Daha önce Kayaşehir’de Kürt işçilerin Kürtçe konuşmasını yasaklamaya çalışması üzere gündeme gelen Yapı&Yapı inşaat firmasının Libadiye’de bulunan iş merkezi şantiyesinde, alt taşeron olan Yurtsever Elektrik’te çalışmış bulunan inşaat işçileriyiz. Taşeron firma Yurtsever Elektrik’in iflas etmesini öğrenmemiz üzere birlikte ne yapabileceğimizi konuştuk, bir buçuk aylık maaşlarımızı ve ihbar tazminatlarımızı nasıl alabilirizi konuştuk. Sonuç olarak ana firma Yapı&Yapı’yla görüşmeye karar verdik. Aramızdan üç kişi görüşmeye gittiğimizde firma yetkilisi yuvarlak cevaplar vererek bizi geçiştirmeye çalışınca, bizde net bir cevap istedik. Firma yetkilisi şantiye şefi bizi işe kendilerinin almadığını dolayısıyla bizim haklarımızdan kendilerinin sorumlu olmadığını kendilerini ilgilendirmediğini söyledi. Bunun üzerine çıkan tartışmada sorumluluğun yüklenici firma Yapı&Yapı’da olduğunu taşeronlarını zamanında denetlemeleri gerektiğini şimdi bunun faturasını bizim ödemeyeceğimizi söyledik. Firma sorumlusu; ‘’sizi adam yerine koyup muhatap aldım siz beni tehdit edemezsiniz’’ demesiyle bizde ayağa kalkarak; ‘’Bizi çalıştırıp istediğiniz zamanda maaşlarımızı ve haklarımızı gasp ederek işten çıkartamazsınız. Biz örgütlü işçileriz, İnşaat-İş üyesi işçileriz. Size iki saat müddet ya net bi cevap verirsiniz yada şantiyede eyleme başlayacağımızı duyururuz.’’ dedik. Daha sonra şantiye önünde bir video çekerek eylemimize çağrı yapmaya başlayarak sendikanın sitelerinden yayınlattık. Sendikadan yayınlanan video Yapı&Yapı patronlarını bayağı bir rahatsız etmiş olacak ki, bir gün sonra bizimle görüşme talep ettiler. Şantiyeye görüşmeye gittik. Firma patronu ve yetkililerin bizi oyalamaya, nabız yoklamaya çalıştıklarını anladık. Ve net bir cevap vermedikleri sürece maaş,mesai ve ihbar tazminatlarının tümünü ödemeyi kabul etmedikleri sürece eylemimizden vazgeçmeyeceğimizi belirttik. Firmanın ortağı olduğunu öğrendiğimiz kişi ayağı kalkarak ‘’kardeşim bizde kimsenin hakkı kalmaz, bizim kaç yerde şantiyemiz var sizin alacağınız para ne ki..ama öyle ha deyince olmuyor taşeron batmış biz hak ediş çıkartacağız ona göre ödeme yapacağız’’vb şeyler gerekçe göstererek bizi kendi istedikleri zaman kendi keyiflerince ödeyeceğini söylemiş oldu. Biz de ‘’biz maaşlı çalışan işçileriz,taşeron ortağı değiliz, bu anlattıklarınız sizin iki firma arasında ki sorun. Biz bir buçuk aylık maaşlarımızı, mesailerimizi ve ihbar tazminatlarımızı istiyoruz!’’dedik ve çıktık.Bir sonraki güne pazartesi saat 10.00’a eylem koymuştuk. Sabah şantiyeye geldiğimizde çok sayıda sivil polis, bir otobüs çevik polis şantiye önünde bekliyordu. Biz de ‘’Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz/İnşaat-İş’’ yazan pankartımızı açarak eylemimize başladık. ‘’İnşaat işçisi köle değildir, Zafer direnen işçilerin olacak, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek, Hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır’’ sloganlarını attık. Kısa süre sonra polisler gelerek eylemimize sürekli, müdahalede bulunarak slogan atmayın, ses cihazı açmayın müdahale ederiz gözaltı yaparız vb. tehditlerle gözdağı vermeye çalıştılar. İlerleyen saatlerde  emniyet müdürü, müdür yardımcısı da geldi ve şantiyede adeta firma ortağı gibi beklemeye başladılar. Bize ‘’şov yapıyorsunuz böyle hak arama olmaz’’ diyerek patronun isteği üzerine bize özel ilgi gösterdiği anlaşılıyordu. Yapı&Yapı inşaat firmasının sahiplerinin AKP’ye çok yakın bir aile olduğunuda öğrendik. Eylemimizin ikinci gününde şantiye önündeki eylemimizin bir kısmını Yapı&Yapı inşaat firmasının Altunizade’de bulunan merkez ofisi önünde teşhir eylemi olarak gerçekleştirme kararı aldık. Üç arkadaşımız teşhir eylemine başladıktan kısa bi süre sonra polis tarafından gözaltına alındı. Biz de yapılan bu saldırıya karşı eylemimizi buraya taşıma kararı aldık. Sekiz gün süren direnişimizde altı kez burada gözaltına alındık. Her gün iki grup olarak eylem yapıyor ve gözaltına alınıyorduk. ‘’Yapı&Yapı’dan Haklarımızı Alacağız’’ ozalitini açarak slogan atıyor ajitasyon yapıyor ve tekrar tekrar gözaltına alınıyorduk. Eylemimizin sekizinci gününde daha çabuk sonuç almaya yönelik eylem gerçekleştirmemiz gerektiğini konuştuk. Biz şantiye yahut ofis işgalini önerdik. Diğer arkadaşlar Boğaziçi Köprüsü’nü trafiğe kesmeyi eğer sonuç vermez ise işgal eylemi yapalım diye önerdiler.  Arkadaşlar Boğaziçi Köprüsü yönünde hemfikir oldu. Hazırlığımızı yaptık ve dört arkadaş ve biAlınteri Gazetesi muhabiri yola çıktık. Boğaziçi Köprüsü’nde ‘’Yapı İnşaatın Gasp Ettiği Ücretlerimizi Alana Kadar Direneceğiz!/İnşaat İşçileri Sendikası’’ yazan pankartımızı açarak slogan atarak beklemeye başladık. Yaklaşık üç dakika kadar süren eylemde araçlarıyla geçenler korna çalarak destekte bulundu keza iett otobüsünden de alkışlayanlar vardı. Üç dakika sonunda yaklaşık otuzbeş-kırk kişilik sivil polis ve yunus polis bizi gözaltına alarak köprü karakoluna götürdüler. Diğer grup arkadaşlarımız ise Altunizade ofis önünde eylem yaptı ve onlarda gözaltına alındığı haberini aldık. Akşam serbest bırakıldıktan sonra firma bizimle görüşmek istediğini dolaylı yoldan yani taşeron Yurtsever Elektrik üzerinden iletti. Bu kuyruğu dik tutma görüntüsü vermek içindi. Direnişimiz ve verdiğimiz irade savaşı sonuç verecekti, biliyorduk. Haklarımızı vermeyi kabul ettiler ve ertesi gün tüm ödemeleri yaptılar.

Direnişte olduğumuz günler içerisinde, diğer direnişte olan işçileri de ziyaret ederek dayanışmada bulunduk. Tuzla Ekolojistik’te DGD-SEN’e üye oldukları için işten çıkarılan işçileri, KHK ile getirilen ‘’güvenlik’’ soruşturması gerekçesiyle işten atılan Beşiktaş Belediye işçilerini ziyarette bulunduk direnişteki işçilerle tanışıp sohbet ettik. Bu parçalı direnişlerimizde temaslarımızı arttırmak gerekliliğini vurguladık.

İnşaat İşçisi KöZ Okurları