Amerika’yı Yeniden Muhteşem Yapalım
Trump’ın gümrük tarifelerine dair son hamlesi onun “Amerika’yı Yeniden Muhteşem Yapalım” hedefinden bağımsız değil. Amerikan emperyalizmi serbest piyasacı bir güç olarak ortaya çıkmadı. ABD’nin ulusal birliğini sağladığı Amerikan İçsavaşı’nda serbest piyasacı olan köleci Güney, korumacı olan imalata yaslanan Kuzey’di. ABD emperyalist bir güç olarak siyaset sahnesine, ekonomik korumacılığın altında çıktı. 1945’ten sonra dünyayı kendi kurumlarıyla şekillendirirken, tüm bu kurumlar da ekonomik korumacılığa malların, sermayenin ve emeğin dolaşımının kısıtlanmasını temel alıyordu.
Amerika’nın serbest piyasaları, bugün solda kodlandığı adıyla “neo-liberalizm”i benimsemesi esas olarak 1970’lerin krizinden itibaren, bu krize yanıt olarak gerçekleşti. Esas itibariyle Amerikan kapitalistlerinin Avrupa’daki kapitalistler karşısında sanayi üstünlüğünü yitirmesinin sonucuydu.
Trump’ın askeri düzlemdeki hamlesiyle iktisadi düzlemdeki hamlesi birbirinden bağımsız değil. Biri ABD’nin dünya üzerinde, ABD’nin dahil olduğu askerî çatışmaların sayısını “barışı temin ederek” azaltmak, silahlanmanın maliyetini diğer emperyalistlerin omzuna yıkmak, böylelikle bir masraf kalemi olarak gördüğü askeri harcamaları azaltmak. Diğeri ise ABD sanayinin eski gücüne kavuşmasını sağlamak.
Trump’ın girişimi karşılıksız kalmaya mahkûm. Zira ABD’nin 1980’lerde korumacılıktan serbest piyasacılığa, imalattan finansa, Main Street’ten Wall Street’e geçmesi keyfî bir tercihin ürünü değildi; Amerikan emperyalizminin ayakta kalma stratejisinin sonucuydu. Amerika’nın önce Doğu Asya, sonra da Çin imalat sanayîine bağlanması da bu yolun diğer zorunlu sonucu. ABD’nin rakipleriyle orantısız bir askerî güce sahip olması, bu gücü kullanması, kısacası ABD emperyalizminin pervasızlığı ise ABD’nin böyle bir yolu seçebilmesini mümkün kılan zorunlu koşuldur. Bu bakımdan ABD finans kapitalinin tekrardan Kuzey Amerika merkezli bir sanayileşme yolunu seçmesi mümkün değil. Zira köprünün altında çok su aktı, ABD imalatının eski günlerine dönme imkanı kalmadı, ABD’de aşırı birikmiş sermaye sorunu daha da derinleşti. Dahası ABD’nin “daha az emperyalist” olması da mümkün değil. Bu bakımdan Trump’ın girişimlerini bir ayağı çukurda olan emperyalist bir gücün eski gençlik günlerini hatırlayıp, bu gücü elde etmek için ruh çağırmakla sınırlı kalmayarak umarsızca girişimlerde bulunması olarak yorumlamak gerekir.
Barış Diye Diye Savaşın Yolunu Döşemek
Trump’ın girişimlerinin ABD’yi eski gücüne döndüremeyecek olması, bu girişimlerin başka bir sonucu olmayacağı anlamına gelmez. Tersine ABD’nin kendi suretinde yarattığı tüm dünyanın altını oyan sonuçları olacaktır. Zira Trump’ın seçtiği bu yol bugünkü güçler dengesinde rakiplerini askerî güç gösterisinde bulunarak değil iktisadi olarak hizaya çekme girişimidir. Bu girişimlerin hepsi, Trump’ın attığı geri adımlardan da anlaşıldığı üzere, hiçbir zaman Trump’ın bugünkü düzeni 1970 öncesine çevirmesine yol açmayacak. Zaten Trump’ın bunu yapmaya gücü de yok. Ancak bu yönde attığı adımların uluslararası kurumların altını oyduğu, emperyalistler arasındaki rekabeti barışçıl zeminde tutan iktisadi ilişkileri dinamitlediği, nihayetinde aşırı birikmiş ve tümüyle spekülatif bir karakter kazanmış sermayeyi dünya çapında bir buhrana sürükleyeceğine şüphe yoktur. Söz konusu spekülatif sermaye, türev piyasaları ve borsalarda dünyanın üçte ikisinin toplandığı ABD’de yoğunlaşmıştır, bu daha önce emsali görülmemiş bir yoğunlaşmadır, buna mukabil sürmekte olan siyasi ve mâlî istikrarsızlık merkez bankalarının yaratacağı paralarla geciktirilse bile engellenemeyecektir. Bu, paradoksal olarak ABD’yi daha fazla askeri çatışmaların içine itecek bir yol olacaktır.
Bugün ABD’nin içinde bulunduğu durum Trump’ın politikalarıyla açıklanamaz. Tersine ABD’nin kendi kriziyle baş etmekteki çaresizliği, bugüne kadar uygulanan askerî ve iktisadi tüm reçetelerin çözümsüz kalması, Trump gibi bir figürün siyaset sahnesinde bu denli etkili olmasına yol açmıştır.
ABD’nin hem emperyalist kapitalizmin merkezi olması, hem de bir burjuva demokrasisi olması onun bu süreci Çin’den daha farklı karşılayacağını göstermektedir. Çin’den farklı olarak ABD ekonomisi hem borsa endekslerine hem de seçimlere daha bağımlıdır. Bu, Trump’ın politikalarını daha da tutarsız ama daha da saldırgan bir şekilde sürdüreceğini anlatır. Tüm bu çerçevede söylenmesi gereken son şey de iktisadi olarak ABD’nin Çin’e olan bağımlılığının Çin’in ABD’ye olan bağımlılığından daha fazla olduğudur.
Barış İstemek Barışı Sağlamak Anlamına Gelmez
Trump’ın en son Netanyahu ile yaptığı görüşme, Zelensky ile yaptığı görüşmenin bir başka biçimidir. ABD emperyalizminin kendi önceliklerini İsrail’e nasıl dayatmak istediğinin bir kanıtıdır. Daha önce Ukrayna, Türkiye, Suriye ve İsrail’deki barış girişimlerinin eşzamanlı başlamasının bir tesadüf olmadığını söylemiştik. Bu barış girişimlerinin hepsi, özellikle Türkiye’deki, doğrudan ABD’nin bastırmasıyla gerçekleşmese de hepsi aynı iklimde şekillenmektedir. Bu bakımdan bugün gündemde olan barışlar asıl olarak ABD’nin ihtiyaç duyduğu uluslararası barış ikliminde gerçekleşmiştir. Bunda da şaşırtıcı bir şey yoktur. Savaş, politikanın başka araçlarla devamı olduğu için savaş kadar barış da emperyalizmin ihtiyaçlarının ürünüdür.
Bugün için tüm bunlara İran’la yapılan yumuşama ve nükleer silahsızlanma görüşmelerini eklemek gerekir. Trump İran’ı da bir masraf kalemi olmaktan çıkarmak için bu girişimlerin önünü açmaktadır. Bunun için de İsrail’in frenlenmesi gereklidir. Aynı zamanda Türkiye ile İsrail’in arasının yapılması gereklidir.
Barışı istemek başka bir şeydir, onu gerçekleştirebilecek iradeye sahip olmak başka bir şeydir. Trump’ın ABD’yi sürdüğü çizgi bugün için dünyada bir ateşkes ve barış havası estirse de, ABD’nin bu barışı mümkün kılacak iktisadi ve siyasi gücü yoktur; askerî gücünü kullanmaktansa çekinmektedir. Bu bakımdan söz konusu girişimler düşük bir ihtimalle kimi çatışma alanlarında kısa vadede sonuç alsa bile sonunda bunların daha büyük çatışmaların yolunu döşeyeceğinden şüphe duymamak gerekir.
Amerikancı Muhalefet ABD’ye Değil Trump’ın Yönelimine Karşı
Trump’ın bugünkü çizgisi Amerikancı muhalefette de yankısını buluyor. Son bir yılda başını CHP’nin çektiği Erdoğan karşıtı muhalefette ani bir ABD karşıtlığı hasıl oldu. Düne kadar Erdoğan’a “uluslararası toplumun önünde bizi rezil ettin” diye çıkışanlar bugün onu ABD’nin emir eri olmakla suçluyorlar.
Özgür Özel’in Trump karşıtı görünen çizgisi ise onun ve partisinin ABD karşıtı olduğunu değil, Trump’ın son zamanlarda uygulamaya koyarmış gibi yapıp geri adımlar attığı siyasetin ABD’nin uygulayageldiği son yirmi yıllık siyasetle bire bir örtüşmemesinden kaynaklanmaktadır. ABD emperyalizmine uyumsuz davranan, dolayısı ile tükürdüğünü yalamak zorunda kalacak olan burjuva siyasetçi Özel değil, ister Erdoğan’a randevu versin isterse de vermesin, tüccar siyasetçi Trump’tır.
Devrimci Durum Devrimci Parti
Trump’ın attığı adımlar, devrimci durumun kapsamını genişlettiği dünyada, yeni ve daha sarsıcı krizlerin yolunu döşüyor. Tüm bu çatışmalı süreç devrimci önderlik boşluğunun yakıcılığında gerçekleşiyor. Emperyalistler arası kavga yakıcılaşıp yoğunlaştıkça bir savaşın önlenemezliğini de gözler önüne sermektedir. Böylesi bir savaşa hazırlıklı olabilmenin başlıca yolu ise dünyadaki devrimci önderlik boşluğunu doldurabilecek bir Komünist Enternasyonal ve onun çatısı altında örgütlenecek devrimci partilerdir.
Amerika’nın kağıttan kaplan olduğuna şüphe yok. Ama kağıttan kaplana karşı kağıttan silahlarla mücadele edilemeyeceği bir o kadar açık olmalı.
Zimmerwald sürecinde, o konferans sürecinde dahi azınlıkta kalan bir avuç komünisti karşılarındaki sahte barış savunucusu reformist çoğunluktan güçlü kılan şey, devrimci önderliğin üyesi oldukları devrimci bir partide vücut bulduğunun bilincinde olmalarıydı. Bugün de Trump’ın yolunu döşediği krizlere bakıp ferahlamak değil, çalan alarm zillerini ciddiye almak gerekir. Zimmerwald konferansındaki bolşeviklerin partisini aşmak için sadece onların partisini yeniden kurmakla değil ,onların ancak bir devrim sonrasında kurabildikleri Komünist Enternasyonal’i bu sefer bir devrim öncesinde kurmakla mümkün olacaktır.