KESK, ASİM-SEN, BASK, HÜR-SEN ve Birleşik Kamu-İş tarafından hükümetin memur ve memur emeklilerine 2025 yılı için yüzde 11,54 zam açıklamasının ardından bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirildi. 13 Ocak’taki iş bırakma eylemine İzmir’de katılan kamu emekçileri Konak’ta Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen bir mitingde buluştu. Kültürpark Lozan Kapısı ve Konak SGK İl Müdürlüğü önünde toplanarak yürüyüşe geçen kortejler Cumhuriyet Meydanı’nda birleşerek son yıllarda kamu emekçilerinin İzmir’de düzenlediği en kitlesel eylemi gerçekleştirdiler.
Mitingin katılımının önceki yıllara oranla gözle görülür biçimde yüksek olmasında hükümetin açıkladığı son zam oranlarının yarattığı tepkinin belirleyici bir etkisi vardı. Eylemi düzenleyen konfederasyon ve sendikalardan KESK dışındakilerin sahici bir sendika vasfı taşımadığı, iş yerlerinde anlamlı bir faaliyeti olmadığı göz önünde tutulursa hükümetin politikalarına karşı yapılan iş bırakma çağrısının sendikaların üyeleri üzerindeki ağırlıklarından ziyade ellerindekileri giderek yitiren kamu emekçilerinin artan genel tepkisinin bir yansıması olduğu söylenebilir.
KESK dışında, eylemde yer alan konfederasyonların anlamlı bir sendikal geçmişi, faaliyeti ya da varlığı olmaması alanda yıllardır sendikal mücadele yürüten ve bu mücadele alanını tanıyan kimi kamu emekçilerinin tepkilerinden de anlaşılıyordu. Nitekim eylemde imzacı olan sendika ve konfederasyonlardan birçoğunun kısaltmalarının açılımını, ya da ne zaman, kim tarafından ve hangi çizgide kurulduğunu bilenler bile ancak çok küçük bir azınlıktı.
Bir kısmı Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki gerilimin sonucu Memur-Sen ve Kamu-Sen gibi muvazaalı konfederasyonlardan koparak kurulan bu sendikalarla yapılan eylemin de sınırları baştan belirlenmişti. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları için yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan eylemde siyaset yasakçı bir tutum da hakimdi. Nitekim alana gelen sol-sosyalist kurumların bayraklarını kapatması konusundaki siyaset yasakçı “ortak karar” kürsüden defaatle tekrarlandı. Bu yasakçı tutumu delen tek yapı ESP oldu ve alana getirdikleri bayraklarını açmaktan geri durmadılar.
Kürsüden yapılan konuşmalarda ise hedefte ağırlıklı olarak hükümetin ekonomik politikaları ve TÜİK vardı. Bununla birlikte alandaki kalabalığa hitap etmekte zorlanan kürsüde yapılan konuşmalar alanda kayda değer bir ilgi yaratmadı. Kürsüde imzacı sendikalar adına yapılan konuşmalar sonrasında miting sona erdi.
Bir iş bırakma eylemi olarak ne kadar yaygın ve etkili olduğu bir yana bırakılacak olursa bu miting bariz eksikliklerine rağmen katılan kamu emekçileri nezdinde moral yaratan bir eylem oldu. Hükümete yani esas işverene karşı son dönemde yüksek sayılabilecek bir katılımla gerçekleşmiş bir eyleme katılmak kamu emekçilerinin farklı kesimlerinde özgüven yarattı.
Ekonomik yahut sendikal bir çapı fazlasıyla aşan, kapısına dayanan ve yakıcılığı giderek artan geçim sorunu dahi son derece siyasal bir mesele olan kamu emekçilerinin kendi sorunlarından hükümet karşıtı siyasal bir mücadelenin ve seferberliğin parçası olmadan kurtulması mümkün değil. Bu bilinçle bu eylemleri sendikal bir ufukla ve siyasetsizlikle sınırlamaya çalışanlara inat, devrimci siyasal görüşlerin bu eylemlere her yolla taşınması görevi devrimcilerin karşısında durmaya devam ediyor.
Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek!
İzmir’den Komünistler