Seçimler en nihayetinde düzenin sınırları içerisinde yapılan, geniş kitlelere seslenebilmek için legal bir olanaktır. Taktiksel bir önemi vardır, her dönem değiştirilebilir. Taktiksel bir meselede elbette esnek olmak gerekir fakat bu esnekliğin tutarsız bir pozisyonu da yaratmaması gerekir. Kendi komünist adayını; seçimlerden hâlen umudunu kesmemiş olan kitlelere tercih olarak sunan bir çalışma ancak düzen siyasetinden bağımsız bir adayın öne çıkarılabildiği çalışma olabilir. DEM’in adayları hangi gerekçelerle desteklenirse desteklensin bu DEM’in sahip olduğu nesnel konumla ilgili olmayıp yalnızca kendi öznel yorumlarımızla, yüklediğimiz anlamlarla ilgili olacaktır.
Başlıktaki soruya kendim cevap vererek başlayayım. DEM, bilindiği üzere ortalama 40 yıldır ulusal temelde ve Kürdistan merkezli süren bir geleneğin legal alanda faaliyet gösteren devamcısıdır. Dayandığı kitlenin Kürdistanlı yoksul emekçilerden, ezilen sınıflardan oluştuğu, bu tabanın muazzam militan, devrimci bir potansiyel taşıdığı şüphe götürmez bir gerçekliktir. Fakat bu nesnel veri, DEM’i emekçinin tarafında, bizzat onun sınıfsal çıkarlarını hem güncel hem de stratejik olarak taşıdığı, taşıyacağı anlamına gelmiyor. Böyle olmadığı içindir ki; kapitalizmde iki ana sınıf varsa DEM’in sınıfsal olarak temsil ettiği hat; burjuva düzeni reforme etmeyi ve bununla birlikte yaşanabilir bir kapitalizmi öneren, proleter diktatörlüğe, sınıfsal devrime ihtiyaç olmaksızın köklü sorunların çözülebileceğini mümkün gören halkçı küçük burjuva reformizmidir. Siyaset alanında DEM’in temsil edebileceği taraf küçük burjuva sınıftır, onun demokratik arzu ve istekleridir, kısmen bu istekler işçi sınıfının güncel talepleriyle de kesişebilir veya işçi sınıfının koşullarını iyileştirebilecek talep ve öneriler de olabilir. Ancak eğer parçayı değil bütünü esas alacaksak; işçiler ve emekçiler adına söylenen kısmi iyi şeyleri, bileşenleri içerisinde solun olmasını değil nihai olarak temsil ettiği çizgiyi, bu çizginin sınıfsal karşılığını, sosyal devlet ve demokrasiyle sınırlı, toplumsal barış mottosuyla sınıf uzlaşısına dayanan, patronu da işçiyi de temsil etme iddiasında olan programını esas almak gerekir. Çünkü güncel siyaseti; bu program üzerinde yükselmekte, seçimlerle ilişkilenmesi de bunun dışında durmamaktadır.
Bu bağlamda bağımsız, komünist bir adayın yani Tunahan’ın DEM’in lehine adaylıktan çekilmesi yerinde olmayan bir karar olmuştur. Çünkü Tunahan’ın temsil ettiği, adaylık metninde çerçevesini çizdiği temel hat ile DEM’in durduğu yer arasında dağlar kadar niteliksel fark vardır. DEM’in adayları ve çizgisi, Tunahan’ın adaylığı etrafında öne çıkarılan bağımsız çizgiye asla ikame ettirilemez. Adayların birbirinin lehine çekilmesi için birbiriyle aynı çizgide olması gerekir veya belirli şerhler düşülerek uzlaşılmış olması gerekir. Ki böyle bir durum varsa muhtemelen bu yapılar sonrasında birbirinin lehine çekilme yerine öncesinde ortak aday üzerinde mutabakat halinde olur tek listeyle, tek adayla seçime girerler. DEM ise kendi siyasi ajandasına göre davranmış (doğal olarak) CHP lehine çıkarmama ihtimali güçlüyken yapılan görüşmelerden yol alınamamış olmalı ki sonrasında adaylarını açıklamıştır. DEM’in adayları, Tunahan’ın yerine ikame edilebiliyorsa pekala DEM’in kendisi de aday göstermeyip Tunahan’ı destekleyebilirdi. Demek ki birbirinin yerine ikame ettirilebilir benzer siyasi hat ve adaylar olmadıkları için böyle bir yol izlendi. Unutmamak da gerekir ki uzun süre burjuva CHP’nin lehine aday çıkarmayan bir yol ile kendi adayıyla çıkma arasında kalmış bir DEM gerçekliği var.
Bir başka açıdan neden ikame ettirilemez hususuna bir yanıt ise daha geçtiğimiz 2019 yerel seçimleri, 2023 genel seçimlerinde aranmalıdır. DEM, dayandığı kitleyi düzen muhalefetine yedeklemiş, 2024 yerel seçimlerine giderken de bunun zeminini yoklamış birçok şehrin adaylarını açıklarken Türkiye metropollerinde ‘kent uzlaşısı’ başlığı altında esasında buralarda yaşayan Kürdistanlı kitleyi yine CHP’nin adayına oy vermeye mahkum edecek uzlaşı yolları aramıştır. CHP’nin lehine 2019, 2023’te aday çıkarmayan, 2024’te kent uzlaşısı yoklaması yapıp kendi tabanıyla da ters düşmeyi daha fazla göze alamayan DEM; emekçi tarafı temsil eden herhangi bağımsız bir adayın yerine hem politik hem de programatik olarak ikame ettirilemez. Tunahan’ın adaylığı çektiği DEM 2019, 2023’te CHP lehine aday çıkarmadı, ki 2024’te de eğer ‘kent uzlaşısı’ denilen başlık altında CHP’yle belirli bir yol alınabilseydi İmamoğlu’nun karşısına aday çıkarmayacaktı. Emekçinin tarafında aday olan Tunahan’ın lehine çekildiği DEM düzen muhalefeti lehine defalarca aday çıkarmayı tercih etmemiş bir pozisyondaydı. Militan kitlesini düzen muhalefetinin peşine iki dönemdir takan bu dönemde ise Özgür Özel CHP’siyle anlaşamadığı için aday çıkarmak zorunda kalan DEM’in emekçilerin tarafını temsil ettiği veya edebileceği varsayımı abartılıdır.
DEM’le belirli bir mesai tüketip, belirli yerlerde ortaklaşıp komünist hareketle birlikte aday çıkarması, seçim beyannamesinin ve çalışmasının çerçevesini bir özne olarak belirleyebilmesi başka, DEM’in aday gösterdiği gün adayını çekmek, biz kendi gerekçelerimizle (o gerekçeleri taşımasa dahi) destekleyebiliriz denilmesi başkadır.
DEM’in destekleneceğinin ilan edildiği metinde ‘’DEM Parti’nin yürüteceği kampanya elbette bizimkinden farklı vurgular, farklı görüşler, farklı tutumlar içeriyor. Ama bugün bunun belirleyici bir önemi yok. Önemli olan İstanbul’da sermayeden bağımsız tek ve ortak bir adayın olması. Önemli olan İstanbul’da DEM adayının alacağı oyun anlamı.’’ deniyor. Bu pasaj DEM’e fazlasıyla anlam yüklenildiğini aynı zamanda onun gerçek konumuna öznel yorumla yaklaşıldığını gösteriyor. Sermaye düzenini aşmak gibi bir çizgisi olmayan sosyal demokrat bir partinin adaylarının ‘sermayeden bağımsız ve tek ortak bir aday’ olarak deklare edilmesi hatalı bir değerlendirmedir. Tunahan’ı destekleyenlerin DEM’i desteklerken de ifade edecekleri şeylerin kendi kampanyaları doğrultusunda, kendi durdukları yerden düzeni aşan, komünist devrimci bir zemininde olacağına şüphe yok fakat başta ifade ettiğim üzere bu çalışmanın Tunahan’ın adaylığıyla devam ettirilmesi hem tutarlı hem de bir ölçüde kitlelerin içinde bir seçenek arayan kesime adres olmuş olacaktı.
Kürdistanlı Bir Köz Okuru