Yeniyi yaratma sürecinde fırtınalar ve damlalar şiarı ile örgütlenen konferans 3 oturum şeklinde gerçekleşti. Konferansta ilk oturum gençlik örgütü ve siyasi yapı temsilcilerine söz verildi. Biz de bu oturumda söz aldık ve gündeme dair görüşlerimizi belirttik.
İlk olarak açılış konuşması gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında YDG’nin devrimci mücadelede önemli deneyim ve bilgi birikimi gerçekleştirdiği belirtildi. Bugün dünyada ve ülkedeki somut durumu ele alırken bunun bir parçası olarak nasıl bir devrimci profile ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyabilmeliyiz. Ezilenlerin öfkesinin yarattığı isyan dalgasından çıkaracağımız dersler bizim için önemli mesajlar içermektedir. Konferansımız sözünü ettiğimiz politik ekseni oluşturabilme hedefi ile ele alıyoruz. Konferansımıza hoş geldiniz diyerek sonlandı.
Söz alan yoldaş şunları söyledi:
Konferansınızı devrimci duygularla selamlıyor ve bizi buraya davet ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Türkiye’de AKP şu anda devrimcilere, emekçilere ve Kürtlere top yekun bir savaş açmış durumda. Gerek kayyumlarla, gerek işsizlik oranları ile gerek hükümetin atadığı rektörler eliyle kampüslere doldurduğu faşistler eliyle olsun gittikçe halktaki öfke, halktaki hükümet nefreti, halktaki ayaklanma isteği artırmıştır. Ancak ayaklanma isteğine ve nefrete rağmen 31 Mart’ta ve 23 Haziran’da şöyle bir ders aldık. Solun büyük bir kısmının İmamoğlu’nun ardında CHP projesine yedeklendiğine, onun kuyruğuna takıldığına şahit olduk. Sizin de yayınlarınızda isabetli bir şekilde tespit ettiğiniz gibi CHP ancak ve ancak bir kitle hareketini sönümlendirmek ve pasif duruma getirmek için uğraşan bir burjuva partisidir. Biz KöZ olarak bu kitle hareketini bastırmaya, kitle hareketinin önünü tıkamaya çabalamaya inat kitle hareketinin önünü açacak onları pasifleştirmeyecek bir eylem birlikteliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Aslında bakarsanız 31 martta ve sonrasında 23 haziranda yaptığımız boykot çalışmasında bu eylem birlikteliğinin bir adımını attık. Biz diliyoruz ki sizlerden de konferansınızda da böyle bir değerlendirme yapılabilsin. Önümüzdeki dönemde Türkiye siyaseti eylem birlikteliğine ihtiyaç olacak. Biz daha fazla devrimci yapı ile buluşabilelim.
Sizin de gündem ettiğiniz gibi emperyalist zincir gittikçe gerilmekte. Bizler biliyoruz ki bu emperyalist zincirin en zayıf halkası ayaklarımızın altındadır. Bu gerilen zincir, bu halkadan kırılacaktır. Yaşasın devrim ve sosyalizm’ konferansını tekrardan selamlıyoruz.
Bizim dışımızda gençlik örgütleri söz aldı ve şunlara değindiler.
SGDF: AKP-MHP faşizminin yaşanan ekonomik kriz ile birlikte gittikçe dibe çöktüğünü söyleyerek. Ayaklanmalar dönemindeyiz. Gençlik tereddütsüz bu ayaklanmaklara öncülük etmelidir. Birleşik mücadeleyi yükseltmeliyiz dedi.
DEV- Güç: gençliğin birleşik mücadelesi militan anti faşist ve anti kapitalist mücadeledir. Birleşik mücadele ile birbirinden bağımsız ilerleyen devrimci gençlik mücadelelerimizin, ortaklaşmış bir merkezle daha büyük bir kuvvete erişmesini sağlamalıyız, dedi.
SÖH: Biz biliyoruz ki devrim ve komünizm adına atılan her mütevazi adım bir kıvılcım niteliğindedir . YDG’nin 13. Konferansını selamlıyoruz, dedi.
Kadıköy’den Komünistler