Korona salgını tüm dünyayı sarstığı gibi, Türkiye’yi de sarsmaktadır. Salgının en büyük göstergelerinden birisi de, var olan burjuva düzenlerinin çökmüş sağlık sistemleridir. Salgın burjuva düzeninin bir dizi pisliğini dünyanın dört bir yanında ortaya koyarken, bu düzeni yıkmak ya da değiştirmek isteyenlerinde, gerçek manada bu düzeni yerle bir edip, iktidarı fethetme yönünde adımlar atıp atmadıklarını da göstermiştir. Salgını gerekçe göstererek eylem etkinliklerini iptal edenler, elbette düzenin her türlü pisliğinin ortaya çıktığı böylesi bir dönemde de, iktidarı fethetmek yönünde bir atakta bulunmayacaklardır. Salgını yaymama sorumluluğunu göstermek söylemi ya da kaygılarıyla hareket edenler, bu salgınla burun buruna çalışan milyonlarca emekçinin iktidar karşıtı mücadelesini örmeme niyetinde olduklarını bir kez daha göstermişlerdir. Bu eylemsizlik hatlarını gizlemek içinde, iktidara talepler listesi sunmakta ve yerel dayanışma ağları kurarak, emekçiler arasında ‘Dayanışma Yaşatır, Dayanışma Ezilenlerin İnceliğidir’ süslü söylemleriyle yardım faaliyetleri yürütme gayretkeşliği içerisindedirler. Derneklerin, sendikaların, kooperatiflerin öne çıkarması gereken, ücretli izin, sağlıklı çalışma koşulları, herkese sağlık, herkese barınma hakkı gibi bir dizi talebi, devrim iddiası olanların, kendi siyasetlerinin merkezine koydukları bir dönemin içerisindeyiz.  Bu talepleri dile getirmek değil, ‘bu taleplerin gerçekleşmesi için iktidarın fethedilmesi gerekir, bunun içinde Millet İttifakına yedeklenmeden, Cumhur İttifakına karşı eylemli mücadeleyi yükseltmek gerekir’ diyen bir politik hat izlenmelidir. Bu hattı izlemeyenlerin hattı, dönemin koşullarına göre devrimci faaliyet yürütülmelidir diyen Melun Kautsky’nin hattıdır.

Kautsky ve türevlerinin çizgisine karşı mücadele yürüten platformumuzun, salgın döneminde de eylem ve etkinliklerine ara vermesi elbette beklenemezdi. Salgın öncesinde yürüttüğü politik mücadeleyi salgın döneminde de azami düzeyde yürütme kararlılığı göstermektedir.  ‘Evde Kal’ çağrıları yapanlara ya da ‘evde kalmak için ücretli izin’ çağrılarını yapanlara karşı, bu düzen yıkılmadığı müddetçe hiçbir koşul ve şart altında evde kalmamak gerektiğini, her koşul altında iktidara karşı mücadeleyi yükseltmek gerektiğini öne çıkarmaya devam edeceğiz.  Çünkü emekçilerin asıl düşmanı korona ya da başka virüsler değil, bu düzenin ta kendisidir. Bu düzen yıkılmadıkça emekçiler nasıl ki en küçük demokratik haklarını dahi alamayacaklarsa, korona ya da başka salgınlardan da kurtulamayacaklardır.

KÖZ’ün arkasında duran komünistler olarak bu çizgimizi faaliyet yürüttüğümüz tüm alanlarda pratikte göstermeye çalışıyoruz. 1 Mayıs Mahallesi’nde de yürüttüğümüz çalışmalarla bu çizgimizi ortaya koymaya çalıştık. Salgından kaynaklı basımını ertelemediğimiz gazetemizin bu gündemli çıkan son sayısının mahallede yaygın dağıtımını gerçekleştirdik. Mahallemizde kurulan halk pazarında, hem gazetemizin dağıtımını gerçekleştirirken, hem de sesli ajitasyonlarımızla, korona salgınından kurtulmanın yolunun cumhur ittifakından kurtulmaktan geçtiğini, evlere kapanan değil, zaten çalışmak zorunda olan emekçilerin mücadelesiyle bunun sağlanabileceğini vurguladık.  Aynı içerikli ajitasyonlarımızı, 1 Mayıs mahallesindeki konfeksiyon atölyelerinde salgına rağmen çalışan emekçilere yönelik gerçekleştirdik.

Salgını bahane ederek, emekçilere ve devrimcilere yönelik baskılarını artıran bu iktidarın sokağa çıkma yasaklarına ve Kürdistan’daki belediyelere atadığı kayyımlara karşı yazılama çalışması yaptık. 1 Mayıs Mahallesi’nin duvarlarına; “ Kayyımlara Son, Yaşasın Komünistlerin Birliği! Asalakları Koruyan, Emekçileri Ezen Gönüllü Karantinayı Kıralım! Yasaklara Karşı Tek Yol Devrim!” şiarlarımızı işledik.

İspanyol gribinin tüm dünyayı tehdit ettiği dönemlerde, emekçiler arasında mücadeleyi yükseltmekten geri adım atmayıp, bu salgından kaynaklı hayatını kaybeden tek devlet başkanı Sverdlov ve onun partisinin izinden yürüyenleriz. Nasıl ki salgından kaynaklı Bolşevikler evlerine kapanmadıysa, bugünde emekçiler tezgah başlarında, fabrikalarda, hastanelerde, marketlerde salgınla baş başa kalırken, KÖZ’ün arkasında duran komünistler olarak bizlerde evlerimize kapanmayacağız ve ant olsun ki, Sverdlov ve onun gibi nice militanı yaratan Bolşevik tipte bir komünist partiyi bu topraklarda kuracağız.

Yasaklara Karşı Tek Yol Devrim!

Asalakların Saltanatına Son!

Yaşasın Komünistlerin Birliği!

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler