Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, belirlediğimiz ajitasyon ve propaganda çizgimiz doğrultusunda Okmeydanı’nda İşçi Emekçi Mitingi çalışmalarımıza devam ediyoruz.
2 Kasım Perşembe günü saat 12.00 civarında gerçekleştirdiğimiz çalışmamıza Okmeydanı’nda öncelikle geçen hafta girmediğimiz atölyelere girerek başladık. Yaklaşık on sekiz mobilya, yedek parça ve tekstil atölyesine girdik. Buralarda çalışan yüzü aşkın emekçiye bildirilerimizi dağıttık. Onları “Tek bir işçi sigortasız, tek bir işyeri sendikasız kalmasın!”, “Sınıfın parçası göçmen emekçilere vatandaşlık hakkı!”, “Kürdistan ve Filistin’e Özgürlük! Ortadoğu’ya Barış!” ve “Hükümetin Karşısına Kitlesel ve Birleşik Eylemlerle Dikilelim!” şiarlarını yükseltmek için 19 Kasım’da Kartal’daki İşçi Emekçi Mitingine birlikte katılmaya davet ettik.
Çoğu atölyede ondan az kişi çalıştığı için, buralarda sesli bir ajitasyon yerine bildirilerimizin içeriğine uygun olarak ayak üstü sohbetler gerçekleştirdik. Daha fazla emekçinin çalıştığı atölyelerde ise, Kürdün, Alevinin, kadının, işçinin ve emekçinin düşmanı olan bu hükümetin karşısına burjuva muhalefetten bağımsız bir şekilde kitlesel eylemlerimizle dikilmemiz gerektiğine; zayıf olanın hükümet, güçlü olanın ise biz olduğumuza ve bu gücümüzü de mitingte görmemiz ve göstermemiz gerektiğine dair bir ajitasyon gerçekleştirdik.
Girdiğimiz kimi atölyelerde bildirimiz ilgi gördü. Konuştuğumuz emekçilere miting günü Okmeydanı Cemevi’nden otobüs kalkacağını bildirdik. Henüz otobüsün kalkış saati belli olmadığı için, buralara tekrar giderek bilgilendirme yapmanın ve konuştuğumuz emekçilerin de iletişim bilgilerini almanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
İlgi gösteren ve merak eden emekçiler arasında Suriye’den göç etmiş emekçiler de vardı. Ancak dil bariyeri nedeniyle (sadece Kürtçe ve Arapça biliyorlardı) kendileriyle tam bir iletişim kuramadık. Bu nedenle, bir sonraki gelişimizde hazırladığımız bildirilerin Arapça ve Kürtçe çevirilerini dağıtmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda adım atıp, bu eksikliğimizi bir sonraki çalışmalarımızda kapatacağız.
Atölye çalışmamızın ardından iki işçi ile öğlen molası saatinde konuşma fırsatımız oldu. Bir yedek parça atölyesine ajitasyonla bildiri dağıtmak için girdiğimizde o sırada tamir etmek için makinenin içerisinde olan bir emekçiyle oturduğumuz yerde karşılaşınca, kendisi makine arızalandığı için bizden bildiriyi alamadığını söyleyerek bildirimizi almak istediğini belirtti. Biz de bildirimizi verdik ancak iş başına dönmesi gerektiği için üzerine konuşamadık. Bir sonraki gelişimizde konuşmak için anlaştık. Sohbet ettiğimiz bir diğer emekçi ise bugün Türkiye solunun düzen partilerini bir çözüm olarak işaret etmesini eleştirdi. Okmeydanı’nda devrimcilerin eskisi gibi güçlü olmadığını söyleyerek mahallede artan sorunları anlattı. Sisteme karşı mücadele etmek gerektiğini, bu ihtiyacı kendisinde de hissettiği için mümkün olduğunca Okmeydanı’nda var olan siyasetlerin eylem ve etkinliklerine katılmaya çalıştığını söyledi, bizim de burada bir yerimizin olup olmadığını sordu. Okmeydanı’nda şu ana kadar yaptığımız çalışmaları ve ilerleyen zamanlarda da içerisinde çalışma yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi olarak başlatacağımız eğitim dayanışması faaliyetinden söz ettik. Bildirimizi ve gazetemizin Ekim sayısını vererek, bu şiarlar etrafında onu mitinge katılmaya davet ettik, kendisi de yüksek ihtimalle geleceğini bildirdi. Ardından kendisiyle tekrardan konuşmak için sözleştik. Aynı zamanda gazetemizi düzenli ulaştırdığımız bir esnaf ile de neden bu şiarları yükselterek mitinge katılmamız gerektiğine dair sohbet ettik.
Atölyelerden sonra ikinci durağımız halk pazarı oldu. Pazarda yaptığımız ajitasyonda, hükümetin emekçileri yerli-göçmen, sigortalı-sigortasız, sendikalı-sendikasız diye bölmesine karşı, birlikte sömürülüyorsak hükümete karşı da kitlesel ve eylemli bir hatta birlikte mücadele etmemiz gerektiğini vurguladık. “Tek bir işyeri sendikasız, tek bir işçi sigortasız kalmasın!” ve “Tüm göçmenlere vatandaşlık hakkı!” demek için herkesi İşçi Emekçi Mitingine davet ettik. Aynı zamanda, yaptığımız ajitasyon çalışmasında Ortadoğu’da barışın koşulunun Filistin ve Kürdistan’a özgürlük demekten geçtiğini de belirttik.
Halk pazarının ardından, bileşeni olduğumuz İşçi Emekçi Birliği’nin örgütlediği miting çalışmaları kapsamında Okmeydanı’ndaki siyasetleri ve dost kurumları da 19 Kasım’daki mitinge davet ettik. Halkevi, Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi, Zetkin Kafe ve Çiçek Kafe’deki arkadaşlarımıza İEB’in hazırlamış olduğu miting bildirilerinin yanında, Köz olarak miting çalışmalarında kullanmak için hazırlamış olduğumuz bildirileri de bıraktık. Sol Parti, HDP, DİP ve Munzur Çevre Kültür Derneği açık olmadığı için kapılarına İEB’in miting ilanlarını iliştirdik. Ulaşamadığımız diğer kurumları da önümüzdeki günlerde tekrar ziyaret ederek miting davetini onlara da ulaştıracağız.
İlerleyen çalışmalarımızda gidemediğimiz ancak gitmeyi hedeflediğimiz Okmeydanı’nın bir diğer kolunda kalan atölyelere gideceğiz. Bildirilerimizin Arapça ve Kürtçe çevirilerini götürüp Türkçe bilmeyen emekçilere sözümüzü taşıyacağız. Bir kere girdiğimiz atölyelere tekrardan gireceğiz ve buradaki emekçilerle öğle molalarında daha fazla konuşma fırsatı yakalamaya çalışacağız.
Varoşlarda Birleş, Alanlarda Devleş!
Beşiktaş’tan Komünistler