KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak, Türkiye Komünist Hareketi’nin gerçekleştirdiği Memleket Sohbetlerinin Şişli’deki toplantısına katıldık. 28 Ağustos Pazar günü gerçekleşen etkinlikte, TKH MK üyesi Kurtuluş Kılçer konuşmacıydı.

Kılçer, konuşmasına Erdoğan sorununa değinerek başladı. Dinci baskıdan, sığınmacı sorunundan, yolsuzluklardan AKP’yi sorumlu tutan Kılçer; Menderes, Özal ve Erdoğan’ın birbirlerini takip eden rollerinden bahsetti. ‘Böyle bir devlet olamaz’ diyerek eleştirdiği Suudi Arabistan ile ilişkiler, Türkiye’de 13 milyon sığınmacı olması, 5’li Çete, Peker’in ifşaatları, Diyanet’in tarikatlara sessiz kalması gibi noktalara değinen Kılçer; Cumhur İttifakı’nı “laikliğin tasfiyesi, tarikatlar rejimi, 5’li Çete, Suriye Savaşı, ekonomi, liyakatsizlik, emperyalizmle ilişki, emek düşmanlığı” başlıklarında eleştirdi.

Babacan, Davutoğlu, İyi Parti ve Saadet Partisi’ni barındırdığını vurgulayarak Millet İttifakı’nı da eleştiren Kılçer; bu ittifakı da NATO’cu olmakla suçladı. Devletçilik, kamucu ekonomi, laiklik başlıklarında Millet İttifakı ile asla yan yana gelemeyeceklerini söyleyen TKH’lı Kılçer; insanca ücret için kamucu ekonomiyi savundu.

Kurtuluş Kılçer; seçimlerin gergin geçeceğini, Erdoğan kazanırsa “çok uzun ömürlü olamayacak” bir faşizm geleceğini, Millet İttifakı kazanırsa yine sağın kazanacağını söyledi ve devrimcileri Sosyalist Güç Birliği’ne davet etti.

Emek ve Özgürlük İttifakı hakkında da konuşan Kılçer; “HDP’nin gölgesinde bir araya gelen ve vekil pazarlığı yürüten” ittifak bileşenlerini eleştirdi. HDP ile meclise giren sosyalist vekillerin 5 yıldır bir şey değiştirmediğini, komünistlerin sözlerini saklamayacaklarını, “Kürt Siyasal Hareketi” ile komünistlerin arasındaki açı farkının arttığını, NATO ve Suriye konularında HDP ile ayrıştıklarını, laiklik ve TÜSİAD başlıklarında da KSH ile ayrı düştüklerini ifade eden Kurtuluş Kılçer; “ABD, AB, AKP, CHP ile masaya oturulmaz, mücadele edilir” dedi. CHP ile yan yana gelmeyecek olmalarına rağmen oy verecek milyonlar olduğunu belirten Kılçer, “AKP’yi defedelim de” diyen bu insanlara bir şey diyemeyeceklerini söyledi ve devrimci muhalefet hareketini yaratmak için yola çıktıklarını açıklayarak konuşmasını noktaladı.

Kısa bir aranın ardından soru/görüş bölümüne geçildi. Bizler de görüşlerimi bildirmek üzere söz aldık. Konuşmamıza, Kılçer’in de de değindiği Erdoğan sorununun bugün emekçilerin ve ezilenlerin başlıca gündemi olduğunu belirterek başladık. Son bir yıllık dönemde daha da artan eylem dalgasının bunu gösterdiğini, Erdoğan’a karşı açığa çıkan bir hoşnutsuzluk olduğunu ifade ettik. Erdoğan karşısındaki Millet İttifakı’nın da bir burjuva ittifak olduğundan, makul aday tartışmalarının devrimciler açısından kabul edilebilir bir yanı olmadığından, burjuva ittifakların emekçi ve ezilenlerin sorunlarına çözüm üretemeyeceğinden söz ettik ve Erdoğan’dan kurtulma sorununu da bu kapsamda değerlendirdik. Amerikancı bir proje olan Millet İttifakı’nın, gerileyen Amerikan emperyalizminin dünya çapında başarısızlıkla sonuçlanan diğer projeleriyle aynı kaderi paylaşmaya mahkûm olduğunu açıkladık. Bu noktada sorumluluk alması gerekenlerin devrimciler olduğunu, bunun da “düzen ittifaklarına iki turda da oy yok” diyecek bağımsız bir cumhurbaşkanı adayının çalışmasını sokaklarda yürüterek olacağını vurguladık. Erdoğan sorununun seçimler yoluyla çözülemeyeceğini, ancak bir devrimin buna son verebileceğini söyledik. Burjuva düzeni restore etmek değil onu yıkmak niyetiyle hareket eden devrimcilerin bugün de sorumluluk alması gerektiğini, KöZ olarak bu çağrıda bulunduğumuzu açıkladık. Seçimlerde Bolşevik bir tutum benimseyen KöZ’ün, aktif boykot ve seçimleri kaldıraç olarak kullanarak devrimci mücadeleyi büyütme yaklaşımlarına değindik.

Kurtuluş Kılçer de konuşmamızın üzerine söz aldı. Parlamento seçimlerinde aday çıkaracaklarını söyleyen Kılçer, cumhurbaşkanlığı seçimlerine dairse, “İkinci tura gelindiği koşullarda, ‘demedi deme’ diyeceğiz halka. Millet İttifakı’na oy çağrısı yapmayacağız. Gücümüz yeterse seçimlerde bir aday da çıkaracağız fakat bizden bağımsız olarak, insanlar ikinci turda gidip oy verecekler. AKP eliyle yeni bir rejim kuruldu. Bunun değişmesi lazım. Erdoğan’ın seçilmesine yol açacak bir hata yapmayız. 2010’da HDP ‘boykot’ diyerek bunu yaptı. Teorik doğrularımız her zaman politik doğrular olmaz. Teorik olarak seçimler konusunda KöZ ile aynı şeyi düşünüyoruz. Fakat adına ne dersek diyelim, ikinci cumhuriyeti yıkmak zorundayız.” ifadelerinde bulundu.

Sonrasında tekrar söz aldık. ABD emperyalizminin gerileyişine ve küresel çaptaki projelerinin başarısızlıklarına dair sözlerimizi biraz daha açtık. Erdoğan ‘ben gitmiyorum’ dediğinde, Amerikancı Millet İttifakı’nın onu gönderip gönderemeyeceğini sorduk.

Kurtuluş Kılçer, ‘AKP’yi getiren gücün bugün Millet İttifakı’nı desteklediği doğru’ dedi. Millet İttifakı’nın iktidarla helalleşeceğini söyleyen Kılçer, “Erdoğan, iktidarı verir mi bilmiyorum fakat burjuva devletin de bir hukuku var. Eğer vermezse, buradan kaba faşizm çıkar. Onu da sürdüremezler. Mısır örneğinde de bu görüldü. Mursi iktidarı ayakta kalamadı.” ifadelerinde bulundu. Türkiye’nin güçlü bir demokrasi tarihine sahip olduğunu belirten Kılçer, bu yüzden söz konusu senaryonun kolay olmadığını söyledi.

Ardından etkinlik sonlandırıldı.

Beşiktaş’tan Komünistler