Köz’ün arkasında duran komünistler olarak yürüttüğümüz eğitim dayanışma faaliyeti vasıtasıyla tanışmış olduğumuz göçmen emekçilere ev ziyaretleri düzenledik.

Bu ziyaretleri düzenlerken hedefimiz göçmen emekçilerin çocukları ile yürüttüğümüz eğitim dayanışma faaliyetinin yanı sıra emekçileri de faaliyetimizin öteden beri parçası kılmaya, faaliyeti el birliği ile büyütmeye, onları da bu konuda sorumluluk almaya teşvik etmeye yönelik çalışmalarımızı artırmaktı. Emekçilerin nezdinde yalnızca çocuklarına ders veren öğretmenler olmadığımızı, komünistler olarak emekçilerin sorunlarına nasıl yaklaştığımızı ve yürüttüğümüz faaliyetin bu kapsamda nerede durduğunu anlatmayı da amaçladık.

Gerçekleştirdiğimiz ev ziyaretlerinde ise 2 aileyi ziyaret etme fırsatı edindik. Gittiğimiz evlerde ana gündem ister istemez hükümetin göçmen emekçilere karşı yürüttüğü baskı ve sınırdışı politikasıydı. İstanbul’da özellikle de göçmen emekçilerin yaşadığı Aksaray gibi bölgelerde polislerin baskısının yedi gün yirmi dört saat devam etmekte, buna karşın halen işler bir dayanışma örülemediği gibi kamuoyunda göçmen emekçilere yönelik baskılara da yeterince yer verilmemekte. Biz de ziyaret ettiğimiz emekçilerle bu operasyon ve baskıların neyden kaynaklandığı ve nasıl son bulabileceği üzerine sohbet ettik.

Türkiye’de yaşanan polis baskısının yanı sıra ziyaret ettiğimiz Nijeryalı bir aileyle Nijerya’da yaşayan Biafra sorunu (1967’de Nijerya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Biafra Cumhuriyeti 1970’te yenilmesine rağmen ülkede yaşayan İgbo’ların talepleri ve hareketi halen sürmekte), Afrika’da gerçekleşen darbeler, Emperyalizm ve Filistin sorunu üzerine de sohbet ettik.

Aileleri aynı zamanda düzenleyeceğimiz veli toplantısına ve etkinliklerimize davet ettik, tekrardan görüşmek üzere sözleştik.

Sınıfın Parçası Göçmenlere Vatandaşlık Hakkı!

Üniversitelerden Komünistler