(Bu yazı Köz Dergi’nin 3. sayısında yayınlanmıştır.)
Birinci Paylaşım Savaşı sırasında, “Savaşa Karşı Barış” şiarını yükseltme çabalarının sonucunda 5-8 Eylül 1915’te, İsviçre’nin Zimmerwald köyünde gerçekleştirilen konferansın temeli; Eylül 1914’te İtalyan Sosyalist Partisi (PSI: Partito Socialista Italiano) ve İsviçre Sosyal Demokrat Partisi’nin (SP: Sozialdemokratische Partei der Schweiz) katıldığı ve savaşı büyük güçlerin emperyalist politikasının bir sonucu olarak kınayan, barış çağrısında bulunan Lugano Konferansı’nda atılmıştı. Zimmerwald Konferansı’nı örgütleyen tarafsız ülkelerin sosyalist partilerinin niyeti, savaşa karşı devrimci bir eylem çizgisinde ortaklaşmak ve İkinci Enternasyonal’in yıkıntıları üzerine kurulacak yeni bir Enternasyonal için çağrıda bulunmak değil; tıpkı 1914’te Lugano’da, Stocholm’de ya da 1915’te Kopenhag’da dile getirdikleri gibi, silahsızlanma talebinde bulunmak ve Lenin’in çürümüş bir ceset olarak tanımladığı II. Enternasyonal’i savaşa karşı tutum almaya zorlamaktı. Fakat Lenin tarafından bir araya getirilmeye çalışılan, konferansta ayrı bir azınlık olarak yer alan sol blok, konferansın beklenilen doğrultuda gerçekleştirilmesine engel oldu ve onu, devrimcileri ılımlılardan ayıran çizgileri çekmek için bir sıçrama tahtası olarak kullandı.
Uluslararası Kadın ve Gençlik Konferansları
1915 baharında, İkinci Enternasyonal’in daimi organı Uluslararası Sosyalist Büro’dan (ISB: International Socialist Bureau) bağımsız olarak düzenlenen Uluslararası Kadın ve Gençlik konferansları Zimmerwald’in habercisiydi. 26 Mart günü Bern’de, Alman delegasyonu, RSDİP’in Bolşevik ve Menşevik üyeleri, Bağımsız İşçi Partisi (ILP: Independent Labour Party) ve İngiliz Uluslararası Kadın Konseyi’ni temsil eden İngiliz delegasyonu, Polonya-Litvanya Krallığı Sosyal Demokrasisi (SDKPiL: Socjaldemokracja Królestwa Polskiego i Litwy) Fransa, Hollanda, İsviçre ve İtalya’dan bireylerin katıldığı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, “Barış Lehine Uluslararası Dayanışma” konulu bir tartışma sırasında, üç ayrı akım zuhur etti. İngiliz delegasyonu, temel sorun olarak belirlediği savaşa karşı radikal pasifist bir muhalefet yürütülmesi gerektiğini öne sürerek sağ kanadı temsil etti. Bolşevikleri destekleyen SDKPiL’den Anna Kamenska hariç, çoğunluğun desteklediği merkezci tutum, uluslararası sınıf mücadelesi prensibine bağlılığını ifade etse de mevcut durumda kitlelerin “kafasını karıştıracak” tutumlardan kaçınarak barış talebinin vurgulanması gerektiğini belirtti. Bolşevikleri temsilen Inessa Armand, sosyalizmin yerine milliyetçiliği koyan ya da pasifist bir çizginin takipçisi olanlarla uzlaşmayı kesin bir şekilde reddederek savaşı içsavaşa çevirmek için faaliyet yürütmenin gerekliliğini vurguladı. Armand’ın sunduğu, Lenin tarafından kaleme alınmış gündem kararlarının savaş kredilerinin reddedilmesi, kitlesel protesto eylemlerinin desteklenmesi gibi taleplerinin yanında temel vurgusu; emperyalist savaşın sebep olduğu yıkımdan kurtulmak isteyen proleter kadınların barış isteğinin savaşa karşı ayaklanmaktan, sosyalizm mücadelesi yürütmekten geçtiğiydi. Menşevikler tarafından, barışı tek başına geçerli bir hedef olarak sunmadığı; Clara Zetkin tarafından ise sonuçlarının bir kadın konferansının yetki alanını aştığı gerekçesiyle eleştirilen kararlar oybirliğiyle reddedildi. Clara Zetkin’in, anavatan savunmasını proletaryanın çıkarlarıyla uzlaştırılamaz olması açısından reddeden ama buna karşılık soyut bir barış talebi sunmaktan öteye gidemeyen, örgütsel bölünme konusuna hiç değinmeyen ve Bolşevikler tarafından ilkeli bir bakış açısından çok uzak olduğu vurgulanan kararları kabul edildi. 29 Mart’ta sona eren konferans, Zimmerwald hareketine temel oluşturan konferanslardan biri oldu.
Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’ndan bir hafta sonra Bern’de, on farklı ülkeden delegelerin toplandığı Uluslararası Sosyalist Gençlik Konferansı’nda, Bolşeviklerin konumu öncekinden farklı değildi. Robert Grimm[1]İsviçre Sosyal Demokrat Partisi üyesi. ve Angelica Balabanov[2]İtalyan Sosyalist Partisi üyesi. tarafından sunulan ve oybirliğiyle kabul edilen “Savaş ve Sosyalist Gençlik Örgütlerinin Görevleri” konulu gündem kararlarını eleştirenler yalnızca Bolşevikler ve SDKPiL temsilcileriydi. Gençlik hareketi açısından büyük yankı uyandıran “silahsızlanma” talebine ütopik ve yanıltıcı olduğu gerekçesiyle sadece Bolşevikler karşı çıktı. Tüm önerge girişimleri reddedilen Bolşeviklerin, kabul edilen kararlarda, sosyalist gençlerin Burgfrieden’e[3]İç barış karşı olduklarını beyan eden bir cümlenin eklenmesi talebinin onaylanması az da olsa etki uyandırdıklarının bir göstergesiydi. Fakat asıl önemli olan, her iki konferansta da hâkim olan genel bir muhalefet hareketi, barış ve silahsızlanma stratejisi ile inatla, “Savaşa Karşı İçsavaş” diyerek somut bir çağrıda bulunan devrimci çizgi arasındaki farkların belirginleşmesiydi. Uluslararası solla ilk resmi etkileşimlerinde bu net yaklaşımlarını gösteren Bolşeviklerin yalnız kalması Lenin’e bu devrimci çizgiyi sorgulatmak şöyle dursun; onun, bu yolda ilerlemeye, ılımlı muhalefetin pasifist çizgisine karşı verdikleri savaşı sürdürmeye ve çürümüş olan İkinci Enternasyonal’in yerine yeni bir enternasyonal kurmaya dair inancının ateşini körükledi.
Zimmerwald Konferansı
Lenin, 1915 Haziran’ına kadar, ılımlıların aşırı sola karşı kendini belli eden düşmanlığının baskın olduğu genel bir muhalefet toplama çabalarına dahil olmadı. “sivil ateşkes değil, sınıf savaşı” diyen Grimm’in sınıf savaşı ilkesine bağlılığı, proletaryanın mücadelesine hiçbir faydası dokunmayan barış sloganlarını tekrar ederek savaşı lanetlemek anlamına geliyordu. Grimm, örgütsel bölünmelere ve “rakip” olarak tanımladığı yeni bir enternasyonalin kurulmasına karşı çıktı. Dolayısıyla, toplanacak bir konferansın örgütsel bir kopuş anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Grimm’in sınıf savaşının nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin görüşlerinden ortaya çıkan siyasi sonuçlar onu, Lenin’in barışın sağlanması için öncelikle bir dizi proleter devriminin gerçekleşmesi doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini belirten çizgisinden kesin bir şekilde ayırıyordu.
Radek, genel bir muhalefet konferansının örgütlenmesinden izole edilen Lenin’i, Bolşevikleri ön toplantıya davet etmeyen Grimm’in konferansın toplanmasına dair planlarından haberdar etti. Bunun üzerine Lenin; Bolşeviklerin davet edildikleri anda katılmaları, kendi hükümetlerine karşı devrimci eylemin gerekliliğini savunanlarla bir araya gelmeleri, “Kautskici aptalların” önüne kendi kararlarını koymaları, konferansta iki ya da üç konuşmacıyı öne çıkarmaları gibi taktiklerden oluşan bir katılım taslağı hazırladı. Temelinde, anavatan savunması yanlılarından bile fazla hor gördüğü ılımlı muhalefetin barış çağrısına karşı vermeyi sürdürecekleri kavga vardı.
11 Temmuz’da Bern’de gerçekleştirilen, yalnızca yedi delegenin katıldığı, Grimm’in uluslararası bir konferans düzenleme niyetinden bahsederek açtığı ön toplantıda Bolşeviklerin sözcüsü olan ve sol kanatta tamamen izole edilmiş bir konumda bulunan Zinovyev, barış için mücadele etmenin gerekliliğinden bahsedenlere karşı devrimci eyleme bağlılıkta ısrar etti ve ilkelerin kesin çizgilerle belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Zinovyev, ikinci bir ön toplantıya davet edilmesi gerektiğini düşündükleri Tribunistler[4]David Wijnkoop, Willem van Ravesteyn ve Jan Ceton tarafından çıkarılan, SDAP’nin (Sociaal-Democratische Arbeiderspartij – Hollanda Sosyal Demokrat İşçi Partisi) revizyonist çizgisini … Continue reading, Sırbistan Sosyalist Partisi, Almanya Uluslararası Sosyalistleri (ISD: Internazionale Sozialisten Deutschlands), Letonya Sosyal Demokrat Partisi, SDKPİL ve İskandinav Gençlik Grubu’ndan oluşan, Lenin’in bir araya getirmeyi umduğu sol grupların listesini içeren bir tasarı sundu fakat bu, ISB üyeliğinin bir katılım kriteri olarak gerektiği gerekçesiyle reddedildi. İkinci Enternasyonal örgütlerinden bir kopuş sağlama fikri çoğunluğun kabullenmediği bir şeydi.
Zimmerwald Konferansı’nın toplanacağı güne kadar Grimm ve Morgari konferansta ağırlıklı olarak ılımlı bir yönelimin hâkim olması yönünde çalışmalarda bulunurken; Lenin ve Zinovyev, sol blok için birleşme noktası olarak öne çıkacak teorik bir tutum etrafında safları sıklaştırmak için çalıştı. Lenin, Zinovyev ile birlikte, parti platformunun Zimmerwald Konferansı’nda dağıtılacak olan “Sosyalizm ve Savaş” broşürünü hazırladı. Broşür, savaşların son bulmasının, barışın sağlanmasının, sınıflar ortadan kalkmadan ve devrim olmadan mümkün olmadığı argümanıyla başlıyordu. Barış talebinde bulunan herkesin kendi hükümetine karşı bir içsavaştan yana olmak ve bu doğrultuda kararlı bir şekilde çalışmak zorunda olduğunu ifade ediyordu. İçsavaş sloganının tumturaklı bir söz değil; devletlerin halihazırda içinde bulunduğu çatışma döngüsünün yerini sınıf savaşı verilerek kurulacak olan sosyalizmin alması için devrimcilerin önünde bütün somutluğuyla duran bir görev olduğunu ve bunu görmezden gelmek isteyenlerin barış sloganının arkasına sığındığını dile getirdi. Lenin, dönekliklerini apaçık belli eden sosyal şovenlerden ziyade ılımlı muhalefete karşı verilecek asıl kavga için ortak ilkelerden oluşan beyanının çok önemli olacağını düşündüğü sol blokun, etrafında toplanacağı teorik çalışma ve devrimci programı geliştirmeye çalıştı. Fakat bu kavgayı verecek unsurların bir araya gelmesi hiç de kolay olmadı.[5]Lenin’in Zimmerwald Solu’na dahil etmek için çabaladığı Hollandalı Tribunistler, “merkezci” Grimm tarafından düzenlendiği gerekçesiyle konferansa katılmayı reddetti. Bulgarian … Continue reading
İkinci bir ön toplantıdan vazgeçilmesi üzerine 5 Eylül’de Zimmerwald’de toplanan konferansa 11 ülkeyi temsilen 38 kişi katıldı. Ilımlılar ve radikaller arasında bir dengenin kurulabilmesi için önemli olan prosedürlere ilişkin teknik meseleler, savaşa karşı belirlenmesi gereken siyasi hedefler ve savaş karşıtı hareketin İkinci Enternasyonal ile kurumsal ilişkisi olmak üzere üç konu etrafında toplanan tartışmalar dört gün sürdü.
Karl Liebknecht’in “İç Barış Değil, İçsavaş” şiarını içeren, yeni bir enternasyonalin kurulması için çağrıda bulunan mektubu yüksek sesle okunduğunda alkışlayan çoğunluk aslında, kitlelerin barış sloganı altında birleştirilmesini savunan, ISB’nin hayali varlığını kınayan ama yeni bir enternasyonal kurma yolunda atılacak hiçbir adımı da onaylamayan Grimm’le aynı çizgiyi paylaşıyordu. Georg Ledebour[6]Zimmerwald’ın tek amacının İkinci Enternasyonal’i restore etmek ve barış için faaliyette bulunmak olduğunu belirtti. ISB ile işbirliği içerisinde olunması gerektiğini söyledi. arkasındaki Alman çoğunluk, PSI delegasyonu ve Menşevik delegeler pragmatik taktiklerin benimsenmesinin gerekli olduğunu dile getirdi. İsveç ve Norveç gençlik grupları, devrim olmadan savunulacak barışın “ütopik” bir talepten öteye gitmeyeceğini açıklayan ve savaşa karşı kitle eylemi çağrısında bulunan kararlarını açıkladılar.
Konferansın “Proletaryanın Barış Eylemi” gündemine ilişkin Radek, devrim olmadan barışın sağlanmasının imkânsız olduğunu belirten, dolayısıyla da hedefin barış değil devrim olması gerektiğini vurgulayan kararlarını okuduğunda; Grimm bu kararları, “Parti yoldaşları için mi yoksa geniş işçi kitleleri için mi bir manifesto hazırlıyoruz?” diye sorarak eleştirdi. Ledebour, orada bulunma amaçlarının yeni bir enternasyonal kurmak değil, Uluslararası Sosyalist Büro’nun yerine getirmediği görevleri üstlenmek olduğunu söyledi. Henriette Roland-Holst[7]SDAP üyesi. Hollanda solundan Zimmerwald Konferansı’na katılan tek temsilci., Radek’in sunduğu kararların “mezhepçi” eğiliminden üzüntü duyduğunu dile getirdi. Serrati, savaş tüm gerçekliğiyle karşılarında duruyor olmasaydı Lenin’in kararları için oy kullanacağını belirtti. Merrheim, uygulanamayacak kısıtlı formüller değil proletaryanın yürüteceği bir barış eylemi istediklerini söyledi. Savaşa karşı devrimci bir tutum almaktan açıkça kaçınan ılımlılar ile azınlıkta kalmasına rağmen devrimci çizgiden ödün vermeyen, daha sonra kendisini “Zimmerwald Solu” olarak tanımlayacak sol blok arasında büyüyen anlaşmazlık üzerine Troçki ve Roland-Holst devrimci hedefleri onaylayan ancak kitleleri mücadeleye çekmek için barış talebinin öne çıkarılması gerektiğini vurgulayan, revizyonizmi açıkça teşhir etmeyen ve barış için devrim çağrısında bulunmayan orta yolcu bir karar hazırladılar. Bu karar, Lenin’in dahil olduğu Zimmerwald Solu tarafından onaylandı fakat yetersiz olması ve hareketi oportünizmden açıkça ayırmadaki başarısızlığı açısından eleştirildi. Herkes tarafından kabul edilen metin, Zimmerwald Manifestosu hâline geldi ve bir broşür olarak geniş çapta dağıtıldı.
Savaş karşıtı faaliyetleri koordine etmek için uluslararası bir komisyon oluşturulmasına karar verildi. Bu konuda da Zimmerwald Solu ile ılımlılar arasında bir anlaşmazlık yaşandı. Sol, Uluslararası Sosyalist Komisyon’un (ISC: International Socialist Commission) yaratılmasının üçüncü bir enternasyonali kurma yönünde bir adım olduğunu vurgularken, ılımlılar ISB’ye meydan okumaktan kaçındı ve ISC’nin yalnızca haberleşmeyi sağlamak üzere teknik bir anlamı olması konusunda ısrar etti. Zimmerwald solundan hiçbir temsilcinin yer almadığı daimi üyeler komisyonundan Grimm, ISC’nin görevinin barış için uluslararası faaliyetleri koordine etmekten ibaret olacağını açıkladı.
Sonuç olarak, savaşa karşı barış için oluşturulacak birliğin temellerinin atılmasının beklendiği Zimmerwald Konferansı, savaş karşıtı solun içerisinde, sınıf savaşını yok sayıp pasifist bir çizgiye sığınanlar ve İkinci Enternasyonal’i restore etme amacını güdenlerle; devrimci ilkeleri yalnızca sözde değil eylemde de savunacak üçüncü bir enternasyonalin gerekli olduğunu dile getirenler ve barış için devrim fikrini öne çıkaranlar arasına çekilecek kesin bir çizginin tohumlarının atıldığı bir konferans oldu. Konferansın ardından Lenin, Zimmerwald’in öneminden bahseden fakat aynı zamanda çoğunluğun kitlelere gerçekleri söyleme konusundaki yüreksizliği ve uyandırılması gerektiği vurgulanan devrimci mücadelenin yöntemlerinin ne olduğunu belirtmedeki eksikliğine değinen “İlk Adım” isimli bir makale yazdı. 9 Kasım’da Zimmerwald Solu adına, Sol’un kararları ve manifestosunu içeren, “İşçi Sınıfının Görevleri Üzerine Zimmerwald Solu” alt başlıklı broşür yayımlandı. Grimm etrafında toplanan ılımlı çoğunluğa karşı Zimmerwald Solu’nun meydan okuma çabalarının etkisiyle sosyal demokrat örgütlerde gruplaşmalar meydana geldi ve sol kanatta devrimci hizipler oluştu.
Der Vorbote
Zimmerwald Solu’nun ılımlılara karşı verdiği mücadelesinin girişimlerinden biri uluslararası teorik bir dergi kurma çabasıydı. Radek’in dergi için Hollanda soluyla irtibat kurmasının ardından, derginin baş redaktörleri Pannekoek ve Roland-Holst; redaktör yardımcıları ise Lenin, Van Ravestejn, Radek, Troçki, Wijnkoop oldu. İlk hedefi yeni bir enternasyonal için doğru bir teorik çizgi üzerinde anlaşmak ve uluslararası sol için konuşmak olarak belirlendi. Bir dünya sosyalist hareketinin öncüsü olmayı amaçlayan Der Vorbote’nin arka planında ulusal soruna ilişkin bir anlaşmazlık patlak verdi.
İkinci Enternasyonal içerisinde, ulusların kendi kaderini tayin hakkı konusunda üç ayrı tutum ortaya çıkmıştı. Bolşeviklerin, ulusların kendi kaderini tayin hakkının savunulması gerektiğine dair görüşü, Lenin’in bu hakkın Avrupa haricinde de uygulanması ve şovenizme karşı ulusal kurtuluş mücadelelerine destek verilmesi gerektiği argümanlarıyla şekillendi. Avusturya-Marksist okulunun temsilcilerinden Otto Bauer ve Karl Renner sosyal demokrasinin, konunun çokuluslu bağlamını görmezden gelen evrensel formüllerine karşı çıktılar. Renner ulus için “kültürel topluluk” kavramını kullanırken; Bauer, “kader topluluğu” kavramını kullandı. Ulusal farklılıkların sosyalist sistem altında da devam edeceğini, dolayısıyla ulusların demokratikleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Kendi kaderini tayin etme kavramının, altında sosyokültürel temellerin olduğu bir meseleyi çözmek için yetersiz kaldığını savundular. UKKTH’yi savunmayı sınıf savaşı ve toplumsal devrime bir ihanet olarak kabul eden tutum ise Rosa Luxemburg liderliğindeki Polonya sosyal demokrat hareketinin sol kanadıyla ilişkiliydi. UKKTH’nin savunulmasının proletaryanın mücadelesini bölmeye ve zayıflatmaya neden olacağını iddia eden Luxemburg, köklerinin emperyalist dünya ekonomisinde yattığını vurguladığı sömürgeci baskının, “dar görüşlü milliyetçiliği teşvik ederek” ortadan kaldırılamayacağını savunarak Lenin’e karşı geldi. Nikolay Buharin de, İkinci Enternasyonal’in sol kanadı adına konuşan ve UKKTH konusunda bir dizi Bolşevik tarafından da desteklenen Luxemburg’la aynı tutumu paylaşıyordu.
Tartışma; UKKTH’yi savunmanın işçi hareketini böleceğini iddia eden görüş ile bölmek şöyle dursun, bunun, proletaryanın mücadelesini güçlendiren bir talep olduğunu vurgulayan arasındaydı. Luxemburg, Radek ve Buharin İkinci Enternasyonal’in referanslarına bağlı bir tutuma sahiplerdi. Luxemburg, 1916’da “Junius” mahlasıyla yayımlanan “Sosyal Demokrasinin Krizi” isimli broşüründe, özerk ulusal toplumların ancak sosyalist sistemde var olabileceğini, sömürgeci dünyada ulusal kurtuluşun emperyalizmin yenilgisini ya da sosyalizmin zaferini sağlamayacağını, emperyalizm çağında ulusal kurtuluş mücadelelerinin mümkün olmayacağını savundu. Lenin, bu argümanlara yanıt veren bir dizi makalesinde, kendi kaderini tayin hakkının emperyalist sistemde gerçekleştirilemeyeceğine dair görüşe karşı çıktı. Ulusal kurtuluş hareketlerine dair, proletaryanın, emperyalist güçler tarafından ezilen uluslar ve sömürgeler için kendi kaderini tayin hakkını sonuna kadar desteklemesi, ezen ulusların içerisindeki sosyalistlerin ezen ulusların işçileriyle “tam ve koşulsuz” bir birlikteliği sağlamak için çabalaması ve sosyalistlerin “burjuva demokratik ulusal kurtuluş hareketleri içindeki daha devrimci unsurları” desteklemeleri ve emperyalizme karşı silahlı bir mücadele yürütmelerine yardımcı olmaları gibi üç taktikten bahsetti. Esas olarak, kendi kaderini tayin hakkının diğer bütün demokratik talepler gibi devrimciler tarafından proletaryanın iktidarı alma mücadelesinde kullanılması gereken demokratik bir talep olduğunu vurguladı.
Üçüncü Enternasyonal’in İkinci Enternasyonal’den ayrılan temel noktalarından birini oluşturacak olan ulusal sorun hakkındaki tartışmaların Zimmerwald Solu’nu bölücü sonuçları oldu. Vorbote’nin, dergiyi Zimmerwald Solu ile ilişkilendiren fakat aynı zamanda Radek’in, Lenin’in ulusal soruna ilişkin görüşlerini eleştiren bir makalesinin bulunduğu ilk sayısına Lenin; yardımcı redaktörleri “katkıda bulunanlar” statüsüne indirerek yazı kurulunu yeniden düzenleyen Pannekoek ve Roland-Holst’a bir mektup göndererek tepki gösterdi. Roland- Holst’un mektuba verdiği yanıt, derginin sayfalarının Lenin’e hep açık olacağıydı. Vorbote’nin ikinci ve son sayısında Bolşevik Merkez Komitesi’nin, Radek’in ve SDKPiL’nin ulusal sorun hakkındaki argümanları yer aldı.[8]Lenin’in “Sosyalist Devrim ve Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” metni. Radek’in uluslararası sol için açık bir forum olması gerektiğini düşündüğü, Lenin’in ise Zimmerwald Solu’nun merkezî organı olarak harekete geçirmeye hizmet edecek bir araç olması için uğraştığı derginin sonunun gelmesiyle, Zimmerwald Solu bağımsız bir merkezî organdan yoksun kalmış oldu.
Avrupa Sosyal Demokrasisi İçerisinde Gruplaşma
Zimmerwald Konferansı sonucunda Avrupa sosyal demokrasisi içindeki gruplaşma süreçlerinden biri Almanya’da gerçekleşti. 1916’da Alman işçi hareketi; SPD’nin (Sozialdemokratische Partei Deutschlands – Almanya Sosyal Demokrat Partisi) anavatan savunması çizgisinin arkasında duran çoğunluk, Spartaküs Birliği, ılımlı muhalefet çizgisindeki Çalışma Grubu ve Zimmerwald Solu ile özdeşleşen Almanya’nın Bremen Sol Radikalleri ve Almanya Uluslararası Sosyalistleri olmak üzere dört ayrı akıma bölünmüştü. 1914’te, SPD’nin anavatan için savaşılması gerektiği üzerine açıklamasını okuyan Hugo Haase 1916’da savaşı kınadığını açıklayarak önceki tutumunu değiştirmesiyle anavatan savunması yanlıları tarafından fraksiyondan atıldı. Bunun üzerine, Kautsky, Dittmann, Ledebour, Bernstein, Jozef Herzfeld ve Ewald Vogtherr tarafından desteklenen Haase, Sosyal Demokrat Çalışma Grubu’nu kurdu.
14 Ağustos 1914’te Alman hükümetinin savaş kredilerini onaylayan Almanya Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPD: Sozialdemokratische Partei Deutschlands) karşı çıkan Spartaküs Birliği, Luxemburg’un yazdığı “Junius Broşürü” ile 4 Ağustos politikasını revizyonizmin bir göstergesi olarak kınadı. Spartakistler, emperyalist rekabetin bir sonucu olarak gördükleri savaşa karşı diplomatik çözümlerin beyhude olduğunu vurguladı ve emperyalizme, yeni bir enternasyonal tarafından koordine edilecek devrimci kitle eylemleriyle meydan okunabileceğini savundu. Söz konusu olanın eski parti ya da yeni parti, bölünme ya da birleşme değil; partinin kitlelerin isyanıyla kazanılması olduğunu dile getiren birlik, örgütsel bölünmeye karşıydı. Luxemburg, devrimci bir enternasyonalin yaratılması konusunda Lenin’le ortaklaşsa da bunun nasıl gerçekleşeceğine dair görüşleriyle ondan ayrılıyordu. Enternasyonalin varlığı için örgütsel bir kopuşun gerekli olmadığını, yeni enternasyonalin ancak kitle eylemleriyle yaratılabileceğini savundu. Yükselen işçi hareketinin oportünizmi silip süpüreceği anlayışına bağlı olan Luxemburg’un etrafında toplanan ve benimsedikleri yaklaşım yüzünden siyasi mücadele vermekle uzaktan yakından ilgisi olmayan Spartakistler, parti içi muhalefet rolünü benimseyerek savaş karşıtı ajitasyon çalışmasında bulunmakla yetindiler.
Almanya’da ılımlı muhalefet ile devrimci sol arasındaki bölünmenin habercisi Bremen’deki bölünmeydi. Bremen seksiyonunun ılımlı kanadının lideri Alfred Henke, Çalışma Grubu’nun üyesiydi. Birinci Paylaşım Savaşı ile birlikte SPD’den büyük ölçüde farklı bir yola giren, Johann Knief liderliğindeki Bremen Sol Radikalleri ve Borchardt ise, Spartaküs Birliği’nin aksine, Haziran 1916’da, merkezden ayrılarak bağımsız bir sol radikal örgüt kurdu. Merkezci muhalefeti eleştiren grubun merkez organı Bremer Arbeiterpolitik (Bremen İşçi Programı) Zimmerwald Solu’nu desteklemeye başladı.
Almanya’daki muhalefet hareketi ile karşılaştırıldığında görece zayıf olan Avusturya muhalefetinde de Almanya’dakine benzer bir gruplaşma süreci yaşandı. 1916’da, Avusturya Sosyalist Partisi’nin ılımlı muhalefeti savaşı desteklemediğini beyan ederek anavatanın savunulmasından yana olan çoğunluğa meydan okudu. Zimmerwald faaliyetinin arkasında duran Friedrich Adler grubunun kurduğu gayri resmi bir Karl Marx Derneği (Verein Karl Marx) içerisinde, Fritz Koritschoner’in önderliğindeki, “Sol Radikal Eylem Komitesi” ismini alan akım Zimmerwald Solu’na yaklaştı.
Zimmerwald Solu, İngiltere’de Henry Hyndman ile Ledebour ve Morgari gibi ılımlı Zimmerwaldcıların takipçisi, yeni bir enternasyonali reddeden ve savaşın barışla sonuçlandırılması için işçi sınıfının birleştirilmesi talebinde bulunan Edwin Fairchild liderliğindeki “Enternasyonalistler” arasında bölünmenin yaşandığı İngiliz Sosyalist Partisi’nin sol kanadında kendine destekçi bulabildi.
Devam eden savaşa karşı eylemlerin görülme sıklığı artıp anavatanın savunulmasından yana olanların dayanak noktaları sarsılırken, Zimmerwald hareketinin arkasında barış stratejisini destekleyenler çoğalmakta Zimmerwald Solu’nun tabanını genişletme kabiliyeti sınırlı da olsa gelişme göstermeye devam etmekteydi.
Kienthal Konferansı
1916’da savaşın yarattığı çıkmazla birlikte Zimmerwald ılımlıları ile Zimmerwald Solu arasındaki ayrım giderek netleşiyordu. İkinci bir genel konferans planlandığını duyuran ISC, konferansın, işçilerin halihazırdaki örgütlerinden ayrılmasına değil; onların bu örgütler içerisinde manevi yenilenmesine hizmet edeceğini belirtti.
24 Nisan 1916’da İsviçre’nin Kienthal köyünde gerçekleştirilen, yedi ülkeyi temsilen kırk üç kişinin katıldığı konferansta üç ayrı akım vardı: Yeni bir enternasyonalin gerekliliğini güçlü bir şekilde vurgulayan Zimmerwald Solu, ISB ile işbirliği yapmak gerektiğinde ısrarcı olan sağ kanat ve iki grup arasında, Grimm, Martov, Balabanov etrafında toplanmış Zimmerwald merkezi.[9]Ulusal sorun hakkında anlaşmazlık yaşayan Bolşevik ve SDKPiL-Bölge Başkanlığı temsilcilerinin egemenliğindeki Zimmerwald Solunda Bolşevikleri temsilen Lenin, Zinovyev, Armand; … Continue reading
Grimm’in sosyalist örgütlerin çöküşünün yaşandığı bu dönemde kaçınılmaz olarak anlaşmazlıklara yol açacak yeni ideolojik arayışların Zimmerwald hareketinin olası başarılarının önüne geçmemesi gerektiğinden bahseden konuşmasıyla açılan konferansta, “Proletaryanın Barış Sorununa Yönelik Tutumu” gündemine ilişkin yedi farklı karar sunuldu. Grimm, bir yandan kapitalist sistemde barış arayışının ütopik olduğuna dikkat çekerek sınıf mücadelesini vurgularken bir yandan da sosyalist bir barış girişimi için müzakere edilmiş bir ateşkesin olumlu bir hedef olacağından bahsederek orta yolculuğunu konuşturdu. Bir diğer karar Zimmerwald Solu tarafından sunuldu. Bu karar, Grimm’e cevap olarak emperyalist ülkeler arasındaki bir anlaşmadan başka bir anlama gelmeyecek olan “demokratik” barışın bir yanılgıdan ibaret olduğunu vurgularken, proletaryayı kapitalizme karşı kararlı bir saldırı için örgütlemeye ve savaşmaya çağırıyordu.
Sunulan kararlar konusunda bir uzlaşma sağlanmadan kapanan tartışmanın ardından, barış meselesine ve ISB ile Zimmerwald hareketi arasındaki ilişkiye dair metinler kaleme almak üzere iki tasarı komisyonu atandı. Barış sorunu çözülmeden kalırken, ISB ve Zimmerwald hareketi arasındaki ilişkiye dair komisyon çoğunluğu tarafından onaylanan metin hakkında konuşuldu. Zimmerwald hareketinin ISB’yle bir ilişki kurması için beş koşul sıralayan metin, ISB’ye harekete geçme çağrısında bulunuyordu. Önerilen beş koşula göre, 1) sosyalist harekete zarar veren ISB üyelerinin istifası gerekliydi, 2) ISB, savaş kredilerine karşı çıkmalıydı, 3) müzakere edilmiş barış hedefini onaylamalıydı, 4) Burgrieden’i terk etmeliydi, 5) burjuva devletlerde bakan olarak görev yapan üyeleri ihraç etmeliydi. Bu kararlara karşılık, Warszawski, Thalheimer ve Lenin’den oluşan tasarı komisyonu tarafından onaylanan kararlar, “baştan aşağı saldırgan ve rezil” olarak tanımladığı ISB ile işbirliğinin Zimmerwald kararlarına aykırı olacağını beyan ediyordu. İki karara ek olarak hazırlanan dört karardan biri Hoffmann ve Serrati’ye aitti. Bu konuda, Soldan ayrılan Serrati ve “Biz üçüncü bir enternasyonal değiliz” diyen Hoffmann’ın metni, ISB ile çalışmayı destekliyordu. Lapinski ve Zinovyev’e ait metin yeni bir barış girişimini destekleme veya reddetme kararının ISC’nin genişletilmiş komitesine bırakılmasını öneriyordu. Zimmerwald hareketinin ISB ile ortak çalışmasının gerekli olduğunu düşünenlere, ISB’nin himayesinde bir barış eyleminin gerçekleştirilmesini destekleyenlere karşı Lenin, komisyonun çoğunluğu tarafından onaylanan kararını okuyan Lazzari’nin, hareketi “siyasi olarak ölü” unsurlarla yeniden inşa etme girişimini eleştirdi ve Radek’le birlikte ISB’nin “sosyal şovenistliklerini” reddettiklerini belirttiler. Bu konuda nihai bir kararın oluşturulması için Zinovyev, Serrati, Nobs ve Lapinski’den oluşan yeni bir tasarı komisyonu; ISB’nin eylemsizliğini eleştirip ortak çalışmayı “prensip olarak” değerlendirip Zimmerwald hareketinin İkinci Enternasyonal’e karşı tutumu hakkında tek kelime etmeden suya sabuna dokunmayan bir metin kaleme aldı.
Sağı temsilen Modigliani’nin, merkezi temsilen Meyer’in ve solu temsilen Radek’in bulunduğu bir başka tasarı komisyonu Kienthal manifesto metnini hazırlamakla görevlendirildi. “Yıkıma ve Ölüme Sürülen İnsanlara” başlıklı manifesto, savaş kredilerini kınıyor, ISB’yi eleştiriyor ve gelecekteki savaşları önlemenin tek yolunun proletaryanın iktidarı ele geçirmesiyle sağlanacağını belirtiyordu. Lenin, bu yönlerden Zimmerwald Sol’un barış sorununa karşı tutumunu yansıtsa da ateşkes ve barış görüşmeleri talebiyle sonlanan bu manifestoyu birçok kusuruna rağmen sosyal-yurtseverlerle bir kopuşa doğru ileriye atılmış bir adım olarak yorumladı ve Kienthal konferansının sonuçlarını bir önceki konferansa göre daha olumlu buldu.
1 Mayıs 1916’da, Avrupa’nın birçok şehrinde, savaşın yarattığı yıkıma karşı öfkelenen kitleler barış talebiyle sokağa çıktı. Sosyalizmin konferanslardan, manifestolardan değil; kitle eyleminden ve mücadeleden oluştuğunu vurgulayarak Kienthal Konferansı’nı eleştiren ve Zimmerwald Soluyla bağlantı kurmayı reddeden Spartaküs Birliği’nin çağrılarına yanıt olarak on binden fazla insan Berlin’de Potsdamer Platz’da toplandı. Yaz boyunca açlık grevleri, mitingler birbirini takip etti. Lenin, Zimmerwald çoğunluğunun bölünmeyi kabul etmediği taktirde bu yükselen kitlesel protestoların amacına ulaşamayacağını söyledi. Bu hedefte hareket eden Zimmerwald Solu’nun Kienthal ile Rusya’daki Şubat Devrimi arasındaki süre boyunca bağımsız sol radikal örgütlerin yaratılması yolundaki çalışmaları, kitlelerin giderek artan öfkesiyle güçlendi.
4 Ağustos politikasının dayanak noktalarının hızla çökmeye başladığı Avrupa solunda, SDP, SDAP, İsveç Sosyalist Partisi, BSP gibi partilerde bölünmeler yaşandı ve bunun sonucunda radikal sol partiler kuruldu. Her önemli ulusal harekette, hâlâ azınlıkta olmasına rağmen giderek güç kazanan devrimci solla uyumlu bir sol radikal hizibin ortaya çıkması Zimmerwald Solu açısından önemli bir gelişmeydi.
Militarizm Sorunu
İsviçre’de ikamet ederken, SPS’nin bir iç tartışmasına ilişkin Grimm’in militarizm sorunu hakkındaki tezlerine bir alternatif geliştiren Lenin; genel silahsızlanmayı savunan Hollanda Tribunistleri, İsveç Sol Sosyalistleri, Britanya Sosyalist Partisi (BSP: British Socialist Party) gibi Zimmerwald Solu ile bağlantılı grupların aksine, silahsızlanmaya karşıydı. Emperyalizmin yenilgisi için devrimci içsavaşların ve ulusal kurtuluş savaşlarının gerekliliğini vurgulayan Lenin, silahsızlanma talebinin burjuva pasifizminin bir ürünü olduğunu, sınıflı toplumun çatışmalarını ve devrimci bir dönüşüm ihtiyacını görmezden geldiğini dile getirdi. Devrimin ancak doğrudan şiddete bağlı, zorla yönetim anlamına gelen proletarya diktatörlüğüyle başarıya ulaşabileceğini reddetmenin ve silahsızlanma çağrısı yapmanın örtülü bir oportünizm biçimi olduğunu, devrimci savaşı reddetmek ve proletaryayı silahsız bırakmak anlamına geldiğini savundu. Bu gerçeklerin üstünü örtmenin Zimmerwald ve Kienthal’in eksikliklerinden biri olduğunu vurguladı.
Ocak ayının sonlarında Zimmerwald Solu adına Lenin’in askerî sorun hakkındaki siyasi çizgisiyle ortaklaşan bir broşür yayımlandı. Fakat Lenin’in Zimmerwald Solu’nun unsurlarının kendilerini bağımsız bir grup olarak ilan etmesi gerektiği çağrısı bir kez daha yanıtsız kaldı. Avrupa sosyalist hareketinde yaygın olan bağımsız hiziplerin etkisiz kalmaya mahkûm olacağı düşüncesi ve birlik prensibine körü körüne bağlılık özerk bir solun ortaya çıkmasını engelledi.
Sonuç olarak, 1914’te sosyal yurtseverlerin nefretle, sosyal demokrat merkezin şüpheyle ve olağanüstü bir sessizlikle karşıladığı “Emperyalist Savaşı İçsavaşa Dönüştürün!” şiarının doğruluğu 1917’de Lenin’e göre artık yalnızca körler tarafından görülemeyecek bir gerçekti. 1917 devrimleriyle birlikte ayakta kalmasının temellerinin güçlendiği uluslararası komünist hareketin kökleri, sol muhalefetin 1914’ten itibaren Birinci Paylaşım Savaşı’na karşı savunduğu çizgide yatıyordu. Üçüncü Enternasyonal’in kökleri ise, azınlıkta kalmasına ve zaman zaman genel çizgisinin ideolojik anlaşmazlıklarla bozulmasına rağmen siyasi bir kimlik oluşturmayı başaran, yozlaşmış İkinci Enternasyonal’e bir alternatif arayan, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde sol radikal hiziplerin ya da partilerin ortaya çıkmasının öncüsü bir eğilim olan Zimmerwald Solu’nda aranabilirdi.
References
↑1 | İsviçre Sosyal Demokrat Partisi üyesi. |
---|---|
↑2 | İtalyan Sosyalist Partisi üyesi. |
↑3 | İç barış |
↑4 | David Wijnkoop, Willem van Ravesteyn ve Jan Ceton tarafından çıkarılan, SDAP’nin (Sociaal-Democratische Arbeiderspartij – Hollanda Sosyal Demokrat İşçi Partisi) revizyonist çizgisini eleştiren De Tribune gazetesi etrafında toplanan, SDAP içerisindeki bir sol muhalif grup. SDAP’den kovulduktan sonra SDP’yi (Sociaal-Democratische Partij – Holland Sosyal Demokrat Partisi) kurmuşlardır. Wijnkoop, platformlarının ulusal sorun ve silahsızlanma dahil olmak üzere çeşitli konularda Bolşeviklerden farklı bir çizgiye sahip olduğunu belirtmiştir. “Tarihî bir saçmalık” olarak adlandırdıkları Zimmerwald Konferansı’nın sonuçlarını onaylamamışlar ve ona verilebilecek eleştirel desteği bile reddetmişlerdir. |
↑5 | Lenin’in Zimmerwald Solu’na dahil etmek için çabaladığı Hollandalı Tribunistler, “merkezci” Grimm tarafından düzenlendiği gerekçesiyle konferansa katılmayı reddetti. Bulgarian Narrows muhalefet içerisinde mezhepçi bir konumda bulunmak istemediklerini öne sürdü. Rus ve Polonya işçi hareketlerindeki sol gruplar ve Julian Borchardt’ın Lichtstrahlen grubu bu ilkeler temelinde ortaklaşmayı kabul etti. |
↑6 | Zimmerwald’ın tek amacının İkinci Enternasyonal’i restore etmek ve barış için faaliyette bulunmak olduğunu belirtti. ISB ile işbirliği içerisinde olunması gerektiğini söyledi. |
↑7 | SDAP üyesi. Hollanda solundan Zimmerwald Konferansı’na katılan tek temsilci. |
↑8 | Lenin’in “Sosyalist Devrim ve Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” metni. |
↑9 | Ulusal sorun hakkında anlaşmazlık yaşayan Bolşevik ve SDKPiL-Bölge Başkanlığı temsilcilerinin egemenliğindeki Zimmerwald Solunda Bolşevikleri temsilen Lenin, Zinovyev, Armand; SDKPiL-Bölge Başkanlığı’nı temsilen Radek, Bronislaw Stein, Mieczyslaw Bronski; Bremen Sol Radikallerini temsilen Paul Frölich; SPS-Solunu temsilen Fritz Platten, Ernst Nobs, Agnes Robmann; PSI-Solunu temsilen Serrati ve Sırbistan Sosyal Demokrat Partisi’ni temsilen Trisa Kaclerovic yer alıyordu. ISB ile işbirliği yaparak hareketi İkinci Enternasyonal sınırları içinde tutma konusunda fikir birlikteliği sağlayan sağ kanatta üç Fransız parlamenter, PSI-Sağı ve Çalışma Grubu çoğunluğu yer alıyordu. Sınırları belirsiz olan merkezde, ISC’yi temsilen Grimm ve Balabanov; Spartaküs Birliği; Menşevikler ve SRS; PPS-Solunu temsilen Stanislaw Lapinski; SKDPiL-Ana Başkanlığı’nı temsilen Adolf Warszawski bulunuyordu. |