KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak Kadıköy’de ozalit çalışması gerçekleştirdik. Ozalitlerimizde “Irkçı Saldırı Mağduriyetini Değil Bağımsız Siyasal Mücadeleyi Yükselt”, “Mülteci Değil Sınıfın Bir Parçası, Tüm Göçmenlere Vatandaşlık Hakkı” ve “Göçmenlere Vatandaşlık Hakkı, Herkese Barınma Hakkı” şiarlarına yer verdik.
HDP tabanına yönelik saldırılar ırkçı saldırı kisvesi altında sürerken KöZ olarak öne çıkardığımız şey, HDP’lilerin Kürt oldukları için değil, rejim krizinin hüküm sürdüğü topraklarda rejime karşı en dinamik unsurları ihtiva ettikleri için bu saldırıların muhatabı oldukları idi. Bu saldırılara karşı mağdur edebiyatına sığınmaksızın ezilen ve emekçilerin kitlesel seferberliğini örmek ve burjuva ittifaklardan bağımsız siyasal mücadeleyi yükseltmek elzemdir.
Yine öğrencilerin barınma hakkı için yaptıkları eylemler önemsiz ve değersiz değildir. Ancak İzmir/Torbalı’da Suriyelilerin evlerine ve kendilerine karşı gerçekleştirilen saldırılar göstermektedir ki bu sorunun sahici bir şekilde çözümünü istemek tüm göçmenlere vatandaşlık ve herkese barınma hakkını istemeyi gerektirir. Hudut namustur diye ortalıkta gezinenlerin bu soruna böyle yaklaşamayacağı da açıktır. Şu halde barınma hakkı sorununda da ortaya konması gereken çizgi burjuva ittifakların önünü açmak şöyle dursun ezilen ve emekçilerin demokratik bir anayasa için kitlesel ve bağımsız siyasal mücadele için seferber edilmesi yönündedir.
Reformistlerin şöyle veya böyle etkisi altında bulunan geniş yığınlar bir yana, Türkiye’deki en dinamik unsurlar dahi reformist önderliklerin etkisi altındadır. Demokratik bir anayasa için kitlesel seferberliği yükseltme şiarını yükseltmenin ilk şartı, devrimci öncülük ve önderlik iddialarını ortaya koyabilecek komünist partinin yaratılması mücadelesine omuz vermektir. Komünistler, böyle bir mücadelenin harcı olarak siyasal mücadeleyi görmekteler.
Yaşasın Komünistlerin Birliği!
Kadıköy’den Komünistler