Suruç katliamının dördüncü yılında “Suruç için Adalet” başlığı altında birçok anma etkinliği düzenlendi. Bu dayanışma ağını güçlendirmek adına Yenibosna’da Mayısta Yaşam Kooperatifi de 1 Ağustos Perşembe günü bir etkinlik düzenledi. Bu etkinliğe KöZ dışında ESP, SGDF, Güney Kültür Merkezi, Suruç Gazileri ve HDP olmak üzere siyasiler katıldı. Anma etkinliğine Suruç’ta yitirdiğimiz devrimciler için saygı duruşunda bulunularak başlandı. Ardından Mayısta Yaşam söz alarak şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz dönemde mücadele ve dayanışma hayatın her alanında varlığını sürdürüyor. Bir yanda iş bulamayanlar, diğer yanda KHK’lar ile işlerinden edilip sivil ölüme mahkum bırakılanlar. Tüm bunlar yaşanırken de evlatları katledilen ailelerin verdikleri adalet mücadelesinde ayrımcılık etkisini azaltmıyor. Mayısta Yaşam olarak hiçbir safhada klasik bir STK’cı mantık ve vizyonla hareket etmedik. Eğitim sorununa da ayrımcılığa da aynı pencereden bakıp siyasi muhtevalarından ayırmadık. Dolayısıyla bugün Suruç ailelerinin adalet talebi bizim için birlikte mücadele edilmesi gereken meselelerin başında geliyor.”
SGDF adına konuşan arkadaş: “Suruç’a giden arkadaşlarımızın heybelerinde yalnızca oyuncak yoktu. Onlar Rojava Devrimi’ne katkıda bulunmak ve onu bu topraklara da taşıyabilmek düşüyle yola çıkmışlardı. Suruç bugün ayrıca bir önem taşıyor çünkü orada Gezi’nin çocuklarıyla Kobane’nin çocukları buluşacaktı. Yola çıkan düş yolcuları bugün bizi meydanlarda birleştiriyor ve ışık tutuyorlar. Faşizmle mücadele için bugün güçlenmemize katkı sağlıyorlar. Uzun süreden beri biz devrimciler artık polis karşısında geride kalan bir konumda değil, kendine güvenli ve kararlı bir duruş sergileyebildik Kadıköy’de.
KöZ adına söz alan yoldaş şunları belirtti: Suruç’u anarken o zamanın ve bugünün konjoktürünü iyi tahlil etmek büyük önem taşıyor. Zira Erdoğan’ın 7 Haziran’da “Seni Başkan Yaptırmayacağız” seçim kampanyasıyla aldığı yenilgi aslında Suruç ve sonrasında yaşanan saldırıların önemli bir nedenini oluşturuyor. Amed seçim mitingindeki patlama, Suruç, Ankara Gar Katliamı tüm bunların hesabı ancak sokakta birlikte ördüğümüz ve yükselttiğimiz bir mücadele ile sorulabilir. 20 Temmuz günü Kadıköy’de toplanmamız ve polis saldırısına rağmen bir arada kalıp direnç göstermemiz dahi şu an solun altını çizerek vurguladığı faşizm, güçsüz olduğu düşünülen sol tespitlerini boşa düşürüyor. Dmitrov’un anti-faşist analizlerin en büyük zaafının faşizmi neredeyse sadece ekonomizm ile açıklayan bir duruma sahip olması gibi şimdilerde faşizmi aşırı şahsi kulvara hapsetmesi. Şahıslar kendi nezdinde “faşist” olarak değerlendirilebilirler fakat bugün Türkiye’deki bu kullanım rejime işaret ediyor. Bu öyleyse faşizan disiplinli bir örgüt varlığını ve spesifik olarak topraklara geliş zamanını verebilmeyi gerektirirdi. Günümüze hakim faşizm söylemleri kitlelerin siyasetine doğrudan etkili bir kaçış, başka düşmanların peşine takılma yolu olarak kullanılıyor. Bu katliamların hesabı da siyaseten hapsedilmiş iradelerde değil, birlikte sokaklarda sorulabilir.”
ESP’den konuşan arkadaş şunları belirtti: “Öncelikle bugün burada böylesine bir etkinlik yapıldığı için çok mutluyum ve Mayısta Yaşam’a teşekkür etmek istiyorum. Arkadaşın da söylediği gibi düş yolcularının heybesinde yalnızca oyuncak yoktu, taşıdıkları ve bu topraklara umut olabilecek bir devrim hayali vardı. Gezi’nin çocukları aslında bir noktada devrime katılmaya ve onun etkilerini taşıma amacındaydılar. Bu devrimci direnç devleti rahatsız etti. Yanıbaşımızda olan kadın devriminin ülkemiz üzerindeki etkisi yıllardan beri yöneticilerin kirli işlerini kimi gruplara gördürmesine sebep oldu, en çok onları korkuttu.
Suruç gazisi bir arkadaş şöyle devam etti: “Bu etkinliğin düzenlenmesi bizim için çok kıymetli. Bizler devrim hayaliyle yola çıktık, bu yoldan dönmek olmadığı gibi mücadeleyi de sonraki kuşaklara aktarmaya hiç niyetimiz yok. Bizden sonrakilerin insanca, kardeşçe yaşayacağı bir dünya inşa etmek istiyoruz. Faşizme, zorbalığa karşı savaşta Suruç’ta yitirdiklerimiz yepyeni ve çok kararlı bir yol açtılar bize. Şimdi ise sokaklarda buluşma cesaretini bize aşılıyor. Sürmekte olan mücadelelerin tümü; Kaz Dağlarından, eşit eğitime her biri dayanışma ile kazanılacak. Dayanışma Yaşatır!”
HDP’den bir katılımcı şunları ekledi: “Burada aynı zamanda Suruç Aileleri İnsiyatifi adına konuşacağım. Bu tür anma etkinliklerinin düzenlenmesi ailelerin adalet mücadelelerinde daha da güçlü durmasını sağlıyor. Topraklarımızda Suruç’tan bu yana bir faşizm inşası üzerinde sistematik bir çalışma söz konusu ve faşizmin ayak sesleri artık daha güçlü duyulabiliyor yapılan gerici ittifaklarda da. Suruç aileleri insiyatifi kitleleri harekete geçirebilecek ve onları aşabilecek bir mücadelenin içinde. Biz aynı zamanda vakıflaşma yolunda da çeşitli tasarruflara giriştik bu tür bir emsalin tüm katliam mağduru ailelerin adalet arayışında oldukça etkili olacağını düşünüyoruz.
Güney Kültür Merkezi’nden söz alan arkadaş şunları belirtti: “Bugün Rojava’da yaşananların sonrasını da konuşmak yerinde olacaktır. Emperyalist devletlerin güdümüne ve müdahalesine açılması bizim bakışımızı değiştirmelidir. Neticede bu devletlerin kaygısı bizim sosyalist hedeflerimizden oldukça başkadır. Bunun haricinde biz devrimcilerin Türkiye’de bir devrimi yeşertmek için mücadele etmemiz gereklidir evvelce. .”
Yapılan konuşmaların ardından etkinlik Mayısta Yaşama sunulan teşekkürler ve birlikte mücadele etme temennileriyle sonlandı.

Yenibosna’dan Komünistler