KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak 2023 1 Mayıs’ına Bursa Kent Meydanı’nda Enternasyonal Komünist İşçi Birliği (EKİB) ile birlikte katıldık. Seçimlerde sınıf uzlaşmacı tutuma karşı sınıf savaşını büyütme, cumhurbaşkanı seçimlerinin hiçbir turunda düzen partilerinin adaylarına oy vermeme tutumumuzu anlatmayı amaçlıyorduk. Ortak pankartımızda “Düzen Cephesinden Kopalım, Sınıf Uzlaşmacılığına Karşı Sınıf Savaşını Büyütelim; Cumhurbaşkanı Seçiminde Hiçbir Turda Düzen İttifaklarına Oy Yok” yazıyordu.
Miting her yerde olduğu gibi burada da DİSK, KESK, TMMOB’un çağrısıyla ve çizdiği sınırlar içinde gerçekleşti. Türk-İş’in 1 Mayıs’ta Adana’ya kaçmasına rağmen TÜMTİS ve Yol-İş de mitinge katıldı. Halkevleri, Yeşil Sol Parti, Devrimci Parti, ESP, EMEP, TİP, SMF, TKP’nin yanı sıra, Metal ve Tekstil İşçileri Birliği, BADİS, SODAP ve İşçi Hakları Derneği de mitinge katıldı. Düzen partilerindense CHP ve Memleket Partisi yürüyüşte yer aldı. Memleket Partisi alana girmedi.
Mitingde sosyalist hareketler genel geçer sloganların ötesine geçmedi. Genel geçer sloganların çerçevesini ise CHP’nin hassasiyetleri çiziyordu. Öyle ki miting de “Bijî Yek Gulan” sloganı bile pek ender duyuldu. Mitingde elbette aktif olarak CHP’ye destek veren sloganlar atılmadı ama hükûmetten kurtulma görevini “Bay Kemal”e havale etmenin verdiği bir bekleyiş havası hâkimdi. Elbette pembe hayallerin yarattığı bir iyimserlik söz konusuydu. Ama bu iyimserliğin kendisi bir coşku, politik bilinç yahut enerji üretmemişti. Sessiz yürüyüşlerle, davul ve zurnanın halay havasında geçen bir mitingdi Bursa 1 Mayıs’ı.
Mitingde CHP’nin korteji kalabalık kortejlerdendi ama mitinge damgasını vuran CHP’lilik CHP kortejiyle sınırlı değildi. Bu tabloyu en çarpıcı bir biçimde ortaya koyansa sonlara doğru miting alanına yaklaşan seçim otobüsüydü. Otobüsten Kılıçdaroğlu’nun sesi duyulur duyulmaz birden bire kitle Grup Kucaklaşma’nın şarkılarına eşlik etmeyi bırakıp yüzünü otobüse çevirdi ve otobüsü huşu içinde çığlık ve alkışlarla selamladı.
EKİB ile birlikte oluşturduğumuz kortej alandaki Erdoğan sorunun çözümünü Altılı Masa’ya havale etmiş alandaki ruh hâline tezat bir canlılık içerisindeydi. Alandaki genel apolitik havadan doğan boşluk nedeniyle toplanma ve yürüyüş boyunca neredeyse aralıksız ajitasyon yapan on dört kişilik kortejimiz kendi çapından daha geniş bir etkiye sahip oldu.
Seçimlerde burjuvazinin değil proletaryanın yolunu izleyen tutumumuzu, ajitasyonlarımız, sloganlarımızla haykırdık. Alanda yaygın dağıttığımız bildirilerimizle, 1 Mayıs’a katılan emekçilere seçimlerde aldığımız devrimci tutumu anlattık.
Kortejimizde yükselttiğimiz sloganlar şu şekildeydi: “Sermayeyle Saf Tutma Kurtuluş Kendi Kollarımızda; Yaşasın 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan; Zindanlar Yıkılsın, Tutsaklara Özgürlük; Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi; Kurdara Azadî, Kürtlere Özgürlük; Asıl Düşman Kendi Yurdunda; Başkasını Ezen Özgür Olmaz; Özgürlük İçin Tek Yol Devrim; Savaşa Karşı Sınıf Savaşı; Kürtlerin Esareti İşçilerin Esaretidir; Hükümete Karşı Örgütlen Birleş Mücadele Et; Düzen İttifaklarına, İşgalcilere, NATO’culara, Rojava’nın Düşmanlarına Oy Yok; Demokrasi İçin Tek Yol Devrim; Seçimle Değil, Devrimle Gidecek; Marks Engels Lenin Yolumuz Proleter Devrim; Devrim için Devrimci Parti; Devrimciler Ölür Devrimler Sürer; Devrim İçin Düşenler Kavgamızda Yaşıyor; Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek; Komünist Bir Dünya Kuracağız; Mültecilik Değil Yurttaşlık Hakkı!”
Yürüyüşten önce ve alana girdikten sonra Komünist Militanlar Birliği, Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ve Köz imzalı “Sınıf İşbirliği Değil Sınıf Savaşı” bildirimizden 900 adet dağıttık. Bildirimiz ilgi gördü, seçimlerde geçersiz oy vermeye davet eden tutumumuzu bolca tartışma imkânı bulduk.
Köz’ün arkasındaki komünistler olarak Bursa’daki mitinge katılımımızı İstanbul’dan organize ettik. Maksadımız liberal kuşatmaya karşı sadece EKİB ile yan yana durmak değil aynı zamanda uzun yıllar boyunca çalışma yürüttüğümüz Bursa’da aynı mücadeleyi tekrardan büyütmekti. Yürüyüşümüz sırasında uzun zamandır 1 Mayıslara katılmadığımız Bursa’daki arkadaşlarımızla da kortejimizde buluşarak bu doğrultuda bir adım daha atmış olduk.
Mitingin ardından EKİB ile KöZ’ün ortak 1 Mayıs söyleşisi vardı. Söyleşide EKİB’den konuşan arkadaşımız 1 Mayıs’ın ekonomik taleplere sıkışmış ulusal bir bayram günü olmadığı, işçi sınıfının sadece siyasal değil aynı zamanda uluslararası mücadele günü olduğunu vurgulayarak sözlerine başladı. Sonrasında alandaki tablo ile 14 Mayıs seçimleri arasındaki neden sonuç ilişkisine dikkat çekti. Solda artan rekabetçilik ile yaygınlaşan parlamentarizm arasındaki bağın üzerinde durdu. Ortak kortejimizin sadece akıntıya karşı yüzmediğini aynı zamanda alana damgasını vurmasını gerektiren coşkuyu ve çizgiyi yansıttığını ifade etti.
Köz adına konuşan yoldaş ise kortejimizle alandaki hâkim hava arasında sadece seçimlerde düzen ittifaklarına oy verme konusunda bir ayrımın bulunmadığını belirtti. Ayrımın demokratik hakların kazanılmasını burjuvaziye havale eden anlayışla, bu sorunların bir proleter devrimle çözülebileceğini savunan yaklaşım arasında olduğunu ifade etti. Temeldeki ayrımın ise burjuva sosyalizmi ile komünizm arasında olduğunu vurguladı. Yoldaş aynı zamanda bugünkü sınıf işbirlikçiliğin yeni olmadığını, bu tutumun yetmişlerdeki 1 Mayıslara başından sonuna damgasını vurduğunu, solun 12 Eylül sonrasındaki ataletinin de bu tutumla yakından ilişkili olduğunu hatırlattı. Ancak bu benzerliğin kendi başına anlamlı olmadığını, bugünkü devrimci duruma gerileyen değil, yükselen bir hareketle girdiğimizi de ifade etti. Bu nedenle devrimci tutumu yansıtan ortak kortejimizin tarihe not düşmekten çok daha öte anlamlar taşıdığını, sol akımların tüm sınıf işbirlikçi yönelimine karşın devrimci arayışı giderek artan militanlara siyasal olarak seslendiğini öne çıkararak sözlerini tamamladı.
1 Mayıs öncesinde çıkarılan üç imzalı ortak bildirinin ve Bursa’daki eylem birliğinin 1 Mayıs sonrasındaki dönem içinden gerisine düşülmemesi gereken bir eylem birliği tarif ettiği, bu eylem birliğinin muhataplarının da tüm devrimci güçler olduğu her iki konuşmadaki ortak vurguydu.
Bursa 1 Mayıs’ı bizim açımızdan Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ile birlikte seçim sürecindeki bağımsız sınıf çizgisini izleyen kararlı tutumu yansıttığımız aynı zamanda bu tutumun meyvelerini toplamaya başladığımız bir mücadele günü oldu. Gerisine düşmeyeceğiz.
Kahrolsun Liberal Kaynaşma!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!
İstanbul’dan Komünistler