KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak çalışma yürüttüğümüz alanlardan Tuzla, Kartal ve Maltepe’de “‘Irkçı Saldırılar’ Mağduriyetini Değil, Bağımsız Siyasal Mücadeleyi Yükselt; Mülteci Değil, Sınıfın Bir Parçası; Tüm Göçmenlere Vatandaşlık Hakkı” şiarlı ozalitlerimizi astık.
Gelinen son süreçte, hükümetin, HDP’ye yönelik saldırılarını, dün olduğu gibi bügün de siyasi hesapların ürünü olarak görmek gerekir. Komünistler açısından durumun kendisi bu şekilde ele alınırken, Amerikancı muhalefet ve onun siyasi çizgisine hapsolmuş sol akımlar tarafından bu saldırılar “ırkçı” olarak nitelendirilip, aynı zamanda nefret ve tahrik dilinin getirmiş olduğu sosyal bir sorun temelinde ele alınmıştır. Bu tespitleri eylem ve etkinliklerdeki söylemleri de belirlemiştir. Türkiye’de ezilen ulusa yönelik saldırılar bir ırka yönelik nefretten değil, bir ulusu yok sayıp Kürdistan’ın bir parçasının işgal altında tutulmasından kaynaklanmaktadır. Bu sorun ezme ezilme ilişkisinden kaynaklanan temel bir sorun olup çözümü de devrimden geçmektedir.
KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak karşı devrimci saldırılara karşı durabilmenin yolunun, mağdur edebiyatı yaparak en geniş muhalefeti yaratmaktan geçmediğinin; ancak bağımsız bir siyasi hat sonucunda en geniş sokak hareketinin yaratılmasıyla olacağının bilinciyle hareket edeceğiz.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler