“Kadetlerle Blok Üzerine” başlıklı makale bolşevik hizbinin yayın organı olan Proletari’de 6 Aralık 1906 tarihinde yayımlandı. Makale yayınlandığı sırada Rusya hala 1905 Devrim dalgasının içindeydi. Çar bileşimini beğenmediği Birinci Duma’yı dağıtmış, yeni bir Duma için tekrardan seçimlerin düzenleneceğini ilan etmişti. Bolşevikler ve Menşevikler o dönemde aynı parti içinde yer alıyorlar, Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi, RSDİP’in iki hizbi olarak hareket ediyorlardı. 1906 Parti Konferansında Menşevikler sahip oldukları çoğunluğa dayanarak yaklaşan Duma seçimlerinde Rus liberal demokratları olan Kadetlerle ortak bir blok kurma kararını aldırmışlardı. Lenin’in aşağıda kimi pasajlarını aktardığımız makalesi ise bu kararı teşhir etmek amacıyla kaleme alınmıştır.
Yayınlanmasının üzerinden yüz on altı yıl geçmiş olsa da “Kadetlerle Blok Üzerine” Türkiyeli devrimciler açısından güncelliğini yitirmiş bir makale değil. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, solda “üçüncü cephe” kamuflajını kullanan ve kullanmayan akımlar arasında Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki adayı ikinci turda (hatta kimilerine göre birinci turda) destekleme konusunda neredeyse bir görüş birliği vardır. Bu anlamda geçmişte Kadet Partisi ile Menşeviklerin kurduğu seçim bloğu bu sefer Amerikancı burjuvazi ile çoktan oluşturulmuştur. Bu blok için üretilen gerekçeler, Lenin’in makalesinde alaya aldıklarına şaşırtıcı derecede benzerdir. Çarlık Rusyasında “Kadetleri desteklemezsek Çar’ın destekçisi Kara Yüzler güçlenir!” diyenler bugün de “Tek Adam Rejimine son vermek için burjuva muhalefetinin adayına destek vermeliyiz!” bahanesinin arkasına sığınıyorlar. Yüz on altı yıl önce “Kadetleri desteklemezsek oylar bölünür” diyenler bu sefer de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “oyları bölmemek” gerektiğini hatırlatıyorlar.
1906 Rusyası ile 2022 yılının Türkiyesi arasında hiç mi fark yoktur? Vardır elbette. Lenin bu satırları yazarken Rusya’da henüz bir burjuva devrim gerçekleşmemişti. Liberal Demokrat Kadet Partisi, anayasanın hazırlanması için bir kurucu meclisin şart olduğunu savunuyordu. 1906’da burjuva partileri Çarın iktidarının ortağı değildi. Halbuki bugünkü burjuva blok, düpedüz Amerikan emperyalizmi tarafından şekillendirilmiş, üstelik 12 Eylül rejiminin kurucu unsurlarını bünyesinde barındıran bir bloktur. Bu bakımdan hali hazırdaki Amerikancı blok kurucu bir meclisi savunmak şöyle dursun, 12 Eylül Anayasası’nın ilk haline geri dönüşü amaçladığını çoktan ilan etmiştir. Kadetler Sosyal-Demokratların desteğini gururla kendi basınlarında duyuruyorlardı. Bugünkü Amerikancı muhalefet ise hem HDP’nin tabanından oy istemekte hem de HDP’den aldığı bu desteği görünmez kılmaya çalışmaktadır. Kadetler göstermelik de olsa kimi demokratik talepleri savunuyorlardı. Bugün Erdoğan’ın karşısındaki burjuva blok açıktan devletin katliamcı, karşı-devrimci çizgisini sahiplenmektedir. Bu bakımdan birinci ya da ikinci turda, açıktan ya da sessiz kalarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısındaki burjuva adaya öyle ya da böyle destek vermeyi meşru görenler o zamanın menşeviklerin kat be kat gerisindedir.
Menşevikler, RSDİP Tüm-Rusya Konferansı’nda, Bundcuların desteğiyle, Kadetlerle blokları caiz sayan bir kararı kabul ettirdiler. Kadet basını coşku içinde ve her yerde zafer haberleri yayıyor. Bunu yaparken Menşevikleri usulca bir basamak daha aşağı itiyor, sağa doğru bir adım daha attırıyor. Okur Konferans kararlarını, devrimci sosyal-demokratların farklı görüşünü seçmenlere hitaben kaleme aldıkları bir çağrı taslağını başka sayfalarda bulacaktır. Biz burada sadece, Kadetlerle blok kurmanın genel ve temel politik anlamını ana hatlarıyla anlatmaya çalışacağız.
….
Kadetlerle pratik anlaşmalar yapılıp yapılmayacağı ve bunların kapsamının ne olacağı henüz belli değil. Fakat ideolojik bir anlaşma, ideolojik bir blok şimdiden mevcut: Seçim platform taslağında proletarya ile liberal burjuvazinin bakış açısı arasındaki fark örtbas edilmiştir. Buna karşılık seçmenlere çağrının Bolşevik taslağında, sadece bu farka değil, proletarya ile küçük mülk sahipleri sınıfının bakış açıları arasındaki farka da işaret edildiğini görürüz.
Seçim blokları sorununda tam da bu ilkesel, ideolojik yan ön plana çıkarılmalıdır. Menşeviklerin kendilerini haklı çıkarma yönündeki tüm şu çabaları boşunadır: Seçim ajitasyonumuzda bağımsız olacağız, bu ajitasyonu hiçbir konuda sınırlamayacağız ve adaylarımızı ta en son anda Kadetlerin seçim listesine koyacağız!
Bu bir yalandır. Menşevikler arasındaki en iyilerin bunu dürüstçe istedklerniden elbette eminiz. Fakat söz konusu olan onların istekleri değil, bugünkü politik mücadelenin nesnel koşullarıdır. Bu koşullar, Menşeviklerin seçim kampanyalarında attığı her adımın Kadet ruhuyla kirlenmesine, sosyal-demokrat bakış açısının karartılmasıyla karakterize olmasına yol açmaktadır. Bunu seçim platformu taslağı örneğinde gösterdik ve hemen daha başka bir dizi belge ve değerlendirmede göstereceğiz.
Menşeviklerin temel gerekçesi Kara Yüzler tehlikesidir. Bu gerekçe ilk planda ve esas olarak, Kara Yüzler tehlikesine karşı Kadet taktiği ve Kadet politikasıyla mücadele edilemeyeceği için yalandır. Bu politikanın özü çarlıkla, yani Kara Yüzler tehlikesiyle uzlaşmaktır. Birinci Duma, Kadetlerin Kara Yüzler tehlikesiyle mücadele etmediklerini, bilakis Kara Yüzler’in azılı lideri olan monarkın masumiyeti ve sorumsuzluğu üzerine inanılmayacak alçaklıkta konuşmalar yaptıklarını yeterince gösterdi. O nedenle eğer Menşevikler Kadetleri Duma’ya taşırlarsa, o zaman sadece Kara Yüzler tehlikesiyle mücadele etmemekle kalmazlar, bilakis tam tersine halkın gözüne kül serpmiş, Kara Yüzler tehlikesinin gerçek önemini karatmış olurlar. Kara Yüzler tehlikesiyle Kadetleri Duma’ya taşıyarak mücadele etmek, pogromlarla Rodiçev uşağının şu reçetesine göre mücadele etmekle eşanlamlıdır: “Pogromdan monarkı sorumlu tutmak küstahlıktır”.
Malum gerekçenin ikinci günahı, sosyal-demokratların demokrasi mücadelesinde egemenliği zımnen Kadetlere bırakmasında yatmaktadır. Kara Yüzler’in zaferini garantileyecek oy bölünmesinden, neden bize oy vermedikleri için Kadetler değil de, Kadetlere oy vermediğimiz için biz suçlu olalım?
– Biz azınlıktayız, diye yanıtlıyorlar Menşevikler hıristiyan alçakgönüllüğüyle, Kadetler çoğunlukta. Kadetler devrimcileri tavsiye edemezler ki.
– Evet! Fakat bu sosyal-demokratların Kadetleri tavsiye etmeleri için sebep değildir. Dünyanın hiçbir yerinde, yarı yolda kalmış bir burjuva devriminde, sosyal-demokratlarınn burjuva demokratlar karşısında çoğunluk oldukları görülmemiştir ve görülemezdi. Ve her yerde, bütün ülkelerde, sosyal-demokratların seçim kampanyasında ilk bağımsız ortaya çıkışları, sosyalistleri Kara Yüzler’e yardakçılık yapmakla suçlayan liberallerin yaygara ve ulumalarıyla karşılaşmıştır.
O nedenle Menşeviklerin, Bolşevikelerin Kara Yüzler’in zaferine hizmet ettikleri yolundaki mutat yaygaralarını büyük bir sükunetle karşılıyoruz. Bütün liberaller bütün sosyalistlere bu suçlamayı yapmışlardır. Kadetlere karşı mücadeleden vazgeçtiğinizde, sosyal-demokratlarla birlikte gidebilecek proleter ve yarı-proleter unsurlar kütlesini Kadetlerin ideolojik etkisine bırakırsınız. Eğer sosyalist olmaktan çıkmazsanız bugn ya da yarın, Kara Yüzler tehlikesine rağmen bağımsız mücadeleye girişmek zorunda kalacaksınız. Fakat bugün bu doğru adımı atmak, yarın olduğundan daha gerekli ve kolaydır. Üçüncü Duma’da (eğer ikincisinden sonra üçüncü bir Duma toplanırsa), Kadetlerle bloku bozmak sizin için daha da güç olacak, devrim hainleriyle doğaya aykırı ilişkilerinize daha çok batacaksınız. Gerçek Kara Yüzler tehlikesi ise, rekrar ediyoruz, Kara Duma vekilleri değil, pogrımlardır, seferi askeri mahkemelerdir. Halkın bu gerçek tehlikeye karşı mücadelesini, ona Kadet at gözlüğü bağlayarak zorlaştırıyorsunuz.
….