KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak 19 Mayıs’ta SMF ve Partizan’ın örgütleyicisi olduğu “51. Ölümsüzlük Yılında Kaypakkaya’nın Perspektifinden Emperyalist Savaş ve Devrimci Tutum” başlıklı panele katıldık. Bir gazeteci ve akademisyenin de konuşmacı olduğu panelde ilk olarak Partizan söz aldı. Partizan temsilcisi özetle şu içerikte bir konuşma yaptı:

Kaypakkaya, Türkiye’de emperyalizmin nasıl biçim aldığını, sınıfların durumunu anlatmıştır. Kemalizme ilericilik atfedenlere berraklıkla yanıt vermiştir. Bugün devrimciler, Kaypakkaya’nın çizdiği perspektiften; emperyalistler arasında tarafsız olurken kendi iç sınırlarında tutum almalıdırlar. Kaypakkaya, kemalizmde anti-emperyalist özellikler arayanlarla karşı karşıya gelmiştir. Türkiye solunda bugün en yanlış olan şey kemalizmden ve şovenizmden etkilenmektir. Emperyalist savaşlar tüm devletlerin merkezinde istikrarsızlığı ve güçsüzlüğü tarif eder. Bu da devrimci olanaklar yaratır. Kaypakkaya mevcut durumu aşmaya çalışan biriydi. Devrimcilerin aslolan görevi var olanı değiştirmektir. Bu anlamıyla Kaypakkaya bu görevi esasıyla yerine getirmiştir. Bizse bugün var olanla yetinmemeli, devrimci birikimi aşmalıyız.

SMF temsilcisi özetle şu içerikte bir konuşma yaptı:

Komünistleri anmak, değişimin öznesi olmakla mümkün olur. Kaypakkaya’nın bu ülkedeki sorunlara yönelik çözümlerini senelerdir tartışıyoruz. Toplumsal düzende değişiklik yaratmak istiyorsak önce onu bütün kodlarıyla tespit etmeliyiz. Kaypakkaya ve devrimcilerin de Marx, Lenin gibi bilim ustalarından öğrendikleri de bunlardır. Dünyanın bütün olanakları, günden güne parçalanarak küçük azınlık için şekillendiriliyor. Ancak komünizm de ulus, inanç, ırksal ayrımcılıkları, ekonomik olarak eşitsiz bir dağılımı, doğaya zarar vermeden nispeten adaletli bir düzene dönüştürecekse komünizmde her şey güllük gülistanlık olmayacak. Bugün devrimcilere düşen görev de emekçilerin, ezilenlerin iktidarını sağlamaktır. Bunun için de komünistlerin birleşmesi gerekir. Birtakım konularda farklı düşünen akımlar da olsak birleşmeliyiz ve anti-kapitalist bir cephe yaratmalıyız; kendimizi güçlendirmeliyiz.

Konuşmaların ardından panelde soru ve görüşler alındı. Yeni Dünya İçin Çağrı okuru şu içerikte bir söz aldı:

Ulusal soruna dair Kaypakkaya çığır açıcı bir yol açtı. Bugün, emperyalizmi dahi tartışıyoruz. Bugün onun iç çelişkileri, dünyada nasıl konumlandığı nitel olarak değişmemiştir. Bunu tartışmamak gerekir. Coğrafyamızda 71-72 kopuşuna tekrar ihtiyacımız var. Hala daha parlamenter stratejiye inananlar var. Komünist parti, işçi sınıfının partisidir. Önümüzdeki görev; devrimci saflarda işçi sınıfını sendikalara örgütlemektir. Bugün bolşevik partiyi böyle inşa edebiliriz.

Köz olarak biz de söz alıp görüşlerimizi ifade ettik:

Panelin başlığı gerçekten anlamlı. Sorum; burada herhangi bir siyasi kurumun adı yok. Sadece isimler var. Kaypakkaya demek kapitalizme, emperyalizme karşı bir savaş örgütü demektir. Kendi döneminde de bir kopuş gerçekleştirmiştir. Emperyalizme dair tahliller yapılıyor. Bunları analiz etmek farklı. Onu ortadan kaldıracak, yeni bir dünya yaratacak, uluslararası bir savaş örgütü yaratmanın referansları ne olmalıdır? Kaypakkaya’yı anarken bir misyon görmek anlamlı olurdu. Şahıslar olarak konuşmacıları görmenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Ek olarak söz alanlar arasında şu içeriklerde konuşmalar yapıldı:

Teorideki birtakım doğruları sıralamakla yetinmemeliyiz. Emperyalizmin yaşadığı değişimlerin çözümlenmesi, basit bir formülasyonla yetinmememizi gerektirmektedir.

Konu seçiminin yerinde olmadığını düşünüyorum. Bugünün en yakıcı sorunu Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdur. Komünist hareketlerin somut durum karşısında emperyalizmi değil acil görevleri konuşması daha yerinde olurdu. Kaypakkaya geleneğini bugün şu veya bu biçimde devam ettirenler neden bugün ayrı duruyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca objektif koşullar hep vardı, subjektif etmenler yoktu. Görevlerimizi gerçekten yerine getirebiliyor muyuz? Kaypakkaya yanlış önderlerden doğru sonuçlar çıkarırken ardılları doğru önderlerden yanlış sonuçlar çıkarıyor. Biz bu sonuçlarla cephe kuramayız. Hak eşitliğini savunan herkesle de ortak bir cephe yaratılmamalıdır. Bugün; ayrım çizgilerinin silikleştiği değil berraklaştığı bir örgüte ihtiyaç var.

Soru ve görüşlerin ardından panelistler ikinci tur konuşmalarını gerçekleştirdiler. Konuşmalar yapıldıktan sonra müzik dinletisi yapıldı ve program sonlandırıldı.

İstanbul’dan Komünistler