2 Haziran 2024’te İzmir’de Enternasyonal Komünist İşçi Birliği (EKİB) ile ’31 Mart ve 1 Mayıs’ın Aynasında Sınıf Mücadelesi ve Devrimciler’ başlıklı bir panel gerçekleştirdik.
Panelde ilk olarak söz alan EKİB konuşmacısı 31 Mart seçimleri ve onun 1 Mayıs’a yansımalarından söz etti. Hükümetin zayıflamakta oluşuna tanıklık edegeldiğimizi belirten konuşmacı, buna karşı mücadele edip hükümeti devirmeyi somut devrimci görev olarak önüne koyacak olan siyasetlerin bu durumu istismar edebileceğini vurguladı. Bunun ise ancak devrimci marksist ilkeleri kendine kılavuzluk edecekler için mümkün olacağını ifade eden arkadaş, ilerleyeceği yolu ilkelerle değil oportünist bir şekilde esen rüzgara göre belirleyen solun bu konuda geçmişte olduğu gibi kötü bir sınav vermekte olduğunu söyledi. AKP’nin zayıflamakta oluşunu yerel seçimlerde gördüğümüzü, bu durumun Kürdistan illerinde de farklı olmadığını, MHP’nin de benzer bir şekilde güç kaybetme sürecinde olduğunu dile getirdi. Daralan iktidar pastasında yükselen AKP-MHP gerginliğinin, bununla beraber artan AKP-CHP yakınlaşması sinyallerinin ve AKP’nin kaybettiği güçten ötürü giderek hem MHP hem de Yeniden Refah’a bağımlı hâle gelmesinin rejim krizine işaret ettiğini ifade eden EKİB konuşmacısı, proleterlerin örgütlenmesinin önemli ve elzem olduğunu, bunun ise CHP çatısı altında gerçekleşmemesi gerektiğini belirtti. Van’da yaşanan gasp çabasının yol açtığı kayyım isyanının DEM Parti’den ziyade DEM Parti’ye oy veren kitlenin dinamikliğini gösterdiğini vurgulayan konuşmacı, EKİB ile Köz’ün birlikte hareket etme eğiliminin bu krize karşı ilkeli bir duruş sergilemek isteyen devrimciler için sevinç verici bir gelişme olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı.
EKİB’in ardından söz alan Köz konuşmacısı belirtilenlere genel olarak katıldığını, o nedenle kendi konuşmasında ilgili kısımları tekrarlamayacağını belirterek oportünizmin ilkesizlik olduğu tespitini tekrar gündem etti. Burada oportünist yaklaşımların bir devrimci partinin var olmadığı koşullarda daha pervasız davranabildiğini, en ufak bir olumsuz siyasi gelişmede karalar bağlarken, bir seçim kazanımını bahane ederek muhayyel olarak var olduğunu düşündükleri ‘faşizm’in gitmekte olduğu sonucuna varabildiğini, sonrasında örneğin Kılıçdaroğlu tekrar yenilince tekrar faşizmin konsolide olduğuna karar verdiğini, devrimci bir partinin var olmadığı ortamda omurgasız bu tarz yaklaşımların solun genelini esen rüzgara göre ve yalpalayan bir siyasi çizgide yürümeye mecbur bıraktığını söyledi. Bunun en son örneğinin 31 Mart seçimleri ardından yükselen ‘Erdoğan’ı yeneceğiz’ rüzgarını takip eden Saraçhane’deki 1 Mayıs fiyaskosu olduğunu ifade eden yoldaş devrimci bir parti eksikliğinin böyle zamanlarda daha da yakıcı hissedildiğine vurgu yaptı. Bu eksikliğin geçmişte cumhurbaşkanı seçimi öncesinde EKİB ve Köz’ün yollarını kesiştiren şeylerden biri olduğunu belirten konuşmacı, o günlerde de benzer bir ortam olduğunu, solun genelinin CHP’nin peşine takıldığı günlerde EKİB ve Köz’ün buna karşı çıkan bir siyasi tutum takınmak için bir araya geldiğini anlattı. Türkiye’de ve dünyadaki siyasi gelişmeleri diyalektik olarak ele alınca esen rüzgara göre siyaset yapmak yerine ilkeli, omurgalı bir duruşun mümkün olduğunu ifade eden yoldaş, emperyalistler arası kavga ve DEM Parti’nin CHP ile yakınlaşması ile solun CHP’nin kuyruğuna takılmasını da bu duruşla tahlil etmenin kıymetine dikkat çekti. Bugün hükümete karşı, oportünist olmayan bir çizgi izleyecek devrimcilerin işçi sınıfı öncülüğünde yürütülecek bir demokrasi savaşı ile ‘tüm siyasi tutsaklara özgürlük’ şiarını taşımak zorunda olduğunu, aynı şekilde Kürdistan’daki operasyonlara karşı durma, AKP-CHP ekseninde uygulanan Amerikancı ekonomik kriz programını yırtıp atma ve göçmen düşmanlığı yapanlara karşı göçmenlerin sınıf kardeşlerimiz olduğunu yılmadan vurgulamanın önemine dikkat çeken yoldaş, EKİB’le süregelen ortak etkinliklerin ilgili siyasetlerin bu konulardaki yaklaşımlarının ortaklaşmasının bir sonucu olduğunu ifade etti.
Konuşmacıların sunumlarının ardından dinleyiciler sorularını ve yorumlarını dile getirdiler; konuşmacıların sorulara ilişkin görüşlerini belirtmesinin ardından etkinlik sona erdi.
İzmir’den Komünistler