7 Haziran 2015 seçimlerinden beri Erdoğan ve şürekasından bir seçim zaferiyle kurtulunamayacağını, bununla beraber gittikçe gerileyen Erdoğan’ı göndermenin yolunun da ancak eylemli bir kitle seferberliğiyle mümkün olacağını sık sık sayfalarımıza taşıdık. 7 Haziran 2015’ten beri kendimizi devamlı içinde bulduğumuz seçim dönemlerinde de bu kitle seferberliğinin önünü açacak taktikleri benimsedik ve solu da bu konuda beraber hareket etmeye davet ettik.
31 Mart seçimleri yaklaşırken de bu tutumumuz değişmedi. Hatta bel bağlanan düzen muhalefetinin durumuna bakarak kitle seferberliğinin önünü açmak adına imkanlarımızın daha da arttığını gördük. Erdoğan’ı halk düşmanı politikalarına cephe almadan, onunla iyi geçinerek geriletmeye çalışan muhalefet kendisini yıpratırken halktan yana güçlere daha çok fırsat veriyor.
31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken emekten ve ezilen yana güçlerin elindeki bu fırsatlar onların omuzlarına da aynı büyüklükte sorumluluklar yüklüyor. KöZ olarak bu sorumluluğu beraber omuzlamak isteyenlere yönelik bir çağrı metni kaleme aldık ve 24 Ocak günü bir toplantı düzenlemeye karar verdik. Yerel seçimlerde emekten ezilenlerden yana olanların ortak bir blok oluşturması ve büyükşehir belediye seçimlerine ortak bağımsız adaylarıyla, Erdoğan’ın karşısında net bir tavırla girmesi çağrısıyla bu toplantıya ayırt etmeksizin tüm sol akımları ve partileri davet ettik.
Toplantı çağrımızı hem yazılı halde hem de tek tek kurumlarla yaptığımız görüşmeler aracılığıyla ulaştırdık. Çağrı yaptığımız kurumların çağrımıza yaklaşımları ile yerel seçimlerde benimsedikleri tutum birbiriyle yakından ilişkiliydi.
Çağrımıza yanıt veren ve ittifakı anlamlı bulan akımların bir kısmı toplantıya katıldı. Bu sayede tutumları bizim için daha netlik kazandı. Bu akımlar politik düzlemde ittifaka veya seçimlere önerdiğimiz şekilde girmeye karşı olmasalar da “sol zayıf” tespitlerinin eşlik ettiği CHP muhalefetini destekleme telkininin böylesine yaygın olması onların da hareket etme ve karar alma cesaretini kısıtlayıcı rol oynadı.
Ulaştığımız bazı akımlar çağrımıza net bir yanıt vermektense dikkate almamayı tercih etti. Bu akımlar bizi dikkate almamakla kalmayıp seçime dair net tutum almayarak neredeyse açık açık dile getirilmiş olan CHP ile HDP birlikteliğine su taşıyan veya bu plana itiraz edemeyen bir tutumla seçimlere gidiyorlar. Toplantımızı takip eden günlerde ÖDP’nin CHP ile ortaklığı netlik kazanırken SODAP ve SYKP HDP içinde sessiz kalarak bir tutum takınmamış oldu. CHP ile yakın durmaktan memnun olmamakla beraber ancak cılız bir itiraz yükseltmekle yetinen ESP bu yaklaşıma örnek olarak gösterilebilir. Öbür yandan yine bu grupta olan EMEP, TİP, Halkevleri, ve TÖPG ise Geçtiğimiz günlerde ‘31 Mart seçim sürecinde yan yana gelen sosyalist güçler olarak, neoliberal yerel yönetim anlayışına ve emekçiler üzerinde yarattığı yıkıma, krizle derinleşen sömürü ve yoksulluğa, tek adam rejiminin yerel yönetim programına karşı emeğin, halkın, doğanın çıkarlarını yaşadığımız kenti savunacağız’ ortak açıklamasına imza attı. Önerimizin neden ‘tek adama karşı emekçileri destekleme’ iddiasına uymadığına ve emeğin programını savunacak İstanbul adayı olarak kimi destekleyeceklerine dair ise bir net bir yanıt alamadık.
Boykot tutumunu benimseyen akımların çoğunluğu ve seçime girmeyi yanlış buldukları için net olarak bu toplantıya katılmayacaklarını ifade etti. Boykottan sandığa gitmeyip evde oturmayı anlamıyorlarsa, seçimlerin anlamsızlığının propagandasını devrimci bir adayın çalışmasında niye yapamadıkları sorusu da elbette yanıtsız kaldı.
Son olarak seçimleri parti olarak giren ve kendi partisini tanıtma amacı taşıyan TKP ve TKH çağrımızı dikkate almazken benzer bir hedefle seçime kendi adayıyla giden EHP toplantıya temsilci göndermeye karar verdi.
24 Ocak günü Taksim TMMOB’da gerçekleştirilen toplantıya EHP, Kaldıraç, Proleter Devrimci Duruş, Teori ve Politika ve Yeni Dünya İçin Çağrı katıldı. Açılış konuşmasını yapan arkadaş seçimlerde saraya karşı emekçilerin ve Kürtlerin sesini yükseltmenin yakıcı bir ihtiyaç olduğunu, bunu da solun ortak adaylarını çıkararak yapmak gerektiğini ifade etti. KöZ olarak bu toplantıyı örgütlesek de sürecin geri kalanını toplantı aynı kaygıları paylaşan bileşenlerin birlikte çizdiği bir çerçevede eşit haklarla yürütmek istediğimizi ifade etti.
Proleter Devrimci Duruş Boykotun doğru tutum olduğunu ifade etti. Yeni Dünya İçin Çağrı ise sosyalist adaylar çıkarsa böyle bir ortaklığı destekleyeceğini belirtti. Kaldıraç böyle bir çalışmanın örgütlenmeye yardımcı olması gerektiğini ancak örgütlenmeye nasıl hizmet edeceğini anlaşılmadığını söyledi. Örgütlenme konusundaki hiç bir hedefin doğru siyasi tutumlardan bağımsız olarak gerçekleşemeyeceğini, gerçekleşse dahi işe yaramayacağını anlattık. Dolayısıyla seçim sonrasında da uzun vadeli bir örgütlenme hedefimiz varsa bunun ancak bu dönemde doğru siyaseti izleyerek mümkün olabileceğinin altını çizdik. Teori ve Politika çağrımızı anlamlı buldu ve eğer bu anlamlı çağrıyı omuzlayacak anlamlı bir güç de ortaya çıkarsa kendileri örgüt olmamakla beraber bu sürecin içinde yer alacaklarını ifade ettiler. EHP ise tercihlerinin partileri adına aday çıkarma yönünde olduğunu anlattı. Tekrar tartışmak ve toplantıda görüşemediğimiz akımlarla de toplanabilmek amacıyla 31 Ocak tarihine ikinci bir toplantı koyduk.
İkinci toplantımıza kadar geçen süreçte hem toplantıya katılan hem de katılamayan akımlardan tekrar randevu almaya çalıştık. Özellikle çağrımızı olumlu değerlendiren veya net tutum takınmayan akımlarla yeniden görüşmeye öncelik verdik. İkinci toplantıya yeniden davet ettik.
İki toplantı arasında TKP, TKH ve EHP’den randevu almaya çalıştık. Bizimle görüşmeyi bir teh EHP kabul etti. EHP ile yeniden görüşmemizde ortak aday çıkarma teklifini yeniden gündeme getirdik. Adayın bir parti adayı olarak, parti propagandası yapmak amacıyla değil bağımsız sol blok adayı olarak çıkmasının öneminin altını çizdik. Onlara bizim toplantı çağrımızdan haberdar olmalarına karşın toplantının sonuçlarını beklemeden aday çıkarma kararı almalarını doğru bulmadığımızı belirtmekle beraber, eğer saraya karşı kürtlerin ve emekçilerin sesini yükseltme mücadelesini anlamlı buluyorlarsa kendi adaylarını toplantıya ortak aday olarak sunmalarını önerdik. Tasarladıkları adayı çizdiğimiz bu çerçevede çıkarırlarsa da destekleyeceğimizi belirttik. EHP temsilcisi geçmişteki sol içi birlikleri verimli bulmadıklarını, EHP adına aday çıkarmanın partiyi görünür kılmak ve sesini güçlendirmek gibi amaçlarının olduğunu, parti tabanından da bu yönde bir baskı oluştuğunu ifade etti. Biz bu tutumu seçimlerin siyasi önemini kavramayan bir yaklaşım olduğu için eleştirdik. Seçim çalışmasında kimsenin kimseye bir kısıtlama koymadığını prensipleri belirlenmiş bir çerçevede ortak aday çalışmasını yürütürken de kendi partilerinin ve yerel yönetim programlarının propagandalarını yapabileceklerini ifade ettik. Gelgelelim EHP temsilcisi seçimlerde bir adres göstermenin şart olduğunu, o adresin de kendi partileri olduğunu ve ortak adayla yürütülecek çalışmada bu adresi gösteremeyeceklerini belirterek, elbette seçim sonrasındaki dönemde birlikte ortak işler yapma temennilerinde bulunmayı ihmal etmeden çağrımızı reddettiklerini bildirdi.
İkinci toplantıya ise sadece ilk toplantımızda da destekçi olacağını söyleyen Teori ve Politika katıldı. Sosyalist adaylar olduğu takdirde destekleyeceklerini, ama bunun nasıl yapılacağını ayrıntılı konuşmak gerektiğini söyleyen Yeni Dünya İçin Çağrı ise katılmadı. Bunun üzerine önerdiğimiz bağımsız aday çıkarma sorumluluğu bizim üzerimize düşmüş oldu. Bu adayları KöZ adayı değil solun bağımsız adayı olarak gösteriyoruz ve bu sorumluluğu omuzlamak isteyenler çıktığı takdirde adaylarımızı çekmeye hazır olduğumuzun bir kez daha altını çiziyoruz. İstanbul ve İzmir illerinde yürüteceğimiz bu seçim çalışması, tıpkı çağrı metninde yazdığımız gibi Nasıl belediyecilik yapılır’ sorusuna cevap vermeye çalışanların değil, AKP’yi gerici adayların ardında yapılan oy hesaplarıyla götürmeye çalışanların değil, veya bir siyasi akımın propagandasını yapmaya çalışanların da değil, seçim sonrasında eylemli bir kitle seferberliği örmeyi hedefleyenlerin bağımsız politik çalışması olacaktır. Bundan sonra da aynı şiarlarla bu güç birliğinin parçası olmayı isteyenlerle de beraber hareket etmeye hazırız.