Bir yandan derinleşen emperyalizmin krizinin ürünlerinden biri olan Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği, diğer yandan bu topraklardaki rejim krizinin her yönden kendisini gösterdiği bir siyasi atmosfer altında 2022 Newroz mitingleri gerçekleşti. Aynı siyasi atmosferin altında 2022 1 Mayısını karşılıyoruz.
Bu siyasi atmosferin gereği olarak; 2022 Newroz mitinglerine, “Savaşlara Devrim Son Verecek, Asıl Düşman Kendi Yurdunda!” ve “Düzen İttifaklarına İki Turda da Oy Yok!” pankartlarıyla katıldık.
Rejim krizinin içinde cebelleşen Cumhur İttifakı’ndan kurtuluşun adresi olarak ezilenlerin önüne Millet İttifakı’nın koyulduğu bir durumda, ezilenleri düzen ittifaklarına yedeklemeden, bağımsız bir mücadele ağı örmek demokrasi güçlerinin en birincil görevlerindendir. Bu sebeple 2023 seçimlerine giderken ezilenlere emekçilere düzen ittifaklarının hiçbirisine hiç bir turda oy yok çağrısı yapmadan düzen karşıtı olan bir demokrasi mücadelesi yürütülemeyeceği açıktır.
Bir diğer yandan Rusya-Ukrayna savaşında herhangi bir burjuva devletin yahut emperyalist devletin peşine takılmadan savaşları iç savaşa çevirip her iki gerici iktidarı da devirip savaştan devrim hedefiyle istifade eden devrimci partinin eksikliği ise en yakıcı şekilde kendini hissettirmektedir. Böyle bir partinin kurulmasını amaçlayanlar Ukrayna savaşında iki gerici burjuva devlete de yedeklenmeden, bu savaşı bir iç savaşa çevirmenin gerekliliğini ortaya koyarken bu politik hattı yürütebilecek komünist bir enternasyonali kurmanın mücadelesini yürütmekle mükelleftir. Bir diğer yandan Emperyalist Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı çıkarken bırakalım gerici burjuva Ukrayna devletine yedeklenmemeyi, yanı başındaki Kürdistan’ın işgaline dair en ufak bir tutum dahi takınmayan bir sol hareketin varlığı söz konusudur. Enternasyonal görevlerin en başında, uluslararası bir enternasyonal örgütü yaratmanın somut adımlarını atmak gelirse de, aynı zamanda kendi hükümetine karşı mücadeleyi yükseltmek de gerekir. Bu bakımdan “Asıl Düşman Kendi Yurdunda” şiarı burjuva devletlere, büyük emperyalist devletlerin saldırıları vs. gibi gerekçeleri sıralayarak öne çıkarılan gerekçeler de dahil olmak üzere hiçbir şart ve koşul altında yedeklenmemek, onlarla aynı tarafta olmamak gerektiğinin teminatı olur. Bu şiarın gereğini yerine getirmek üzere mücadele yürütmeyenler en nihayetinde ezilenlerin ve emekçilerin mücadelesine ihanet etmenin ötesine geçemeyeceklerdir. Tarih bunların örnekleriyle doludur ve yeni örneklerini minyatürlerini sergileyecek olanlara da müsaade etmemek gerekir. Bu siyasal bilincin dünya devrimcilerine miras bırakıldığı bolşevizmin ve Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinin kızıl çizgisine sahip çıkan komünistler olarak Newroz mitinglerine “Savaşlara Devrim Son Verecek, Asıl Düşman Kendi Yurdunda” pankartlarıyla da katıldık. İstanbul Newrozunda bu pankartımız alana alınmadı. Sadece bu örnek dahi asıl düşmanın bu topraklarda olduğunun göstergelerinden birisidir.
Yaklaşan 1 Mayıs içinde komünistler olarak bu saptamaları öne çıkarmayı önümüze koyduk. “Savaşlara Devrim Son Verecek, Asıl Düşman Kendi Yurdunda, Bıji Yek Gulan” içerikli ozalitlerimizi İstanbul’un bir çok bölgesinde olduğu gibi , Okmeydanı, Maltepe ve Kartal’da da yaptık. Sendikal değil siyasal bir gün olan 1 Mayıslarda ekonomik taleplere hapsolmuş 1 Mayıs mitinglerine karşı, siyasal talepleri öne çıkaran bir hattı izlemek devrimcilerin sorumluluklarındandır. Köz’ün arkasında duran komünistler olarak bu 1 Mayıs’a da bu şiarlarımızın yanı sıra demokrasi mücadelesinin devrimle kazanılabileceği vurgusunu ve şovenizme karşı bir mücadelenin alanlara taşınması gerektiği bilinciyle hareket ediyoruz. Devrim iddiası olan tüm güçleri de bu taleplerin arkasında ortak bir şekilde durmaya davet ediyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs, Bıji Yek Gulan!
Asıl Düşman Kendi Yurdunda!