KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak 19 Ocak’ta Ermeni gazeteci Hrant Dink’in genel yayın yönetmeni olduğu AGOS gazetesi önünde katledilmesinin on beşinci yılında yapılan anmada yer aldık.

AGOS gazetesinden temsilcilerin ve Rakel Dink’in konuşma yaptığı, ses sisteminden Hrant Dink’in geçmiş konuşma ve röportajlarına yer verilen anmada kullanılan ortak dövizlerde “Hrant için Adalet için”, “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz” yazmakla beraber aynı şiarların Ermenicesinin bulunduğu dövizler de yer almaktaydı. Bizim dışımızda imzalı döviz taşıyanlardan SEP “Faşizme Karşı Omuz Omuza”; Kaldıraç ise “Adalet Halkların Elleriyle Gelecek” şiarlarını taşıdı.

KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak biz de “Hrant’ın Katili Roboski’nin Faili”, “Ne Maraş’ın Ne Roboski’nin Faillerine Hiçbir Turda Oy Yok”, “HDP’siz Seçim Olmaz, HDP adıyla seçimlere”,  “Seçimle Değil Devrimle Gidecek” ve “Devrim için Devrimci Parti” şiarlarını dövizlerimizde taşıdık. Konuşma aralarında “Adalet İçin Tek Yol Devrim” sloganı atmaya çalışsak da anma eylemi boyunca solun genel eylem etkinliklerinin aksine konuşmalar arasında slogan atıldığı sırada konuşmacının hiç es vermemesi sloganların duyulmasını engelledi. Eylem boyunca “Hrant İçin Adalet İçin”, “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz” ortak sloganları atıldı.

Eylem sırasında taşıdığımız şiarların Hrant Dink gündemiyle sınırlı olmaması ve güncel siyasete dair çağrılar içermesine dair yanımıza gelerek sitem edenler ya da soru soranlar oldu.

Eylem anında verdiğimiz yanıtlara paralel şekilde derli toplu bir şekilde ifade etmek gerekirse anmalara veya çeşitli vesilelerle gerçekleşen eylem ve etkinliklere o etkinliğin gündemiyle sınırlı şiarlarla gitmek yerelciliğe tekabül eder. Siyasi bir iddia taşıyan bir hareketin işçi eylemlerine salt asgari ücret, gençlik eylemine salt üniversite, kadın eylemine yine orayla sınırlı dar bir gündemiyle gitmesi yerelci-ekonomist bir anlayışa tekabül eder. Bütün mücadele alanlarına devrimci komünist bir partinin önderliğinde bir devrimle taçlanacak kitlesel bir seferberlik çağrısını ve buna ilişkin taktikleri taşımak gerekir bu nedenle yitirdiklerimizi andığımız eylemleri de böyle bir perspektiften ele almak gerekir.

Hrant Dink Ermeni olduğu için değil, ezilenlerin safında yer almasına rağmen ezenlerin kavgasında, AB’cilerle Amerikancılar, OYAK’çılarla TÜSİAD’çıların kavgasında taraf tuttuğu için katledildi. Nitekim son süreçte HDP’ye yönelik saldırıların muhatabı olan kişiler Kürt oldukları için değil, hükümete karşı olup olmamalarına göre bu saldırılarla karşılaşmaktadırlar. Böyle bir iklimde HDP’yi görünmez kılmak için verilen her çaba burjuvazinin yelkenlerini şişirecektir. Bugün Türkiye’de bir iç savaş yaşanırken ezilen ve emekçilerin bu savaşın kurbanı olmaması için bu iç savaşın karşısına “barış” çağrıları yükselterek değil burjuvaziden bağımsız bir kitlesel seferberlikle çıkılmalıdır. Böyle bir kitlesel seferberliği proleter bir devrimle taçlandıracak komünist partiyi yaratmak da komünistlerin boynuna borçtur. Dolayısıyla komünistlerin eylem ve etkinliklere taşıdıkları şiarların merkezi siyaseti hedef aldığı ve komünistlerin bu tutumunun, reformist akımlara dağılmış devrimci güçlerin yerelci siyasetin dar sınırlarına hapsolmaktan kurtulmak için bolşevik ayrışma sonucu devrimci bir partinin yaratılmasına ihtiyaç duyduklarına işaret etmek için olduğu akılda tutulmalıdır.

 Adalet için Tek Yol Devrim

Devrim için Devrimci Parti

Parti için Komünistlerin Birliği!    

Kadıköy’den Komünistler