Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyasına verdiğimiz destek çerçevesinde 25-26 Şubat 2023’te İzmir’de gerçekleştirilen etkinliklere katıldık. Öncelikle 24 Şubat Cuma akşamı kooperatif faaliyetlerinden tanıştığımız emekçi bir ailenin Limontepe’deki evini ziyaret ettik. Eski anıların tazelendiği sohbette bağımsız aday kampanyasını neden desteklediğimizi anlattık, ailenin destek beyanı ile moral bulduk. Ziyarette ayrıca Limontepe’deki güncel siyasi durumun nasıl olduğuna ilişkin görüşlerimizi paylaştık. 25 Şubat sabahı Işıkkent Kunduracılar Sitesi’ne giderek işçilere “Emekçilerin ve ezilenlerin düşmanlarına, düzen partilerine oy yok!” ajitasyonuyla bildiri ve bültenleri dağıttık. Emekçilerin en örgütsüz kesimlerinden, çoğu Kürt ve göçmen işçilerden kampanyaya destek istedik.

Işıkkent’te yaptığımız ajitasyonlarda hükümetin depremle yaşanan yıkımın sorumlusu olduğunu, müteahhit partilerinin birbirine alternatif olamayacağını, hükümetin ve Erdoğan’ın gitmesinin seçimle değil ancak bir halk seferberliği ile mümkün olabileceğini seslendirdik. Ajistasyon konuşmalarımız sırasında göçmenlere vatandaşlık hakkını savunan konuşmalar yapmamız kimi işçi arkadaşların tepkisini çekti, göçmenlerin işçi ücretlerinin düşmesinin müsebbibi olduğunu savlayanlara asıl mücadele edilmesi gerekenin sınıf kardeşlerimiz değil, işçiler arası rekabeti körükleyip artık değer kazancını katlayan sermayedarlar olduğunu; bunu da ancak din ve dil ayrımı yapmayan sınıf kardeşlerinin omuz omuza kendi kolları ile gerçekleştirebileceklerini anlattık. Aynı zamanda Işıkkent’in kozmopolit yapısından ötürü Fransızca, Arapça, Türkçe ve Kürtçe bildirilerle meramımızı açıklamaya çalıştık.

Ajitasyon ve propaganda konuşmaları sırasında konuştuğumuz kişilere neden komünist olduğumuzu, Köz’ün arkasında duran komünistlerin bu kampanyayı neden desteklediğini aktardık. Vatandaş olmadığı için oy veremeyeceğini belirten emekçilere, tıpkı diğer emekçilere de belirttiğimiz gibi, düzenin oyla değil ancak halk seferberliği ile değişebileceğini, göçmenlerin temel haklarını ancak böyle bir seferberlikle kazanabileceğini belirttik. Ardından Işıkkent’te afiş çalışmasına başladık, muhtemelen yarım saat önce tartıştığımız AKP’li atölye sahiplerinden birinin ihbarı nedeniyle polis müdahalesi ile karşılaştık.

Işıkkent’teki çalışmamızın ardından Konak Mülteci Derneği’ne geçtik. Orada Çetin Eren’in adaylığını anlattığı konuşmanın ardından Köz’ün neden bu kampanyayı desteklediğini anlatan bir konuşma yaptık. Nasıl ki göçmenlerin tek başına ve salt kendi hakları için mücadelesinin sonuç vermesi pek olası değilse, diğer ezilen kesimler için de benzer bir durumun geçerli olduğunu, hak kazanımının ancak tüm ezilenlerin ve emekçilerin bir araya gelip tek düşmana karşı bir halk seferberliğine girişmesiyle mümkün olabileceğini dile getirdik. Daha sonra Deniz Poyraz’ın ailesini Çetin’le birlikte ziyaret ettik, “bu ev tüm devrimcilerin evidir” diyen ailenin duruşu her birimiz için güç ve güven vericiydi.

Aynı günün akşamı HDP Narlıdere temsilciliğine bir ziyaret gerçekleştirdik. Burada konuştuğumuz HDPliler Burjuva ittifaklardan herhangi bir beklentileri olmadığını, her durumda partilerinin alacağı nihai karara uyacaklarını belirttiler, kampanyayı anlamlı bulduklarını ifade ederek başarı dilediler.

Yine 25 Şubat akşamı Çiğli’de bir ev ziyareti gerçekleştirdik. Geçmişteki kooperatif dayanışma faaliyetlerinden tanıştığımız aile üyeleri ile gerçekleştirdiğimiz sıcak sohbette bize Çetin’in adaylığını başka kişilerden de duyduklarını, kampanyayı anaakım medyanın engellemelerine rağmen daha fazla duyurmanın ileride benzer adımlar atılacağında iyi bir hazırlık sağlayacağını ifade ettiler.

25 Şubat Pazar sabahı ise Deri Tekstil Kundura İşçileri Derneği’nde kampanyaya katılanların davet edildiği kahvaltıdaydık. Burada bugüne kadar Erdoğan’ın hamlelerine sessiz kalanların, kayyımlara, katliamlara karşı halk seferberliği istemeyenlerin yaklaşan seçimlerde de muzaffer olamayacağını, bizlere gerekenin kendi bağımsız sesimizle burjuva ittifaklara karşı durmak olduğunu dile getirdik, Köz’ün arkasında duran komünistlerin neden kampanyayı desteklediğini ayrıca anlattık. Dernek üyesi arkadaşlardan bazıları dediklerimize hak vermekle birlikte HDP’nin CHP’ye olan desteğinin taktik bir hamle olarak düşünülmesi gerektiğinde ısrarcı oldular.

Kısacık bir sürede örgütlediğimiz kampanyanın İzmir ayağında mutlaka hatalarımız ve eksikliklerimiz oldu, bunlardan ders çıkartmakla birlikte bu kadar kısa sürede ve büyük olanaksızlıklara rağmen bağımsız bir cumhurbaşkanı aday kampanyası yürütülebileceğini göstermiş, bu işin yapılamayacağı için yapılmadığını iddia etmek isteyeceklere veya bizleri hayalcilikle itham edenlere asıl hayalperestin kimler olduğunu kendi kollarımızdan aldığımız güçle İzmir’de de göstermiş olduk.

İzmir’den Komünistler