KöZ sayfalarında daha önce Kartal Emek ve Demokrasi Platformunun kurulduğuna dair haberler yer almıştı. 2018 1 Mayısı arifesinde kurulan bu platform Kartal’da 1 Mayıs çalışmalarını örgütlemiş, daha sonra da platform bileşenleri 24 Haziran’a giderken seçim çalışmalarını birlikte yürütmüştü.
En son olarak da KESK’in başlatmış olduğu “Krizin bedelini biz ödemeyeceğiz” kampanyasının Kartal ayağını da yine bu platform örgütlemişti. Bu faaliyetlerle ilgili haberler gazetemiz sayfalarında “Kartal’dan Komünistler“ imzası ile duyurulmuştu.
Yerel seçim tartışmalarının başladığı günlerde de KESK Eğitim-Sen platforma yerel seçim gündemli bir toplantı çağrısı yaptı. 12 Ocak günü Eğitim SEN’de yapılan ve bizim katılamadığımız toplantıya platform bileşenlerinin dışında CHP onun etkisi altındaki bazı dernekler de olumlu cevap vererek katıldılar.
Platform kurulduğundan bu yana sürekli olarak gündeme gelen “platform genişlemeli, başkalarının da buraya katılımı sağlanmalı” türünden çağrılar CHP ve onun etkisi altındaki bazı köy derneklerinin katılımı ile nihayet karşılık bulmuş, platform “genişlemiş” oldu.
Bu genişlemenin ne manaya geldiği ise 18 Ocak’ta yapılan toplantıda anlaşıldı. Kısaca platformun genişledikçe sağa kaydığı, dolayısıyla da CHP’nin ağırlığının arttığı anlaşıldı.
İlk toplantıya çağrılı olduğumuz halde katılamamış, ancak toplantının notlarını almıştık. O toplantıya katılanların birer bağımsız özne olmaktansa adeta CHP’nin sol kanadı olarak hareket ettikleri anlaşılıyor. İlk toplantıda henüz köy ve yöre dernekleri yokken bile CHP’nin ağırlıklı yer teşkil etmesi aslında ikinci toplantının da neye benzeyeceğine dair ipuçları vermekteydi. Biz de bu olası durumu göz önüne alarak katıldık ikinci toplantıya.
18 Ocak’taki toplantıya KöZ dışında Halkevleri, Eğitim Sen, Emekli Sen Kartal şubesi, EMEP, ESP, DBP, HDP, ÖDP, CHP, PSAKD yerel örgütleri, Erzincan Avcılar Köy derneği, Riçik Geçitveren Kültür Derneği, Karakoç Akpınar Köy Derneği, Mardin Artuğlu ve Gür Ağaç Derneği’nin yanısıra kimi bireysel katılımları da içeren 40’ı aşkın bir katılım oldu.
Daha konuşmaların başında Emekli Sen mevcut CHP’li belediye başkanından rahatsızlığını dile getirdi. Belli ki kendileri başka bir CHP aday adayını tercih ediyorlardı. Ama Emekli Sen temsilcisinin konuşması CHP’lileri rahatsız etmiş olacak ki toplantıyı terk etmek istediler. Emekli Sen’in müdahalesi toplantıya katılan diğer görüşmecilerin de neredeyse ortak görüşü olunca CHP temsilcisi buna itiraz ederek toplantıyı terk etme tehdidi yapınca KöZ hariç katılımcıların neredeyse tamamına yakını yalvar yakar adamı tekrar masaya oturttular.
Daha büyük şehir adayı konu edilmeden yereldeki CHP Kartal adayına itiraz edilince CHP temsilcisi haklı olarak “siz burada CHP’nin iç işlerine karışıyorsunuz; buna müsaade etmem” anlamına gelen bir tutum almıştı. Oysa zaten toplantı sanki CHP’nin sol kanadının toplantısı gibiydi. Yine de katılanların çoğu söz alıp konuştu.
Toplantı başlar başlamaz ilk konuşmalar Demokratik Kitle Örgütlerine verildi. Onların ardından sıra siyasetlere gelince de ilk sözü KöZ olarak biz istedik ve aldık.
Bizden önceki tüm konuşmacılar Kartal belediyesi seçimleri için konuşmuştu. KöZ adına Kartal’dan önce İstanbul büyükşehir belediyesi için konuşmak gerektiğini, esas seçimin bu alanda cereyan ettiğini belirttik. Ne yazık ki bazen açık açık, bazen örtük de olsa burada olan herkesin CHP’nin İstanbul büyük şehir adayını destekleyeceklerinin bilindiğinin altını çizdik.
“Solun İstanbul da %14’ün üzerinde bir oy potansiyeli olmasına rağmen başta HDP olmak üzere solun ağırlıklı bir kısmının AKP’yi geriletme adı altında İmamoğlu’nu destekleyecekleri anlaşılıyor. Ancak İmamoğlu aday olur olmaz ilk yaptığı icraatın Saraya gidip Erdoğan’la el sıkışmak olmuştu. Bu da daha baştan AKP’nin geriletilmesi hedefinin altını oyar. Oysa bize Sarayla el sıkışan değil Saraya karşı mücadeleyi önüne koyan bir aday lazım. Bu nedenle Biz KöZ olarak İstanbul için Sol Blokun ortak adayı olarak bağımsız bir aday çıkarılması gerektiğini savunuyoruz. Eğer ortak bir bağımsız aday çıkarılamazsa Biz KöZ olarak tek başımıza da kalsak seçime bağımsız adayla katılacağız.” dedik.
Herkes CHP’nin önümüzdeki seçimlerde ne yapacağına ne söyleyeceğine kilitlenmişken CHP’nin neden kayyum atanan belediyeler konusunda tek kelime etmediğinin ve yeniden seçilmiş Belediye başkanlarının yerine kayyum atanırsa nasıl bir tutum alacaklarının kendilerine sorulmasını istedik.
Bu konuşmamız genel eğilimle taban tabana zıt bir konuşma olmasına rağmen bizden sonraki konuşmacılar bu söylenenlere dair tek kelime etmediler. Sadece Eğitim Sen’li bir öğretmen olduğunu ama toplantıya bireysel olarak katıldığını söyleyen bir arkadaş Kartal için burada alınan kararları doğru bulmakla birlikte, İstanbul Büyükşehir için KöZ’ün yaklaşımına katıldığını belirtti. “Bize saraya karşı mücadele edecek bir aday lazım” diyerek de özellikle vurgu yaptı.
EMEP konuşmacısı başta HDP olmak üzere herkese tercüman oldu. EMEP konuşmacısı şöyle dedi:
“Mevcut belediyeyi korumak, AKP ye teslim etmemek istiyoruz. Tüm gayretimizle Kartal Emek ve Demokrasi güçlerinin bu kaidede birleşmesini istiyoruz. CHP’nin mevcut seçilmiş parti olması ve oy sayısı olması nedeniyle önemli. HDP de böyle düşünüyor. Durumun kritik olmasından kaynaklı bağımsız aday fikrimizden vazgeçtik. EMEP olarak bu tutumumuzu koruyoruz.”
Bu tabloya aykırılık arz eden tek bizim tutumumuz oldu, bir de kısmen ÖDP nin yaptığı ön seçim önerisiydi.
ÖDP nin konuşmacısı da kısaca şunları söyledi; “Dönem dönem güç birliktelikleri yapıyoruz, ön seçimlerle yapılmasını önemsiyoruz.tüm alanlar için bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Meclisteki adayların; halkçı, eşitlikçi, liyakatli ve kadın dostu olması gerektiğini düşünüyoruz. Belediye kamu ve kamusal alanlara sahip çıkmalı, çevreci,cinsiyetçi olmayan bir yönetim kurabiliriz. Fatsa , Ovacık gibi örnekleri değerlendirmeliyiz.
Toplantının ikinci kısmında da nasıl bir belediyecilik istiyoruz başlığı açıldı. Bu başlıkta herkes gönlünden geçenleri tek tek sıraladı tabi ki. ÖDPli katılımcı Fatsa ve Ovacık örneklerini vermişti. Biz de söz alarak Fatsa örneğinin önemli olduğunu ve burada hatırlatılmasını önemsediğimizi belirttik ama ardından da bu örneğin Kürt illerinde aşıldığını ama kimsenin burada yaşanan pratikleri görmek istemediğini söyledik. Sonrasında söylediklerimizi somutlamak içinde KöZ ün de arkasında durduğu ve içinde çalıştığı Kitle örgütlerinin düzenlemiş olduğu Kitle Örgütleri Koordinasyonuna gönderme yaparak bu toplantılarda davet ettiğimiz Sur, Bağlar Belediye başkanlarının anlattıklarını hatırlattık. Konuşmanın devamında Türkiye solunun Fatsayı kısmen hatırladığını ancak ufacık ve kısıtlı bir örnek olana (ki buda bir tür koop.faaliyeti) Ovacık hatırlanırken daha geniş çaplı bir örneği teşkil eden ve neredeyse tamamına kayyım atanmış olan Kürdistan da ki örneklerin bilinmiyor olmasının bir eksiklik olduğunu söyledik.
Biz bunları söylerken toplantıda ki 5 HDP’li ve bir DBP’liden hiçbir sesin çıkmaması da başka bir garabet tabi ki. Toplantı sonunda “siz neden bu örnekleri gündem etmiyorsunuz” diye kendilerine sorduk. HDP ilçe başkanı “biz gereksiz bir tartışma çıksın istemiyoruz “ demekle yetindi.
Toplantının niteliğini belirten en veciz sözü de son olarak söz alan ÇHP ilçe sekreteri söylemiş oldu. Aynen şu cümleyi kurdu: “Sosyal Demokratların besin kaynağı sosyalistlerdir. Biz buradan besleniriz.”
Bu toplantı da onu yanıltmadı nitekim bu veciz söz söylenirken orada kendilerine sosyalist diyen başta EMEP, HDP, Halkevleri ve de isminin içinde sosyalist olan ESP’den tek ses çıkmaması da var olanın çoktan kabul edildiğini gösterir.
Toplantı sona ererken tüm katılımcıların (biz hariç) CHP’den ortak bir dilekleri vardı: burada konuşulanların partiye aktarılmasının ısrarla rica edilmesi ve bir an önce de adaylarının netleştirilerek buraya bilgi verilmesi.
CHP’li de bu platforma bilgi vereceklerini ama aday seçiminin kendi partilerinin işi olduğunu söyledi.
Bir hafta sonra buluşmak üzere toplantı sona erdi.
Kartal Emek ve Demokrasi Güçleri Yerel seçim Gündemli 3. Toplantısı
Üçünce platform toplantısı ise daha önceden belirlenen tarihten erkene alınarak, 23 Ocak günü gerçekleştirildi.
Bu toplantıya da katıldık.
Toplantı açılır açılmaz CHP heyeti toplantının neden erkene alındığına dair soru sordu. Geç kalınması, bir an önce ortak deklarasyonun yayınlanması gibi gerekçeler kendilerine aktarılınca toplantıya geçildi. Bu toplantıya TİP ve TÖP-G de katıldı.
Katılımcılar teker teker söz alarak aslında bir önceki toplantılarda söylediklerini tekrar ettiler. Ortak talep “Asgari müştereklerde birleşmek”, “AKP’nin geriletilmesi” ve “halen CHP’nin elinde olan Kartal belediyesinin korunması” noktasında yoğunlaşmıştı.
Biz de söz aldık ve biz de bir önceki toplantıda söylediklerimizi tekrarladık. Beri yandan da herkesin mutabıkmış gibi göründüğü “Demokrasi asgari müştereği” konusunda aleyhte görüşlerimizi dile getirdik. Herkesin demokrasi anlayışının farklı olduğunu, bu kavramı somutladığımızda farklılığın ortaya çıkacağına vurgu yaparken en azından burada bulunan CHP’nin demokrasi anlayışının burada bulunan çoğunlukla aynı olmadığını söyledik. Bunu da bu partinin dokunulmazlıklar, kayyımlar konusundaki tutumundan başlayarak görülebileceğini vurguladık. İstanbul adayı İmamoğlu’nun Saraya çıkarak Erdoğan’la el sıkışmasını tekrar hatırlattık.
Özellikle seçimlere giderken Erdoğan’ın kayyım tehdidine karşı CHP’nin tek söz söylememesine rağmen burada bulunan heyetlerin sırf bu beldeleri AKP’en geri almak adına CHP’yi desteklemelerini doğru bulmadığımızı söyledik. Özellikle 100’ü aşkın belediyesine kayyım atanmış olan HDP’nin bu konuda tek söz söylemediğini de tekrarladık.
Bir önceki toplantıda hem kayyımlar konusunda hem de “nasıl bir belediyecilik” sorusuna yanıt olarak bizim gündeme getirdiğimiz Kürdistandaki belediyecilik örneklerini Sur ve Bağlar belediyesi üzerinden aktarmamıza HDP sesiz kalmıştı, ancak bu sefer ki göndermemize sessiz kalmadılar.
Söz alan HDP’li konuşmacı uzun bir konuşma yaparak CHP’yi hem kayyumlar üzerinden hem de İmamoğlu’nun ziyareti üzerinden eleştirdi. Ama bu tür eleştirilerin sonuçta CHP’yi demokrasi adına desteklemeye engel olmayacağı da sürpriz olmayacaktı.
HDP’den sonra söz alan CHP ilçe sekreteri ise doğrudan KöZ ü hedef alarak bir konuşma yaptı. KöZ’ün ideolojik davrandığını, sürekli (bir önceki toplantıyı da kast ederek) kendi partilerini hedef aldığını, buraya dayak yemeye gelmediklerini, çağrıldıklarını ve bu çağrıya icabet ettiklerini söyledi.
Aslında CHP’linin derdi tabi ki biz değildik. Doğrusu bizim ısrarlı duruşumuz sayesinde HDP’linin yapmış olduğu son konuşma CHP’lileri rahatsız etmişti. CHP’linin ısrarla “biz buraya yumrukları sıkılı gelmedik, kavgaya gelmedik ama eğer istenmiyorsak gideriz” mealinden sözleri üzerine genelin ısrarı nedeniyle kalmaya karar verdiler.
Bu toplantıda önceki toplantılardan farklı olarak ESP ve TİP adına söz alan konuşmacılar da CHP’ye hiçbir şekilde oy vermeyeceklerini söylediler.
Kartal’dan Komünistler