21 Temmuz Perşembe günü Kıvılcım Kültür Merkezi’nde “2023’e Doğru: Seçimlerde Komünist Tutum” başlıklı söyleşimizi gerçekleştirdik. Temel olarak demokrasi mücadelesinin komünistlere göre ne demek olduğundan, demokrasi savaşının nasıl kazanılabileceğinden, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin önündeki en büyük engel olan Erdoğan sorunundan ve bu süreçte önümüzdeki seçimlerde komünistlerin nasıl bir tutum alması gerektiğinden bahsettik.
Moderatörün girişinin ardından konuşmacı yoldaş seçimlere giden bu süreçte Türkiye’deki genel durumdan bahsetti. Yoldaş bir tarafta zayıfladıkça saldırganlaşan ve iktidarı elinde tutmak için türlü türlü yollar deneyen bir Erdoğan ve onun önderliğinde bir Cumhur İttifakı olduğunu, bir diğer tarafta da 2023 seçimlerinde Erdoğan’ı kesin bir şekilde göndereceğini iddia eden, her yerde bu hayali pazarlayan, bayram havasında bir Millet İttifakı ve Millet İttifakının sol içerisindeki yansıma ve etkilerinden bahsetti. Türkiye solunda daha ilk turdan Millet İttifakının adayına oy atacağını bildirenlerin, eğer ki makul ve “çok da faşist olmayan” bir aday çıkarsa oy atılabileceğini iddia edenlerin olduğuna değinen yoldaş, seçimlere dair bu gibi sınıf işbirlikçi tutumlarını çeşitli bahanelerle gerekçelendirenlerin karşısında komünistlere göre demokrasi mücadelesinin ne olduğuna bakmak gerektiğini vurguladı. Liberal ve reformist akımların sol içerisinde etkisini giderek arttırması üzerine demokrasinin iki temel doğrusunun unutulduğunu belirten yoldaş, bunlardan ilkinin burjuva demokrasinin bir devlet, dolayısıyla bir şiddet biçimi olduğunu ve demokrasi mücadelesi ile devrim arasında kopmaz bir bağ olduğunu söyledi. Meclisten hiçbir zaman emekçilerin ve ezilenlerin yararına kanunlar çıkmayacağını vurgulayan yoldaş, en demokratik burjuva demokrasisinden bin kat daha demokratik olan proletarya diktatörlüğünden bahsetti. Manifesto’da da belirtildiği gibi, komünistlere göre demokrasi mücadelesinin yalnızca bir devrimle mümkün olabileceğinin, demokrasi savaşının burjuvaziyi alaşağı ederek proletaryayı egemen sınıf yapmakla kazanılabileceğinin altını çizdi.
Bugün ise Türkiye’de demokrasi mücadelesine ilişkin konuşan yoldaş, önümüzdeki en başat sorunun Erdoğan sorunu olarak durduğunu, 2015’te başlattığı iç savaşı sürdüren Erdoğan’ın sessiz sedasız gideceğini iddia eden, “provokasyonlara gelmeyelim” minvali sözlerle sokak hareketine karşı olan Millet İttifakının ise bu sorunu çözemeyeceğini anlattı. Komünistlerin göre ise Erdoğan’ın seçimler yoluyla değil devrimle ancak gidebileceğinin altını çizen yoldaş, emekçilerin ve ezilenlerin bağımsız hattını yükseltebilmek için önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de “iki turda da düzen ittifaklarına oy yok” diyen bağımsız bir aday çıkartmanın gerekliliğini vurguladı. Konuşmacı yoldaş bugün KöZ olarak bu süreci örmekte olduğumuzu, dolayısıyla bu çizgide ortaklaşan diğer sol siyasetlerle beraber “düzen ittifaklarına iki turda da oy yok” diyen bağımsız bir cumhurbaşkanı aday çıkartma çağrımızı yineleyerek konuşmasını noktaladı. Yoldaş ilk turda gelen soruları ikinci tur konuşmasında kısaca yanıtladıktan sonra, söyleşimizi çağrımızı tekrardan yükselterek sonlandırdık.
Düzen İttifaklarına İki Turda da Oy Yok!
Demokrasi İçin Tek Yol Devrim!
Seçimle Değil Devrimle Gidecek!
Üniversitelerden Komünistler