İzmir’de 1 Eylül 2022 gününde sönük bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Etkinlik önce miting olarak planlanmıştı, fakat daha sonra Emek ve Demokrasi Güçleri (EDG) bileşenleri Gündoğdu Meydanı’ndaki “çalışmalar”ı gerekçe göstererek basın açıklamasında karar kıldı. Önce söz konusu etkinliğe (odağın “yalnızca barış” olması için) bayrak getirilmemesi istendi. Bu ‘yasak’ bizim ve başka örgütlerin karşı koyması ile aşıldı, fakat daha sonra bizim yer alamadığımız bir toplantıda pankart getirilmeme kararı çıktı; toplantıda yer alabilsek de, EDG’nin genel eğilimi nedeniyle sonuç muhtemelen değişmezdi.

Bu gelişmeler sonrası etkinliğe  “barış için devrim, devrim için devrimci parti’, ‘ezilenlerin düşmanı burjuva ittifaklara iki turda da oy yok’, ’emperyalizmin barışı da savaşı zulümdür, sömürüdür’ yazan dövizlerimiz ve bayraklarımızla katıldık. Etkinlikte bizim dışımızda HDP’liler dünya barış günü ve cezaevlerinde süren eylemlilikleri konu edinen dövizler taşıdılar. 400-500 kişinin katıldığı etkinlikte “biji berxwedane zındane”, “jin jiyan azadi”, “faşizme karşı omuz omuza”, “zındanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük”, “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “biji aşıti”, “susma haykır savaşa hayır” sloganları atıldı. Basın açıklamasına Barış Anneleri, EDG, EHP, EMEP, HDK, HDP, Kaldıraç, Mor Dayanışma, SEP, Sol Parti, Söz ve Eylem, SYKP ve TÖP katıldı.

Etkinlikte konuşan Barış annelerinden Behiye Yalçın ““Biz barış ve eşitlik istiyoruz. Yıllardır bunu söylüyoruz. Artık anneler ağlamasın istiyoruz. Dünyanın her yerinde barış istiyoruz. Savaş ölümdür, katliamdır. Savaş annelerin gözyaşıdır. Biz artık annelerin gözyaşı aksın istemiyoruz. Biz tecrit kaldırılsın istiyoruz. Masa kurulursa barış da gelir. Masayı devirdiklerinde savaş oluştu. Kimse barıştan korkmasın. İnsanlara zarar veren savaştır. Savaşta anneler çocuklarını insanlar eşlerini kaybediyor. Biz barış diyoruz. Biz Kürt halkı barış isteyen bir halkız. Kürt halkına artık kimsenin cenazesi çuvallarda verilsin istemiyoruz. Hiçbir insan ve Kürt halkı bunu hak etmiyor. Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız” dedi. EDG adına açıklama yapan KESK Sözcüsü Nursel Yücesoy, “adeta adı konmamış bir Üçüncü Dünya Savaşı yaşandığını”, emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğanın bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya kaldığını belirtti, sözcü ayrıca hükümetin emekçilere yönelik ayrımcı, cinsiyetçi, siyasi saldırı ve politikalarını eleştirdi.

Sonrasında Barış Kadınları İnisiyatifi’ni kurduklarını açıklayan kadınların kürsüden konuşmalarına izin verilmedi, bu durumu protesto eden kadınlar kürsü yerine alanda açıklama yaparak şunları belirttiler: “Biz kadınların bu savaş politikalarına karşı, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete, tacize, tecavüze, makbul kadın politikalarına, ekolojik talana karşı yılların mücadelesiyle yükselen bir direnişi var. Önümüzde bir seçim var, seçim sürecinde ve seçimden sonra nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamını, hükümetlerin şu veya bu şekildeki günlük çıkarlarıyla heba edilemeyecek kadar önemli buluyor ve seçim malzemesi olmasını ret ediyoruz. Yerel ve küresel barış çabalarıyla ortaklık ve dayanışma içinde olacağız… Bulunduğumuz her alanda kadınlarla yan yana gelerek kadını ve barışı her zeminde konuşulur kılacağız. Evinde pazara gidemeyen ay sonunu zar zor getiren kadınların evine yansıyan savaş politikalarını konuşacağız. Savaşın açtığı yaralarımızı birlikte saracağız. Savaşa ve şiddete karşı barışı inşa etmenin yollarını ortaklaştıracağız.”

Tarihî kökeni itibarı ile sosyal pasifistler ile burjuva pasifistlerin öne çıkardığı bir eylem ve etkinlik günü olan 1 Eylül, İzmir’de toplam 16 dakika sürdü, başladığı gibi sönük ve cansız sona erdi.

İzmir’den Komünistler