11 Haziran Cumartesi günü HDP’nin çağrısıyla, Öcalan’a yönelik tecrite karşı Gemlik’e yürüyoruz şiarıyla bir eylem gerçekleştirildi. Bu eylem öncesinde HDP adına bir heyet bir dizi siyasi kurumu görüşerek eyleme davet etmişti. Aynı şekilde HDP adına bi heyet KöZ olarak bize de bir ziyarette bulunarak bu eyleme katılım davetilerini ilettiler. Platformumuz adına görüşen yoldaşlarımız eylemde olacağımızı bildirmişti.
Uzun zamandır, Osman Kavala’nın, Mücalla Yapıcı’nın, Selahattin Demirtaş’ın ve bir çok siyasi tutsağın özgürlüğü için hemen hemen sol hareketlerin hepsi tarafından çağrılar yükseltilirken, 20 yılı aşkındır bu toprakların en büyük siyasi tutsaklarından olan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hakkında aynı çevreler güçlü bir sessizliğe bürünmüş durumdalar. KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bulunduğumuz her alanda konu siyasi tutsaklar olduğunda, tüm siyasi tutsaklara özgürlük çağrısını yükselttiğimiz gibi, Öcalan’ında bu özgürlüğü en fazla hak eden siyasi tutsaklardan olduğunu belirttik. “Siyasi tutsaklara özgürlük, Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın” değil, “başta Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsaklara özgürlük” çağrılarını öne çıkardık.
Bu görüşleri hem etkinliklerde, hem de eylem alanlarında öne çıkaran bir platform olarak, HDP’nin bu eylemine elbette katılmamız icap ederdi. Bir diğer yandan bu eylem uzun zamandır gündeme getirilmeyen Öcalan’ın siyasi tutsaklığı meselesini gündemleştirdiği için de önemli bir yerde durmaktaydı. Her ne kadar eylem siyasi özgürlüğü değilde uygulanan tecriti gündem etmeyi amaçlamış olsa da, komünistler olarak bu eyleme “Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklara özgürlük” şiarlarıyla katılmaya çalıştık.
Eylem günü Kadıköy’ün tüm sokakları polis tarafından tutulmuş olduğu için eyleme gelen kitlelerin tamamı bir alanda buluşamadan sürekli polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Gelen kitle azımsanamayacak düzeyde kalabalık olsa da, bir buluşmanın sağlanamamış olması diri ve güçlü bir çıkışı engellemiş oldu. Eylemin böyle şekillenmesine ek olarak, KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bu eyleme layıkıyla katılamadık. En kalabalık ve hazırlıklı bir şekilde katılmamız gereken eylemlerden birisi olan bu eyleme bu kadar hazırlıksız ve dağınık olarak katılmış olmamız ise platformumuzun eylemli mücadele deneyimi ve çizgisiyle örtüşen bir pratik olmamıştır.
Siyasi tutsaklara özgürlüğün ancak zindanların dışarıdan yıkılmasıyla mümkün olacağını biliyoruz. Zindanları dışarıdan yıkacak olan işçi sınıfının özgürlük savaşını örgütleyecek, büyütecek ve proleter bir devrimle taçlandıracak olan komünist partinin yaratılması mücadelesini veriyoruz. Bu mücadele ise politik alanda eylemli bir çizgiyi gerektirir. Komünistler bu bilinçten hiç ödün vermeden ve gerisine düşmeden mücadeleyi büyütmeye, komünist bir dünyanın kavgasını vermeye devam ediyor, devam edecek.
Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük!
Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek!
İstanbul’dan Komünistler!