3 Nisanda Okmeydanı’nda gazetemizin dağıtımını esnafa ve mahalleye yaptık. Aynı zamanda Okmeydanı’da bulunan siyasetleri ziyaret ettik ve protokol dağıtımını gerçekleştirdik.
Planladığımız gazete dağıtımının ardından SODAP’ın düzenlediği etkinliğe katıldık.
SODAP’ın mart ayında başlattığı “Yaşanacak Bir Ülkeyi Birlikte Yaratacağız” gündemli çalışmasının bir ayağı olan Okmeydanı’nda Devran Düğün salonunda yapılan “Yaşanacak Bir Ülkeyi Birlikte Kuracağız” Etkinliğe HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, EHP, Hubyar Sultan Derneği, Halkevleri, Köz, DİSK Emekli-Sen, TÖP ve Sol Parti katıldı. Etkinlik ilk sinevizyon gösterimi ile başladı. Gezi ve 1 Mayıs ve SODAP’ın başlatmış olduğu çalışmayla ilgili deklarasyon ve basın açıklamasının da olduğu sinevizyon gösterimi yapıldı.
Serpil Kemalbay ilk konuşmacı oldu. Serpil Kemalbay konuşmasında şunları söyledi: “Mehmet Latifeci’den Kızıldere’ye tüm devrim mücadelesinde yaşamlarının vermiş tüm devrimcileri saygıyla anıyoruz. Türkiye’de çok kritik bir dönemeçten geçilirken ezilen toplumsal kesimlerin taleplerini yükselten devrimciler sosyalistler her zaman olduğu gibi sokaklardalar. Bu mücadeleyi yürütenlerin bir kısmı cezaevlerinde Selahattin Demirtaş’tan Figen Yüksekdağ’a, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel cezaevlerindeler. Bugün kadınların eylemiyle başlayan ve Newroz yaşandı ve 1 Mayıs yaklaşıyor. Ezilenlerin mücadelesini yükseltmek isteyenlerin önüne bu devlet engel oluyor. Biz devrimciler olarak sadece devlet ile mücadele etmiyoruz bütün statüko ile mücadele ediyoruz. Türkiye de sanki ikili sistem var birisi Erdoğan ve Cumhur ittifakı, öte tarafta da millet ittifakı var onlarda statükocular, ancak onlarda kendilerini demokratik olarak gösterseler de hiç bir talebe karşı hiçbir şey söylemeyen ve yapmayan, yani iki düzen gücü ile karşı karşıyayız. Bize seçenek gibi gösterilen duruma karşı 3. Yolu yaratmalıyız. Bu iki düzene de mecbur değiliz muhtaç değiliz kendi seçeneğimizi yaratmak zorundayız. Biz bu üçüncü yol etrafında bütün devrimciler, kadınlar, gençler olarak birleşirsek bu seçeneğin ağırlığını ne kadar büyütürsek o kadar gerçekçi bir yol yaratabiliriz. Bizim taleplerimiz açık ve demokratik taleplerdir. Ancak o zaman yaşanacak bir ülkeyi kurabiliriz. Bunun için yan yana gelmemek tek adam rejiminin devam etmesini sağlamaya yarar”.
Etkinlikte HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, EHP, Hubyar Sultan Derneği, Halkevleri, Köz, DİSK Emekli-Sen, TÖP ve Sol Parti konuşmalar yaptı. Konuşmaların genel içeriği birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yapıldı.
KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak biz de konuşma yaptık. “Kıymetli dostlar, hepinizi KöZ’ün arkasında duran komünistler adına selamlıyoruz. Yaşanabilir bir ülkeyi kurmak için, ezilenlerin ve emekçilerin demokrasi mücadelesini büyütme iddiasıyla hareket eden HDP ve sol sosyalist güçler, başta Cumhur İttifakı ve onun yedek lastiği şovenist Millet İttifakı olmak üzere bu düzenin tüm gerici güçlerinin hedefi olmuştur. Demokrasi mücadelesinin düşmanları, HDP’ye yönelik tüm saldırılarda ortaklaşmış, ezilenlerin ve emekçilerin esaretini perçinlemek için el ele vermişlerdir.
Aynı güçler bugün, krizleri derinleştikçe emekçilere ve ezilenlere uyguladıkları zulmü katlandırmaktadırlar.
Bugün HDP’li milletvekilleri, belediye başkanları içeride tutulmakta, siyasi tutsaklar alçakça uygulamalara maruz kalmakta, can vermekteler. Ezilenlerin ve emekçilerin kavgasını büyütmek aynı zamanda siyasi tutsaklara özgürlük demekten geçer. HDP’li belediyeler de dahil olmak üzere ülke genelinde atanmış kayyumlar koltuklarında rahat rahat oturmaktalar, sayısız belediye ve kurumu işgal etmekteler. Ezilen ve emekçilerin mücadelesini büyütmek aynı zamanda kayyumlara karşı bir seferberliği zorunlu kılar. Hakkını arayan işçiler işten çıkarılmaktalar, geniş kitleler açlıkla mücadele etmekteler, kadınlar sokak ortasında katledilmekteler. İnsanca yaşamak isteyenler, insanca bir yaşam için mücadele etmek, sömürücülere, zorbalara karşı savaşmak gerektiğini bilirler. Ezilenlerin yanında olmak için özgürlük için savaşmak gerektiğini savunurlar. İnsanca yaşamdan söz edenlerin büyük bir çoğunluğu ise Kürt halkının adını bile ağzına almaktan çekiniyorlar. Kürt halkının prangalarından bahsedemeyenler insanca yaşamdan da bahsedemezler.
Emperyalistlerin savaşları değil, ezilenlerin savaşı her koşulda meşrudur. EMPERYALİST SAVAŞLARA SON VERMEK İÇİN “savaşa hayır” şiarını bayraklaştırmaktan ziyade, ASIL DÜŞMAN KENDİ YURDUNDA şiarını yükseltip, yaşadığımız topraklardaki emekçilerin ve ezilenlerin bağımsız-birleşik mücadelesini büyüterek, yaşanabilir bir ülkeyi kurmak için ezenlere karşı kekelemeden ezilenlerin savaşına destek vermek gerekir.
Önümüzdeki süreçte ezilenlerin yanında saf tutmak, iki turda da gerici burjuva ittifaklara oy vermemekten, tabanının büyük çoğunluğunu ezilenlerin, emekçilerin, Kürtlerin oluşturduğu HDP’nin gerçek kimliğini öne çıkartarak HDP çatısı altında seçimlere girmekten geçer. Çözüm düzen ittifaklarına karşı birleşik mücadelededir!
Helalleşme çağrıları yapan gerici Millet İttifakı’nın sözcüsü Kılıçdaroğlu, aynı zamanda Kandil’i bombalamaktan söz etmektedir. Ne Cumhur İttifakı’nın, ne Millet İttifakı’nın, başta Kürtler olmak üzere, ezilenlere ve emekçilere en ufak bir yararı olmaz. Her iki gerici ittifak da Rojava’nın düşmanlarıdır. Rojava’nın, Kürtlerin, kadınların, emekçilerin düşmanlarına karşı sokaklarda, meydanlarda kitlesel birleşik mücadeleyi örmek asli görevlerimizdendir.
Bu seçimlerde de ‘Ne AKP ne CHP’ şiarıyla hareket edip her iki turda da düzen ittifaklarına karşı tutum almak gerekir. HDP ile sınırlı olmayan bir sol ittifakla HDP adıyla seçimlere girip ‘Her iki turda da Rojava’nın düşmanlarına oy yok!’ çağrılarıyla eylemli mücadeleyi büyütmek gerekir.
Bu tür anlamlı etkinliklerin mücadeleyi yükseğe taşıyacağı umuduyla hepinizi coşkuyla selamlıyoruz!
Etkinlik sanatçı Baran Bozyel’in sahne almasıyla halaylarla son buldu.
Kadıköy’den Komünistler