*1 Mayıs 2021 Özel Sayısı’ndan alınmıştır.
1 Mayıs günü 1889’dan beri 130 küsur yıldır dünyanın dört bir yanında “İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak milyonlarca emekçi ve emekçilerin çıkarlarından başka çıkarları olmadığını idrak etmiş devrimciler, sosyalistler ve komünistler tarafından, bu tanıma layık bir mücadele ve dayanışma günü olarak birlik içinde anılıyor.
Yaşadığımız topraklar da 1 Mayısların bu bilinçle ve tarifine uygun olarak idrak edildiği önde gelen yerlerdendir.
Sık sık işçi sınıfının bir sınıf olarak mücadele vermesinin koşulu, işçi sınıfının sınıf düşmanı olan burjuvazinin bekçisi olan devleti bu mücadele gününde de hedef tahtasına oturtmasıdır. Zira ancak bu takdirde bu mücadele bir siyasal mücadele olup adına ve tarihine layık olarak idrak edilebilir. Yaşadığımız topraklarda da uzun yıllardan beri 1 Mayıs eylemleri, o eylemleri düzenleyenlerin ve katılanların hepsi bu bilinçle ele alsa da, almasa da devlet tarafından daima böyle algılanmış ve buna göre muamele görmüştür.
2021 1 Mayısı bu bilinçle ele alındığı takdirde müstesna bir önem ve mahiyet kazanmaktadır.
Zira T.C. devleti sadece muhtelif başka burjuva diktatörlüklerinden bir tanesi değildir. T.C. paylaşım savaşlarından beri egemen emperyalist merkezler tarafından emperyalizmin “Ortadoğu”sunun kilit ögesi olarak tayin ve tahkim edilmiştir; öyle bir rol oynaması beklenmektedir. Gerici Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu’da gericiliğin başlıca merkezi ve bekçisidir.
Diğer yandan bu topraklar Ortadoğu’nun en uzun geçmişe sahip komünist ve devrimci hareketinin filizlendiği bir odaktır, aynı zamanda. Türkiye, uzun yıllardır mütemadi baskılara, katliamlara, tasfiye ve tenkil saldırılarına maruz kaldığı hâlde bitirilemeyen bir devrimci hareketin adresidir.
Aynı zamanda Ortadoğu’nun en kalabalık ve nispeten örgütlü, kendi deneyimleriyle bilinçli işçi hareketi de aynı yerde konuşludur. Üstelik parçalanmış, dört gerici devletin esareti altında bulunan Kürdistan’ın en büyük parçasının yanısıra ezilen Kürt ulusunun en kalabalık kesimi de buradadır. Söz konusu olan bir “kuru kalabalık” değil, Kürt ulusunun en politize, en örgütlü ve en mücadeleci kesimidir.
Bu objektif ve sübjektif nedenlerle Türkiye’nin Ortadoğu gericiliğinin bekçisi hâline gelebilmesi ve bu rolü oynayabilmesi oldum olası sınıf mücadelesi bakımından da “pahalıya patlamaktadır”. Böyle olduğu için “yurtta sulh cihanda sulh” arzulayanların da, en mütevazi ve asgari demokratik haklarını arayanların da “barışçıl bir çözüm” arayışları daima hüsranla sonuçlanmıştır; başka bir akıbeti de yoktur.
Bu nedenledir ki 1 Mayıslar Türkiye’de ister bu barışçı hayaller istikametinde, ister aksi yönde önemli dönüm noktaları olagelmiştir. 2021 1 Mayısı da bu tarihsel yükle yaklaşmaktadır; bu bilinçle idrak edilmelidir.
Her ne kadar 1 Mayıslara enternasyonalizmin öne çıkarıldığı bir gün olarak yaklaşmak yaygın ve hakim bir eğilim olsa da, bir enternasyonal dayanışma bayramı olarak yaklaşmak yerinde değildir. Aksine Bolşeviklerin birinci paylaşım savaşı sürecinde öne çıkardığı gibi enternasyonalizm esas olarak kendi devletinin milliyetçiliğine, bir başka deyişle şovenizme ve sosyal şovenizme karşı mücadele çerçevesinde kavranmalıdır. Çünkü ancak bu takdirde enternasyonalizm devrimci bir mahiyet kazanabilir. Bu itibarla komünistlerin enternasyonalizm derken vurgulaması gereken bu devrimci boyuttur. Reformistlerin enternasyonalizmi ile komünistlerin enternasyonalizminin ayrım çizgisi bu noktada belirginleşir.
Enternasyonalizmin Rojava’daki direnişe münferit savaşçılarla katılmak değil Rojava dâhil Ortadoğu’daki gericiliğin merkezi olan T.C.’yi yöneten gerici ittifaka ve onun yerini almaya hazırlanan gerici rakiplerine karşı bağımsız bir mücadele çizgisi geliştirerek mücadele etmekten geçtiğini göstermek için de bu şarttır.
Her ne kadar Bolşevikler böyle bir dönüm noktasında bu bakış açısını geliştirmiş olsalar da, enternasyonalizmi şovenizme ve sosyal şovenizme karşı mücadele vurgusuyla ele almak için bir dünya savaşını beklemek gerekmediği besbellidir. O gün bugündür komünistler kendilerini reformist enternasyonalistlerden şovenizme ve sosyal şovenizme karşı mücadele çizgisiyle ayırdetmiştir ve bu daima böyle olmalıdır.
Üstelik gerileyerek içeride sıkışan Erdoğan ve müttefiklerinin, rakiplerinin hızını kesip “mevzubahis vatan olunca…” diye başlayan cümleler kurmalarını sağlamak adına her fırsatta sınır ötesinde tehlikeler icat edip askerî harekatlara girişmeleri boşuna değildir. Ama bu daha çok düpedüz şoven olanların izlediği siyasal çizgidir. Oportünist çizgileri nedeniyle Cumhur İttifakı’nın şoven rakiplerinin kuyruğunda sürüklenen oportünistlerin sosyal şovenizme sürüklenmekten kurtulamayacağını unutmayıp hem sosyal-şovenlerin hem de sosyal/ulusal hainlerin maskesini düşürmek de komünistler bakımından bir ödevdir.
Bu itibarla komünistler 2021 1 Mayısı’nda emekçileri Cumhur İttifakı’nın rakiplerinin kuyruğundan uzaklaştırmak için öncelikle bu sosyal şovenizm ve ulusal hainlikle mücadeleyi öne çıkarmalıdır.
Bu bakış açısıyla hâlihazırda T.C. devletinin ve onu yöneten Cumhur İttifakı’nın gerek Rojava’da, gerekse de Başur’daki işgalci konumuna ve hamlelerine dikkat çekmek, 2021 1 Mayıs’ında temel önemdedir. Zira bu, aynı zamanda söz konusu devletin Kürdistan’ın en büyük parçasındaki işgalci konumuna ışık tutulmasını da sağlar.
Bu bakımdan 1 Mayıs’ta “Rojava’ya Destek İçin Erdoğan’a Karşı Mücadeleyi Büyüt!” şiarı, esasen şovenizme ve sosyal-şovenizme karşı mücadele gereğini ve iradesini ortaya koymanın bir yoludur. 1 Mayıs’a enternasyonalist içeriği ancak bu yoldan kazandırılabilir.
Aynı zamanda 1 Mayıs 2021’de Cumhur İttifakı gericiliğine karşı Millet İttifakı’na yol vermeden mücadele etmenin gereği budur. Şovenizme karşı mücadele ederken sosyal şovenlerin maskesini düşürmenin yolu da buradan geçer. Öte yandan 1 Mayıs’ta emekçilere “başkasını ezen özgür olamaz” gerçeğini göstermenin en isabetli yolu da budur.
Tam da bu nedenle, ve “başkasını ezenin özgür olamayacağının bilinci”nde olarak, şovenizmin zehirli diliyle emekçilerle ezilenleri birbirinden koparıp birbirine kırdırmak isteyenlere inat 2021 1 Mayısı’na “Rojava ile Dayanışma için Cumhur İttifakı’na Karşı Mücadele” şiarıyla gitmek ödevdir.
Bu Bilinç ve Kararlılıkla Haydi Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 2021 1 Mayısına!
Rojava’nın Düşmanları Emekçilerin de Düşmanlarıdır
Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi! Kürtlere Özgürlük! Ortadoğuya Barış!