Bundan on bir yıl önce, Temmuz 2012’de, Kürdistan’ın güney batısında Esad Suriyesinin egemenliği son buldu, inen Suriye bayrağının yerine başka bir bayrak çekilerek Rojava Devrimi gerçekleşti. Her ne kadar Rojava’dan Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’na geçildiği gün Rojava Devrimi son bulsa da, Rojava’yı boğmak isteyenlerin planı tam anlamıyla gerçekleşemedi.

Rojava’nın asıl düşmanı, Ortadoğu gericiliğinin kalesi Türkiye Cumhuriyeti tıpkı Kuzey Kürdistan gibi Rojava’yı da işgali altında tutmaya devam ediyor. Erdoğan hükümeti, dün olduğu gibi bugün de Rojava’ya SİHA’larla saldırıyor. Birkaç ay önce Kürdistan’da meydana gelen ağır bir yıkıma sebep olan deprem sürecinde de, ilk işi Rojava’ya defalarca kara saldırısı düzenlemek olmuştu.

Bırakalım kimileri Cumhuriyetin ikinci yüzyılını kutlayadursunlar, komünistler bugün Lozan’ın yüzüncü yılına yaklaşırken Kürdistan’ın düşmanları her yerde daha da zayıfladığını, Rojava Devrimi ve Serhildanların Lozan’ın çizdiği sınırları sarstığını vurgulamaya devam edecek. Kürtlerin esareti yıkılmadıkça emekçilerin de özgür olamayacağını tekrar ve tekrar vurgulayacak, Rojava’nın düşmanının emekçilerin, ezilenlerin ve sömürülenlerin de düşmanı olduğunu ve Rojava’ya yönelik saldırılara karşı hükümeti kitlesel eylemli bir mücadeleyle süpürmek gerektiğini haykıracağız, haykırıyoruz.

Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, Temmuz ayı içerisinde “Rojava’nın Düşmanı Ezilenlerin de Düşmanıdır! Saldırılara Karşı Hükümeti Eylemli Mücadeleyle Süpürelim!”, “Yüz Yıl Sonra Kürdistan’ın Düşmanları Daha Zayıf!”, “Rojava Devrimi, Serhildanlar Lozan Sınırlarını Aşıyor!” ve “Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi! Kürtlere Özgürlük, Ortadoğu’ya Barış!” içerikli ozalitlerimizi Okmeydanı’nın çeşitli yerlerine taşıdık.

İstanbul’dan Komünistler