Köz olarak bileşeni olduğumuz Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyası çalışması için 26 Şubat Pazar günü Bursa’daydık. Bursa’da tüm gün boyunca etkili bir çalışma yürüttük. Kampanyanın bileşeni Enternasyonal Komünist İşçi Birliği (EKİB) ile birlikte yürüttüğümüz çalışma kapsamında afiş çalışması, bildiri dağıtımı, bülten dağıtımı, kahvehane ajitasyonları ve seçim toplantısını kapsıyordu.
Sabahın erken saatlerinde Bursa’da Panayır Mahallesi’nde kampanya afişlerimizi yaptık. Bununla birlikte EKİB’den arkadaşlarla onların yine seçimler gündemli afişlerini dayanışma içerisinde birlikte yaptık. Afiş çalışmamımızı tamamlar tamamlamaz vakit kaybetmeden Panayır’daki kahvehanelere topluca girdik ve emekçilere her masada tek tek kampanyamızı anlattık. Seçim toplantımıza davet ettik. Niye burjuva ittifaklara oy vermemek gerektiğini, Erdoğan’ın karşısında ezilenlerden yana tek aday olan Çetin Eren’in cumhurbaşkanı adaylığının anlamını soranlara merak edenlere anlattık. Kurtuluşun emekçilerin kendi kollarında olduğunu, müteahhit partilerine, AKP’nin kopyalarına, NATO’culara değil emekçilerin seferberliğine ihtiyacımız olduğunu döne döne vurguladık. Panayır’ın ardından durağımız Halep diye biline ve göçmenlerin çok yoğun yaşadığı Çarşamba oldu. Çarşamba’da çok dilli seçim bildirilerimizi dağıttık. Hükümete karşı birlikte mücadele çağrımızı yükselttik. Bir kısım arkadaşımız ise Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret ederek yine cumhurbaşkanlığı seçim çalışmamızı anlattılar.
Bildiri dağıtımlarımızı tamamlayıp Bursa merkezde yer alan seçim toplantısını yapacağımız Yeşil Sanat Fabrikası’na geçtik. Tiyatrocu arkadaşlarla kısa bir sohbetin ardından davet ettiğimiz arkadaşların da gelmesiyle etkinlik başladı. EKİB’den arkadaşlar etkinliğin moderatörlüğünü üstlendiler. Kampanyanın kısa bir tanıtımının ardından kampanya sözcüsü ve cumhurbaşkanı adayı Çetin Eren konuşma yaptı.
Çetin konuşmasında; Enternasyonal Komünist İşçi Birlik ile Köz’ün eylem birliğini ifade eden bir platformun cumhurbaşkanı adayı olmaktan onur duyduğunu belirtti. Yola “İki sınıf var!” diye çıktığımızı, burjuvazinin çözümünün karşısında proletaryanın çözümünü savunduğunu anlattı. Tutumsuzluk bir tutumdur, burjuva çözüm yanlıları ya “Cumhura karşı Millet” diyorlar ya da sessizler dedi. Proleter çözümü benimseyenler ya bizi desteklemeli ya da “Düzen partilerine hiçbir turda oy yok” diyerek bizden destek talep etmeli, dedi.
KöZ olarak söz aldığımızda ise devrimcilerin görevinin siyasi gerçekleri açıklamak olduğunu anlattık. Devrimci durum varken sola hâkim olanın devrimci siyasetten kaçış olduğunu, “Tek yol devrim!” diyemeyenlerin konu seçimler olunca kafalarını kuma gömdüğünü belirttik. Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ile Köz’ün eylem birliğinin bir ayrım çizgisi çektiğini, seçimlerde takınılması gereken devrimci tutumun ne olduğunu herkese gösterdiğini vurguladık. Bugün ise ihtiyacın devrimci tutumun ne olduğunu göstermekle yetinmeyip bir devrime önderlik edecek partiyi yaratmanın öncelikli görev olduğuna işaret ettik.
Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ise omurgasızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde bağımsız aday çalışmasının umut verici ve ön açıcı olduğunu ifade etti. Seçim çalışmamızla kendimizi sadece düzen partilerinden değil parlamentarist akımlardan da ayırdığımızı, sermayeye bel bağlamadığımızı, işçi sınıfının gücüne güvendiğimizi söyledi. Bugün yürüttüğümüz afiş, dağıtım ve ajitasyon çalışmasının emekçiler arasında siyasi gerçekleri açıklamanın her zaman mümkün olduğunu gösterdiğini söyleyerek ve bunu bizimle ortak yapmanın önemine de işaret etti.
İkinci kısımdaki soru ve görüşlerle birlikte neden seçimleri boykot etmek yerine bir aday çıkardığımız, soldaki bekleyişin sebepleri, solun güçlü mü zayıf mı olduğu hakkında konuşma, tartışma imkanını bulduk.
Etkinliğin sonlanmasıyla Bursa’daki çalışmamız tamamlandı. Ancak katılanlarla sohbetimiz ilerleyen saatlere kadar devam etti. Enternasyonalist Komünist İşçi Birliği ile eylem birliğimizin ilk ortak etkinliği olarak gerçekleşen ve sol içerisinde yaygın rekabet anlayışının aksine dayanışma içerisinde organize ettiğimiz, seçim tutumumuzu etkili biçimde anlatma fırsatı yaratan bir çalışma oldu.
İstanbul’dan Komünistler