parçalamak için yönelttiği azgın saldırılara maruz kalmaktadır.
Öyle ki vekilleri yaka paça tutuklanmakta, kapatma tehdidinde bulunulmaktadır. Buna rağmen ne HDP’den ne solun geri kalan kesimlerinden bu saldırılara karşı eylemli bir ses yükselmiyor. Ortalıkta görünmesi, siyaset yapması, sokakta bulunması halinde planları bozacak olanların parti kapatma tehditlerini sineye çekmesi bekleniyor. ‘Kapatırlarsa yenisini kurarız’ gibi apolitik ve geri tutumlar öne çıkarılıyor.
Biz KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak HDP’nin bu koşullarda kendisini savunamayacağını, bunun güçsüzlükten değil bir politik yönelimin sonucu olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden sendikal bir bilinçle gündelik ve ekonomik bir takım taleplerle 1 Mayıs’a hazırlananlara inat, altı milyon oy alan, iktidarın tüm baskısına, türlü operasyona rağmen baraj altı edemediği ezilenlerin emekçilerin en büyük siyasal örgütlenmesi üzerindeki iktidar baskısını dile getirerek 1 Mayıs’a çıkmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Genel geçer ve yüzeysel bir sosyalizm, yahut sendikaların ufkunu aşmayan bir işçi hakları savunusu ile alanda olmaktan ziyade Cumhur İttifakı’nın saldırılarına, Millet İttifakı’nın ezilenleri siyasetsizliğe mahkum eden planlarına karşı siyasal vurguları öne çıkarmanın bugünün görevi olduğunu düşünüyoruz.
Oportünist, reformist akımların kekemeliğini sergileyerek onların çıkmazlarını ve devrimci bir parti ve önderlik ihtiyacını göstermenin yolu da buradan geçiyor.”
Sunumun ve görüşlerin ifade edilmesinin ardından etkinliğimiz sona erdi.
HDP’yi Kapattırma! Vekillere Sahip Çık!
İzmir’den Komünistler