Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, 23 Mart Perşembe günü, Okmeydanı’nda gazetemizin “Devletin Olmadığı Yerde Gündem Emekçilerin İktidarıdır!” manşetli Şubat 2023 sayısının dağıtımını gerçekleştirdik.

Gerçekleştirdiğimiz çalışma kapsamında hem esnafı ziyaret ettik hem de bölgede kurulan halk pazarında ajitasyon eşliğinde gazetemizin 134. sayısını sattık. Gerek sohbetlerimizde gerek yaptığımız ajitasyonlarda, seçimlerde Altılı Masa’ya güvenip Erdoğan’ın gönderilemeyeceğini, enkazın sorumlusu hükümetin karşısına Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’nın partisiyle çıkılamayacağını ve bu hükümetten kurtulmak için bir emekçi seferberliğinin şart olduğunu vurguladık.

Yaptığımız sohbetlerde kimi arkadaşlarımız bizimle aynı düşündüklerini, hiçbir turda emekçi ve ezilenin düşmanı sermaye partilerine oy vermeyeceklerini söylerken; çoğunluk ise Erdoğan’dan kurtulmak için her ne kadar şeceresi kabarık olsa da Millet İttifakı’nın çatısı altında en geniş birliği oluşturmak gerektiğini dile getirdi. Seçimlerde bağrına taş basarak da olsa Millet İttifakı’na oy vermek gerektiğini savunan arkadaşlarımızla, yaşadığımız süreçte HDP’nin kapatılma davasının, OHAL’in ilan edilmesinin, Erdoğan’ın seçim kanununa aykırı bir şekilde 3. kez Cumhurbaşkanı adayı olmasının, seçimleri erkene almasının hepsinin bir seçim provası olduğunu vurguladık.

AKP ve MHP artıklarının buluştuğu Millet İttifakı’nın, hükümet ile birlikte HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını düşürenler, savaş tezkerelerine hep bir ağızdan evet diyenler, Kürdistan isminden dahi rahatsız olup Kandil’i bombalama sözleri verenler, Madımak’ın failleri, bu sokağın başında öldürülen Berkin’in katilleri, altında kaldığımız enkazın suç ortakları olduğunu anlattık. Bu hükümetten kurtulmanın kesinlikle şart olduğunu fakat bu hükümetten onun ömrünü uzatan Millet İttifakı’yla kurtulunamayacağını; tam tersine emekçi ve ezilenler olarak sokakta Gezi’yi aşan bir seferberlikle bu hükümetten kurtulabileceğimizi açıkladık. Tüm konuştuğumuz arkadaşlarımızla bu gerçeklerin hepsinde ortaklaştık.

Tüm bu siyasi gerçeklere rağmen Millet İttifakı’na mecburen destek vereceklerini söyleyen arkadaşlarımızdan edindiğimiz izlenim, her fırsatta sandığı gösteren, sokakların “Provakasyonlara gelmeyin!” diyerek önünü kesen Amerikancı muhalefet ve onun kuyruğuna takılan burjuva sosyalistlerinin emekçilere dayattığı siyasetin ve alternatifsizliğin ta kendisiydi. Biz bunun yeni bir şey olmadığını, 1999’dan 2007 seçimlerine uzanan süreçte, 2007 seçimlerinin hemen ardından özeleştirisi de verilmiş, sol içerisinde hakim olan “askerî vesayet rejimine”, “faşizm”e karşı en geniş ittifak sürecini hatırlatarak, bunun emekçi ve ezilenlere bedelinin neler olduğunu anlattık.

Emekçi ve ezilenler olarak güçlü olduğumuzu, fakat bu gücümüzü sınıf düşmanımız Millet İttifakı’nı ağzımıza kilit, ayağımıza zincir vurup destekleyerek değil; proletaryanın bağımsız siyasetini yükselterek kullanmamız gerektiğini vurguladık. Seçim kampanyamız kapsamında 22 Ocak’ta Okmeydanı’nda yaptığımız seçim çalışmasından bizi ve kampanyamızı bilen arkadaşlarımız bağımsız Cumhurbaşkanı adayımızın akıbetini sordu. Bizler de yüz bin imza engelini aşma ihtimali taşıyan bir destek toplayacağımızı düşünmediğimiz için parayı yatırmayacağımızı, kampanyamızı sonlandırdığımızı fakat önümüzdeki süreçte de “Düzen Partilerine İki Turda Da Oy Yok!” demeye devam edeceğimizi anlatınca; arkadaşlarımız devletin emekçilerin aday bile olmaması için koyduğu engellerden dem vurdular. Daha önce ulaşamadığımız ve kampanyamızdan haberi olmayan arkadaşlarımıza ise, Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyamızı tanıtarak bağımsız bir Cumhurbaşkanı adayımız olduğunu anlattık, seçim bildirgemizi ve üçüncü bültenlerimizi verdik.

Arkadaşlarımızla, 6 Şubat depremlerinin yarattığı ağır yıkım ve enkazın, yükselttiğimiz bağımsız siyaset ve emekçi seferberliği çağrısının önemini arttırdığını da konuştuk. Hükümetin emekçi ve ezilenlerin en basit bir ihtiyacını bile karşılayamaz, aciz bir durumda olduğunu yeniden gözler önüne seren bu depremin yarattığı sorunların, burjuva devletin veyahut Cumhur İttifakı’nın insafıyla değil, ancak emekçilerin iktidarı almasıyla çözebileceğini vurguladık.

Okmeydanı’nda yaptığımız gazete dağıtımı çalışmamızı olumlu değerlendiriyoruz. Dün koronada olduğu gibi bugün de yakıcı deprem ve seçimler benzeri çetin siyasi dönemeçlerde komünistler olarak üzerimize düşen görevi yapmaya devam edecek, işçi sınıfının bağımsız siyasetini her ne koşulda olursa olsun yükselteceğiz.

Kürtlerin Düşmanlarına, Müteahhit Partilerine, NATOculara, 

Düzen Partilerine Hiçbir Turda Oy Yok!

Hükümete Karşı Emekçi Seferberliğini Yükseltelim!

Yıkımın Sorumlusu Burjuva Devlettir, 

İşçilerin Cumhur İttifakı’nın İnsafına Değil, İktidara İhtiyacı Var!

Devrim İçin Devrimci Parti, Parti İçin Komünistlerin Birliği!

Beşiktaş’tan Komünistler