İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi güçlerinin çağrısıyla Kadıköy-Rıhtımda Ukrayna’daki gelişmelere yönelik 26 Şubat’ta “Emperyalist savaşa hayır, halklar barış istiyor” şiarlı bir basın açıklaması düzenlendi.
KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak biz de eylemde “Emperyalist Zincirin Zayıf Halkası Ayaklarımızın Altında”, “ABD, AB, Rusya, Tüm Emperyalistleri Yıkacak Olan Dünya Komünist Partisi için İleri”, “İşçilerin Ekmeğe Değil İktidara İhtiyacı Var” yazılı dövizlerimizle ve flamalarımızla yer aldık.
Bizim dışımızda flama ve dövizleriyle katılan kurumlardan SEP “Rusya ve NATO Ukrayna’dan Defol”, İDP ”Yaşasın Ukrayna Halkının Kendi Kaderini Tayin Hakkı”, DGB “Emperyalist Savaş ve Saldırganlığa Karşı Mücadeleye”, ESP ”ABD, NATO, İngiltere ve Rusya Ukrayna’dan Çekilsin”, “Yaşasın Dünya İşçi Sınıfı ve Ezilen Halklarının Enternasyonal Mücadele Birliği”, BDSP “Emperyalist Savaşa Karşı Sınıf Savaşı”, “Gerçek ve Kalıcı Barış Sosyalizmde” şiarlarının yazdığı dövizler taşıdı.
Basın açıklaması metninin KESK ve TTB tarafından hazırlandığı eylemde “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi”, “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma”, “NATO’dan çıkılsın, üsler kapatılsın” ortak sloganları atıldı. KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak “İşgalci TC Kürdistan’dan Defol” ve “Asıl Düşman Kendi Yurdunda” sloganlarını attık. Basın açıklaması metninde Ukrayna’dan yabancı işgalci güçlerin geri çekilmesi, saldırıların durdurulması, silahlanmaya ayrılan kaynakların kamusal hizmetlere ayrılması vurguları hâkimdi.
“ABD ve Rusya ile birlikte AKP-MHP iktidar bloğu da savaş politikaları ile Ortadoğu ve Suriye’de varlık göstermekte başta Rojava ve Suriye’nin kuzeyi olmak üzere Kürt, Arap, Türkmen, Süryani, Ermeniler ve diğer bölge halklarının özgürce bir arada yaşamasına müdahale edilmektedir. Hükümete buradan çağrımızdır, savaş politikalarından vazgeçilmeli, başka ülkelerdeki askeri varlıklar geri çekilmeli, savaş örgütü olan NATO’dan derhal çıkılmalıdır” ifadeleri kullanılan basın açıklamasının okunmasının ardından eylem sonlandırıldı.
Komünistler açısından emperyalist savaşlar; hükümetlere barış, silahsızlanma ve emperyalist paktları dağıtma çağrısı yapılacak, sınıf savaşının dondurulduğu olağanüstü dönemler değildir. Emperyalist paylaşım savaşlarının olağanüstü bir duruma, devrimci duruma tekabül ettiği doğrudur. Ne var ki komünistler açısından olağanüstü dönemler olağanüstü müdahaleleri gerektirir. Bu itibarla komünistler, emperyalist savaşı başlatanlara barış çağrıları yapmak yerine bunu bir fırsat olarak görüp savaşı iç savaşa çevirmeyi ve bu istikamette kendi gerici hükümetlerini devirmeyi önlerine koyarlar. Komünistler açısından enternasyonalizm, genel bir anlamda “dayanışma” duygularını değil dünya devrimini sevk ve idare edecek bir komünist partisini acil şart koşar. Bu gerçeğin üstünden atlanarak bu partiyi yaratmak için sorumluluk almaksızın Ukrayna’daki gelişmelere dair birtakım çağrılarda bulunmak, soyut barış çağrısının dışına çıkmak adına yapılan “enternasyonal dayanışma” vurguları ise lafazanlığa tekabül edecektir. Bununla beraber, Ukrayna’daki tüm “yabancı” güçlerin çekilmesi halinde dahi Ukrayna proletaryasının önünde yıkması gereken bir burjuva iktidarı bulunmaktadır.
Önce kendi gerici hükümetlerini devirmeyi önlerine koyanların işgal mevzubahis olduğunda Kürdistan’ı Rojava ve Kuzey Suriye ile sınırlı tutup bunu da AKP-MHP ile başlatmaları sahici bir enternasyonalizm anlayışının yokluğuna delalet eder. Kürdistan’ın işgali TC’nin sınırları ötesinde başlattığı operasyonların öncesine dayanır. Bu anlamıyla işgale karşı çıkar gibi takınılan tavır aslında Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunur bir pozisyondadır. Bağımsız-birleşik bir Kürdistan savunulmadan anti-emperyalist olunamayacağı gibi, devrimci de olunamaz.
Programında(Komünist Manifesto) proletaryanın mücadelesinin ilk bakışta ulusal bir karakter taşıdığını, yani her ülkenin proletaryasının dünya devrimi adına birincil vazifesinin kendi ülkesinin burjuva iktidarına son vermesi olduğunu tespit eden Komünistler Birliği uluslararası bir örgüttü. Nitekim onu ezilen halkların mücadelesine de önderlik etme iddiasıyla aşan Komünist Enternasyonal de böyle bir örgüt idi. Burada yer alan komünistler açısındansa dünyanın muhtelif yerlerindeki devrimci gelişmeler o yerin devrimcilerine havale edilip seyredilmek şöyle dursun kendi eliyle o gelişmelere müdahale edecek bir seksiyonu yaratma sorumluluğu doğurmaktaydı. Ekim Devrimi’ni gerçekleştiren Bolşeviklerin doğrudan müdahalesiyle yaratılan TKP bunun en iyi örneklerindendir. Ne var ki bir dünya komünist partisinin ve bunun seksiyonlarının yaratılması için ulusal çapta devrimleri beklemeye hacet yoktur, tam tersinin gerekli olduğunu tespit etmek gerekir. Bugünse bu gelişmelere müdahale edebilecek bir dünya komünist partisi bulunmamaktadır.
Ukrayna’daki gelişmelere yahut Çeçenistan’daki gelişmelere veyahut dünyanın muhtelif bir yerindeki devrimci gelişmelere komünistlerin müdahale edebilmesi ve bir enternasyonalizmden söz edebilmek için farklı coğrafyaların proleter devrimlerinin selametini kendisine vazife edinmiş komünistlerin birliği birincil önemdedir. Dünya devriminin sorumluluğunu üstlenenler Komünistler Birliği kadar mütevazı, Komünist Enternasyonal kadar iddialı bir partiyi yaratmak zorundadır. KöZ’ün arkasında duran komünistler böyle bir partiyi yaratmak için mücadele ediyorlar.
Bütün Ülkelerin Komünistleri Birleşin!
Kadıköyden Komünistler