Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, on THKO ve THKP-C militanının ölümsüzleştiği Kızıldere’nin 51. yıldönümü olan 30 Mart’ta, Birleşik Mücadele Güçleri’nin düzenlediği anmaya katıldık. Anma, “On’ların Yolundan Zafere Kadar Yürünecek” şiarıyla Kıvılcım Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Etkinlik saygı duruşuyla başladı. Ardından Kopuş belgeselinden Kızıldere’ye ilişkin bir kesit gösterildi. Sunumda, bu sene 30 Mart’ın depremin gölgesinde anıldığı, on binlerce insanın katilinin deprem değil kapitalizm olduğu vurgulandı. Birleşik mücadelenin hayati, devrimin bir zorunluluk olduğu ifade edildi.

Sunumun ardından bir Devrimci Partili, BMG adına bir konuşma yaptı. Konuşmacı, 30 Mart anmalarını devrimcilerin arkasından ah vah etmek için değil, mücadeleyi bir adım öne taşımak için yaptıklarını dile getirdi. ’71 devrimci kopuşunun reformizmden kopuş olduğunu belirten konuşmacı, kopuşun üç ana damarını oluşturan THKO, THKP-C ve TKP/ML’li devrimcilerin sistem dışına çıkmayı ve devrimci dayanışmayı yol bellediklerini söyledi. Kızıldere’nin de bu yolun sonucu olduğunu belirten konuşmacı, BMG’nin de Kızıldere’de atılan tohumun ürünü olduğunu dile getirdi. AKP-MHP hükümetinin kitlelere dönük yoğun bir saldırı içinde olduğunu söyleyen konuşmacı sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek 30 Mart’larda BMG olarak alanları zapt edeceğiz ve yoldaşlarımızın adını alanlarda haykıracağız. Biz devrimcileri her alanda, sokaklarda yaşatmanın mücadelesini veriyoruz. Kendini seçime angaje etmeyen, mücadelenin içinde yoğrulan bir hattı inşa ediyoruz.“

BMG konuşmasının ardından açık kürsü bölümüne geçildi ve biz de Köz adına söz aldık.
Sözlerimize, kısa bir süre önce tutuklanan SGDF’li ve ESP’li arkadaşlarımızı hatırlatarak başladık.

Bugün saldırılarını arttıran AKP-MHP hükümeti ile 12 Mart’ta işçilere, Kürtlere, devrimcilere saldırılarını arttıran hükümetlerin aynı dertten muzdarip olduğunu açıkladık. Bugün rejim kriziyle boğuşan ve yönetemeyen Erdoğan varken, 70’lerin başında da gerek küresel olarak yükselen devrimci hareketin gerekse Türkiye’de yükselen işçi hareketinin etkisiyle bir siyasal krizin içine düşen hükümetler olduğunu hatırlattık. Bu krize karşı Mahirlerin, Denizlerin, İboların “düzeni tamir” projesinin parçası olmayı, düzenin bir başka kliğine dayanarak bu krizden çıkmayı değil; reformizmden tümden kopuş yolunu seçerek devrim yolunu tuttuklarını açıkladık. “Biz İsmet Paşa’ya yaslanalım, bu krizden çıkıp nefes alalım” demeyi değil, reformist TİP’ten kopup devrimci örgütte ısrarı seçen ’71 kopuşunun mimarlarının, esas itibarıyla devrimde ısrar ettiklerini vurguladık. Devrimde ısrarın devrimci örgütte ısrar, devrimci örgütte ısrarınsa devrimci partiyi yaratma mücadelesinde ısrar demek olduğunun üzerinde durduk ve ’71 kopuşundan Kızıldere’ye uzanan mücadelenin bugün ancak devrimci parti mücadelesinde buluşarak devralınabileceğini ifade ettik. Denizlerin, Mahirlerin, İboların ilk ve en büyük devrimci eylemlerinin “Bunlarla olmaz” diyerek reformist örgütlerinden kopmak, koptukları yeri açıkça mahkûm etmek ve devrimci örgütler kurmak olduğunu tekrar ettik.

Bugün Köz’ün arkasında duran komünistlerin, bu itibarla ’71 kopuşunun mirasına sahip çıktığını belirttik.

Etkinlik müzik dinletisinin ardından sona erdi. Etkinlik çıkışında devrimci arayışları olan kimi unsurlarla ’71 kopuşu, devrimci parti, seçimlerde bağımsız tutum gibi konular üzerine sohbet ettik.

Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, 71-72 Kopuşu’nu amacına ulaştırmak için önümüzde duran ödevin, komünistlerin birliğini sağlayarak devrimci partiyi yaratmak olduğunun bilincindeyiz. “Kızıldere Son Değil Savaş Sürüyor” şiarını, devrimci partiyi yaratma savaşının sürdüğüne ve aciliyetine işaret etmek için yükseltiyoruz.

Örgütlü Devrimcilerdi, Devrim için Öldüler!
Devrim için Devrimci Parti, Yaşasın Komünistlerin Birliği!

Beşiktaş’tan Komünistler