“Seçimleri Beklemeyeceğiz” başlıklı kampanyamızın bir ayağı da kurum ziyaretleri oldu. Bu çalışmamızda mahallemizde bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve ESP ile öncesinden randevu alarak görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmeleri yapmaktaki amacımızda kampanyamızın içeriğini bu kurum ve siyasetlere anlatmak ve onların görüşlerini almaktı.

PSAKD ile yaptığımız görüşmede, kampanyamızın içeriğini anlattık. Adımıza konuşan yoldaş, öncelikli olarak var olan siyasal sürece dair tespitlerimiz aktardı. Bu siyasal süreç içerisinde yapılması gerekenin ise kampanyamızın özünü oluşturan Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’na teslim olmadan bağımsız bir eylemli mücadelenin örülmesi gerektiğini vurguladı. Solun büyük bir kesiminin seçimler endeksi hareket ettiğini, o yüzden de KöZ olarak salt kendimizin böylesi bir kampanya örgütlediğini ve Millet İttifakı’na teslim olunmadan bağımsız bir mücadele hattının örülebileceğini göstermeyi amaçladığımızın altını çizdi. Dernek yöneticileri de anlattıklarımızın ve siyasal yönelimimizin kimi noktalarının doğru olduğunu, halkımızın Cumhur ve Millet İttifakı seçeneklerine mahkum bırakıldığını bu yüzden de üçüncü bir cephenin oluşması gerektiğini ifade ettiler. Ancak ortaya koymuş olduğumuz tek yol devrim şiarının 70’li yıllarda öne çıktığını ve çok tartışıldığını, lakin o dönemlerden bugüne kadar sürekli yenilgilere maruz kaldığımızı ve yeni yol ve yöntemler geliştirmek gerektiğinin de altını çizdiler. Kendilerinin bir inanç kurumu olduklarını ve daha çok mücadelenin bu ekseninde yer aldıklarını ve demokrasi alanında verilen mücadelelerde olabildiğince bulunmaya çalıştıklarını ifade ettiler. Karşılıklı görüşlerin ifade edildiği görüşmemizi, mücadele alanlarında buluşma temennileriyle sonlandırdık.

Bir diğer görüşmemiz ise Ezilenlerin Sosyalist Partisi ile oldu. Bu görüşeme de kampanyamızın içeriğini ve nasıl bir hatta ilerleyeceğini aktardık.  Var olan siyasal sürece dair öne çıkardığımız tespitlerimizde, bu topraklardaki rejim krizinden ve bu kriz içerisinde zayıflayan Erdoğan iktidarından bahsettik. Bugün Cumhur İttifakı’ndan kurtulmanın yolunun da ezilenlerin eylemli mücadelesinden geçtiğini ve solun ve devrimcilerinde bu mücadele hattını örmesi gerektiğinin altını çizdik. Ancak HDP başta olmak üzere Türkiye solunun son yerel seçimlerde olduğu gibi Millet İttifakı’na yedeklendiğini, parlamenterist hayaller yaydığını bununda devrim davasının önündeki en büyük engellerden birisi olduğunu vurguladık. ESP’li arkadaşlarda bugün Millet İttifakı’na karşı ve ona yedeklenmeden hareket etmek gerektiğini ifade ettiler. Bu yüzdende kendilerinin İstanbul Sokakta kampanyası ördüklerini, asıl mücadelenin sokaktan geçtiğini savunduklarının altını çizdiler. Bir diğer yandan da yerel seçimlerde büyük şehir belediyelerinin AKP’nin elinden alınmış olmasının kitleler nezdinde bir güven oluşturduğunu vurguladılar. Tartışmalarımız bu konuların ardından HDP içerisinde bulunarak mücadele yürütüp yürütmeme kısmına dair oldu. Biz tartışmanın bu kısmında hedefinde devrim olamayan bir parti içerisinde devrimci mücadele yürütülemeyeceğini, devrim mücadelesi yürüte bilmek için öncelikli olarak oradan ayrılmak gerektiğini savunduk. o yüzden de başından beri HDP’nin bir bileşeni olmadığımızı, komünist bir parti yaratma mücadelesini yürüttüğümüzü ifade ettik. ESP’li temsilci arkadaş ise, HDP konusunda erken değerlendirme yaptığımızı, HDP’nin devrim mücadelesine dahil edilebileceğini, kendilerinin de orada bunun mücadelesini yürüttüklerinin altını çizdi. Bu eksende yapılan tartışmaların ardından görüşmemizi sonlandırdık.

Parlamenterist Hayallere Kapılma, Devrim Mücadelesini Yükselt!

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler