İçinde çalışma yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin HDK içerisinde daha fazla sorumluluk almasını, işçi sınıfının siyasi gündemlerini gündemine almasını ve imkanları doğrultusunda eylem/etkinlikler düzenlemesini önemsiyoruz.
Yaşadığımız topraklarda kendine özgü bir anlamı olan ve solun da dikkate aldığı 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne giderken de bu kaygılarla kooperatifin Tarlabaşı şubesinde 1 Eylül gündemli etkinlikler yapmanın olumlu olacağını söyledik. Kooperatifin bileşeni olduğu HDK’de böyle bir konunun gündem edilmesini ve DEM Parti milletvekillerinin de katılımıyla bir halk toplantısı örgütlemeyi önerdik. Önerimiz şube toplantısında olumlu karşılandı. Biz de çalışmanın yürütülmesinde Mayısta Yaşam adına sorumluluk aldık.
Mayısta Yaşam, Tarlabaşı ve Hacıahmet’teki çalışmalardan tanıdığı DEM Partili ve DBP’li arkadaşlarla bir toplantı alarak etkinlik önerisini toplantıda belirlendiği şekliyle sundu. DEM Partili ve DBP’li arkadaşlar da Tarlabaşı ve Hacıahmet alanlarında önemli bir kitle olduğundan ve böyle etkinliklerin kitleyle temas etmek için olumlu olduğundan söz ederek etkinliğin örgütleyicisi oldular. Neticede 31 Ağustos’ta Hacıahmet Parkı’nda müzik, halay ve forum programının olduğu bir halk buluşması örgütlenmesi kararlaştırıldı. DEM Parti’nin İstanbul vekillerine de ulaşıldığı etkinliğe, HDK Gençlik Meclisi de örgütleyici olarak katıldı.
Halk buluşmasının örgütlenme aşamasında gerekli iş bölümleri yapıldı. Etkinliğin duyurusu Tarlabaşı ve Hacıahmet’te dağıtıldı. Dağıtımlara DBP, DEM Parti, Mayısta Yaşam ve HDK Gençlik Meclisi’nden arkadaşlar katıldı. Mayısta Yaşam adına bizim de sorumluluk alarak katıldığımız dağıtımlarda sohbet ederken konu barışa gelince Köz olarak savunduğumuz görüşlerimizi dillendirme fırsatı da bulduk. Ezilenlerin ve emekçilerin barışının ancak kendi bağımsız mücadeleleri ile geleceğini, operasyonların ve işgallerin ancak işçilerin kendi mücadelesiyle püskürtüleceğini ve daimi bir barışın ancak emekçi ve ezilenlerin kendi iktidar organlarını kurduğunda mümkün olacağını anlattık. Temas ettiğimiz kesimlerin büyük bir kısmı 90’larda Kürdistan’dan göçen kesimler olduğu için barış konusunu Kürdistan’ın ilhakı ve bugün devam eden saldırılar üzerinden anlatmaya çalıştık.
Halk Toplantısı
Halk buluşmasının örgütlendiği Cumartesi günü, etkinlikten birkaç saat önce yine bir dağıtım ve davet çalışması örgütleyici kurumlar tarafından yürütüldü. Alana vardığımızda parkın çevresinde büyük bir polis kalabalığı vardı. Buna rağmen DEM Parti İstanbul vekilleri Özgül Saki ve Celal Fırat’ın da olduğu buluşmada 40-50 kişilik bir kalabalık toplanmıştı. Etkinlik halaylar çekilerek başladı. Kalabalığın etrafında biraz uzakta kümelenmiş ve etkinliği izleyen 20 kişi daha vardı. Halay sonrasında forum kısmına geçildi ve konuşmalar yapıldı.
Etkinliğin örgütleyicilerinden olan Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin açılış konuşmasının ardından diğer örgütleyici kurumlar söz aldılar. DEM Parti İstanbul örgütü adına ve vekiller tarafından yapılan konuşmalarda yıllardır barış için mücadele eden Kürtlerin bu coğrafyada barışı savunan en önemli kesim olduğundan; tecridin barışın önündeki en büyük engel olduğundan ve Abdullah Öcalan’ın muhatabiyetinden söz edildi. Konuşmaların geneli bu çerçevede olsa da bunun nasıl olacağı sorusu belirsizdi. Barışın hangi barış, kimin barışı olduğu ve kim tarafından nasıl getirileceği soruları cevaplanmadı.
Komünistler olarak Hacıahmet Parkı’nda örgütlenen halk toplantısına biz de katıldık ve forumda Köz adına söz aldık. Konuşmamızda coğrafyamıza gelecek bir barışın ancak işçi sınıfının kendi mücadelesiyle olacağını, Kürdistan’a özgürlüğün barışın bir koşulu olduğunu, bu bağlamda barışın bir devrim sorunu olduğunu anlattık. Soldaki genel barış bakış açısının “Devrim İçin Barış” yahut “Barış Hemen Şimdi” ile ifade edilebileceği bir yerde “Barış İçin Devrim Şart” demenin komünistlerin ayırt edici yönü olduğunu tarif etmeye çalıştık.
Komünistlerin içinde bulundukları kitle örgütlerinde merkezi siyasi gündemlere müdahale edebilecek, bu gündemleri kitlelerle tartışabilecek siyasi imkanları yaratmaları gerektiğini biliyoruz. Bunun da herhangi bir kitle örgütünde çalışma yürüten devrimcilerin sekter ve rekabetçi bir tutumla değil, kurulabilecek en geniş eylem ve güç birliklerini sağlamaya çalışarak yapması şarttır. İçinde çalışma yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi’ne önerilerimizi bu bilinçle yapıyor, bu çalışmaları Köz olarak kendi siyasi görüşlerimizi farklı ve daha geniş kesimlere duyurmamıza imkan ve olanak sağladığını görerek olumlu ve sürdürülmesi gereken bir pratik olarak değerlendiriyoruz.
Barış İçin Tek Yol Devrim!
Üniversitelerden Komünistler