Köz’ün arkasında duran komünistler olarak gazetemizin Haziran 2023 sayısını Taksim’deki kurumlara ulaştırdık.
Komün ile seçim sonuçlarına dair değerlendirmemizi paylaştık. Erdoğan’ın seçimlerden zayıflayarak çıktığı üzerinde durduk. Komün, faşizm tespiti olsa da bunun devrimci eylemden geri durmak için bir bahane olamayacağını söyledi. Eylem birliklerinin bu süreçte önemli olduğunda, bu birliklerden kaçmamak gerektiğinde uzlaştık. Suruç’un yıldönümü vesilesiyle planlanan çalışmalara ve yıldönümündeki eylemlere dair perspektiflerimizi paylaştık. Komün, Suruç’un anlaşılmamasından kaynaklı olarak bugün sol akımlar arasında yanlış yaklaşımların yaygınlaştığını belirtti. Biz de Suruç gündeminin “örgütlü devrimcilerdi” anlatısından kaçmadan, emekçi mahallelerine de taşınan bir çalışmayla planlanması gerektiği üzerinde durduk.
SMF, Köz’ün “kendisini merkeze alan ve diğer akımları reformist olarak etiketleyen” tutumunu eleştirdi. Köz’ün seçimlerde reformist ve devrimci tutum olarak tarif ettiği ayrımın esasen taktiksel bir ayrım olduğunu, dolayısıyla kimsenin daha az devrimci olmadığını söyleyen SMF, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde burjuvazinin adayını desteklemenin taktiksel bir karar olduğunu, SMF’nin de ilkesel değil taktiksel gerekçelerle bu adayı desteklememe kararı aldığını söyledi. Stalin ve Mao referanslarına başvuran SMF’li arkadaş, dönem dönem böyle taktiklerin uygulanabileceğini, devrim denen şeyin mevcut hükümeti devirmek değil tüm aktörleriyle sistemi değiştirmek olduğunu söyledi. Seçimlerde geçelim burjuvazinin adayını desteklememeyi, bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmanın dahi kimseyi tek başına devrimci yapmayacağını söyledik. Fakat burjuvazinin adayını desteklemeyi tercih edenlerin, bu kararlarıyla tescilli reformistler olacaklarının altını çizdik. Köz’ün arkasında duranların tarihsel referanslarında burjuvaziyle işbirliğinin yeri olmadığını, seçim sürecinde de “sınıf işbirliği değil sınıf savaşı” şiarını ön plana çıkardığımızı açıkladık. Hükümet sorunun olduğu noktada komünistlere düşen sorumluluğun “bu hükümeti biz deviririz” demek olduğunu belirttik. Devrimciliğin soyut bir kapitalizm karşıtlığı değil, doğrudan doğruya burjuva devlete ve onun idari kurumlarına karşı bir mücadele olduğunun altını çizdik.
Partizan ile görüşmemizde seçim sonrası değerlendirmelerimizi aktardık. Devrimci temelde eylem birliklerinin önemi üzerinde durduk. Soyut sosyalizm propagandası yapan yahut emekçilerin gündemlerini ıskalayan eylem birliklerinin değil; asgari uzlaşı noktalarıyla sınırlı kalan değil ayrım noktalarını da açığa çıkaran, somut bir iddiayı ortaya koyan, kitlelere ulaşan tarzda eylem birliklerinin kıymetli olduğunda uzlaştık.
Ayrıca TKP Beyoğlu Semt Evi’ne, HDK Genel Merkezi’ne ve HDP İstanbul il başkanlığına da gazetemizi ulaştırdık.
Beşiktaş’tan komünistler