1 Mayıs ve Gülsuyu mahallelerinde seçim çalışmaları kapsamında bir dizi ev ziyareti gerçekleştirdik.
İlk ziyaretimiz CHP’ye oy veren bir emekçi ailesine oldu. Gündem elbette seçimler üzerinden açıldı. Bizler seçim sürecine öncelikle bağımsız aday çalışması ile başladığımızı geldiğimiz süreçte ise adayın geri çekilerek DEM Parti adaylarını desteklediğimiz tutumunu anlatarak başladık. Bu tutumu almamızdaki temel unsurlara dikkat çektik. Ardından gündem 1 Mayıs Mahallesi’nin kentsel dönüşüm sorununa geldi. Kentsel dönüşüm üzerine tartıştık. Konuşma neticesinde kentsel dönüşüm gündemi üzerinden bir araya gelmek gerektiği, birlikte hareket edebilmek adına mahalledeki pek çok kurumun da katıldığı komisyonlar oluşturmak gibi öneriler üzerinde durduk.
İkinci ev ziyaretimizde gündem yine kentsel dönüşüm ve seçimler üzerineydi. Seçimler nezdinde, aile, DEM Parti’nin aday çıkarmasının yanlış olduğunu çünkü bu taktiğin AKP’nin işine yarayacak bir hamle olduğu tespitlerinde bulundu. Bizler bu tespite yönelik, karşımızda apaçık bir iktidar sorununun durduğunu, bugün Erdoğan’da düğümlenmiş her türlü sorunun devrimle çözülebileceğini dile getirdik. Bu çözümün gerekliliği için ise bugün İBB seçimlerinde İmamoğlu’nun peşine takılmamak, 12 Eylül rejiminin ürünü olan partilerin dışında kalan bir partinin adaylarını desteklemek, bu sorumluluğu almaktan başlamak gerekliliğini aktaran pratik tutumuzu anlatarak sonlandırdık.
Gerçekleştirilen bir diğer ev ziyaretinde ise gündem Gülsuyu Mahallesi özelinde çeteleşme ve uyuşturucu sorunu üzerinden açıldı. Genel olarak siyasi anlamda geçmişe sahip bu tür mahallelerde karşımıza çıkan “kentsel dönüşüm, çete, uyuşturucu” gibi sorunların bizzat oradaki devrimci dinamikleri ortadan kaldırmak amacıyla devletin tüm imkânları kullanılarak yürütüldüğünü vurguladık. Her sorunda olduğu gibi bu sorunların da ancak varoşlarda yürütülecek siyasi bir mücadele sonucunda ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu öne çıkardık.
Bir diğer yandan seçimler konusunda aile geçtiğimiz seçimde, CHP’ye oy verdiğini, bunu CHP’li olduğu için yapmadığını fakat Erdoğan’dan kurtulmak için buna mecbur kaldıklarını dile getirdi. Bizler ise Türkiye’de var olan rejim krizi tespitimizi anlatarak seçimlerin esasa dair bir değişimi mümkün kılmadığını, aynı zamanda CHP’nin ve onun ittifak bileşenlerinin emekçilere bir şey vaat etmediklerini dile getirdik. Emekçiler adına kurtuluşun da, yaşadığımız mahallelerdeki temel sorunların çözümünün de ancak bir emekçi seferberliği ile mümkün olacağının ve bunun yolunun burjuva düzen partilerinden bağımsız, emekçiler arasında yürütülecek siyasi bir çalışmayı şart koştuğunu anlattık. Bu doğrultuda geçmişte yürüttüğümüz cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki bağımsız aday çalışmasının ve halihazırda yürüttüğümüz yerel seçim çalışmalarının maksadını ve önemini aktardık.
Son olarak evine ziyarette bulunduğumuz ailede ise yine seçimler üzerinden sohbet edildi. Bugün neden TİP’e ya da İBB’de adayı olan bir başka partiye değil de DEM’e oy verdiğimiz soruldu. Biz de bu soruya, bugün sol akımların salt İstanbul’da değil pek çok büyükşehirde de bağımsız adaylar çıkarmış olduğunu söyleyerek başladık. “Bizim bugün İBB’de DEM adaylarını desteklememizin nedeni ise bu adayların aralarında esasa dair bir fark olmamasıdır. Bağımsız adaylar, CHP adayına mahkûm etmemek adımını atmış olsalar da hükümeti karşısına alan, hükümete karşı bir emekçi seferberliğini örmek pozisyonunda değillerdir. Zira pozisyonları yerel hesapların peşinde koşmak olmaktadır. Bugün de büyükşehir belediyesi seçimlerinde hangi adayı destekleyeceğimiz ajitasyon ve propaganda özgürlüğü konusundan geçmiştir.” dedik.
Gerçekleştiğimiz tüm ev ziyaretlerinde görülmüştür ki, gündem doğrudan seçimler konusunda düğümlenmektedir. Öyle ya da böyle ya CHP’ye oy veren ya da CHP’ye oy vermeye mahkûm edilen tüm kesimler için sorun AKP ve Erdoğan’da düğümlenmiştir. Biz, bu seçimlerde, emekçilerden yana olan tüm kesimleri Erdoğan ve rejim krizinden kurtulmanın tek yolunun, hükümete karşı ortak bir seferberlik çağrısı yükselterek, bu hatta buluşmaya davet etmekteyiz. Bu ev ziyaretlerini gerçekleştirirken de, yürüttüğümüz çalışmalarda da emekçilerin demokrasi müsameresinin figüranı değil demokrasi savaşının öncü gücü olması gerektiğinin, rejim krizinin ancak bir devrimle çözüleceğinin ve devrime önderlik edecek devrimci partiyi yaratmanın şart olduğunun propagandasını yükseltmekteyiz.
Burjuva Partilere, Müteahhitlere Oy Yok!
Anadolu Yakası’ndan Komünistler