Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, 9 Şubat Perşembe günü, Okmeydanı’nda gazetemizin “Tarafsız Siyaset Değil, Bağımsız Siyaset!” başlıklı Ocak 2023 sayısının dağıtımını gerçekleştirdik.
Gerçekleştirdiğimiz çalışma kapsamında hem esnaf ve kahveleri ziyaret ettik hem de bölgede kurulan halk pazarında ajitasyon eşliğinde gazetemizin satışını gerçekleştirdik. Gerek sohbetlerimizde gerek de yaptığımız ajitasyonlarda, 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen depreme karşı takınılması gereken tutumun dayanışmayı büyütürken tüm enkazın sorumlusu hükümete karşı mücadeleyi büyütmek olduğunu vurguladık.
Yaptığımız sohbetlerde arkadaşlarımız devletin deprem bölgesinde neredeyse var olmadığını, devletin herhangi bir kuvveti geldiğinde ise tek amaçlarının emekçi ve ezilenlerde meydana gelen tüm hasarların sorumluluğunun hükümette olduğu bilinciyle yükselen öfkesini bastırmak olduğunu söylediler. Konuştuğumuz arkadaşlarla, depremde de gördüğümüz gibi hükümetin acziyetinin yeniden gün yüzü gibi ortaya çıktığında, devletin emekçilerin birbirleriyle dayanışma ve seferberliğini, önceki büyük depremlerde olduğu gibi kırmaya çalıştığı konusunda mutabık kaldık. Girdiğimiz esnaflara, yayın yasaklarıyla, tehditlerle, gözaltılarla ve OHAL ilanıyla, dahası ilk iş olarak Rojava’yı bombalamasıyla hükümetin aslında kendi çıkarları için topyekun seferber olduğunu anlattık.
Gazetemizin dağıtımını yaparken asıl olarak bugün nasıl deprem bölgelerindeki sınıf kardeşlerimizle dayanışmak için seferber oluyorsak, bu olayların baş sorumlusu hükümete karşı da seferber olmamız gerektiğini haykırdık. Çözümün ancak kendi kollarımızda olduğunu, emekçileri ve ezilenleri enkazın altına iten hükümeti ancak kendi kollarımızla defedeceğimizi, bunun yolunun ise bağımsız bir siyaset izlemekten geçtiğini söyledik.
Konuştuğumuz emekçilerin hepsi ile bu yıkımların baş sorumlusunun hükümet olduğu, bu hükümetin kopyalarının da bu hükümetten herhangi bir farkı olmadığı ve aynı zamanda bunların Erdoğan’ı seçimler vasıtasıyla gönderemeyecekleri, aksine onun ömrünü uzatıyor oldukları konusunda ortaklaştık. Öte taraftan  arkadaşlarımızdan kimi Gezi gibi bir ayaklanma olmasının bugün mümkün olmadığını çünkü kimsenin direkt hükümeti hedefe alarak sokağa çıkmaya cesaret edemediğini; kimi ise bir emekçi seferberliği örmeden önce bu kadar fraksiyona bölünen sol akımların kendileri daha birleşmeden halkı bir şeye çağıramayacağını söyledi.
Sohbetlerimizde konu haliyle Erdoğan’a gelince bugün yapılması gerekenin, hükümete karşı emekçilerin seferberliği örmek olduğunu söylediğimizde ise, sohbet etmemiz arkadaşlar hak vermekle beraber böylesi olaylara rağmen halkın hükümete oy verdiği koşullarda bir emekçi seferberliği örmenin mümkün olmadığını, bu kapsamda Millet İttifakı gibi kendileri açısından görece daha demokrat olan alternatiflere yönelmenin onlar açısından tek çözüm olduğunu belirttiler.
Bu konuda arkadaşlarımızdan ekseri edindiğimiz izlenim; seçimlerde bir alternatifsizlik olduğu, parlamentarist hesaplara da kitlelerin gönülden destek vermediği, tam aksine kendilerine dayatılan sandığa karşı herhangi bir alternatif sunulmamasından ötürü el mecbur sandıklara gidip oy vermeye razı oldukları yönündeydi. Bu noktada elbette bizim de bir parçası olduğumuz Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday çalışmamızın temel amacını ve tam olarak böylesi bir siyasi atmosferde yürütülüyor olmasının ehemmiyetini anlatma fırsatı yakaladık.
Bu çalışmamızda hedefimiz öldürenin deprem değil, sermaye düzeni ve baş sorumlusunun ise bu hükümet; aciz hükümeti göndermenin ise yegane yolunun emekçilerin ve ezilenlerin seferberliği olduğunun propaganda ve ajitasyonunu yaparak gazetemizin son sayısını Okmeydanı’ndaki emekçilere ulaştırmaktı. Bu gibi zamanlarda, hükümeti seferberlik ilan etmeye çağırıp siyaseti rafa kaldırmaya değil; komünistlerin dayanışma çalışmalarını, tam da siyaset yaparak, hükümete karşı seferberlik çağrısını yükseltmeye hizmet edecek şekilde yürütmesi gerekli.
Okmeydanı’nda yaptığımız çalışmamızı olumlu değerlendiriyor; bu çalışmayı mümkün ve kolay kılan esas etkenin yürüttüğümüz Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyası kapsamında 22 Ocak’ta yaptığımız Okmeydanı seçim çalışması olduğunu düşünüyoruz. Her zaman olduğu gibi önümüzdeki çetin siyasi dönemeçlerde de, komünistler olarak üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz.
Yıkımın Sorumlusu Burjuva Devlettir, 
İşçilerin Cumhur İttifakı’nın İnsafına Değil İktidara İhtiyacı Var!
Öldüren Deprem Değil Sermaye Düzenidir!
Sorumlusu da Hükümettir!
 
Hükümete Karşı Emekçi Seferberliğini Yükseltelim! 
Bizi Kurtaracak Olan Kendi Kollarımızdır!
Beşiktaş’tan Komünistler